𝘤𝘩𝘢𝘱𝘵𝘦𝘳 𝘦𝘭𝘦𝘷𝘦𝘯

1.1K 94 17
                                    

RICK başını çevirip Steve'in omzunun arkasında bir yerlere gözünü dikti ve gülümsedi.

"Bu kadar kör olduğunuz sürece benim gibi yüz kişiyi yakalamanın bile size faydası dokunmaz."

Carmen arkasında kelepçeyle birleştirdiği ellerini sıkıca tutarken keyifle konuştu.

"Kimse o kadar kör değil Bay Jackson, sadece siz öyle sanıyorsunuz."

Birkaç Gün Önce

"Neden yalan söyledin?" Natasha oturduğu yerden başını kaldırıp arkadaşının gözlerine baktı.

"Döner dönmez tekrar gitmeni göze alamadım. Senden tekrar uzun bir süre ayrı kalmak istemiyordum. Bencillik ettim." Carmen dudaklarını birbirine bastırırken göğsünde biriken suçluluk duygusunu yok etmeye çalıştı.

"Eninde sonunda dönecektim, bu benim işim." dedi gözlerini kaçırırken, her an anlayacak diye ödü kopuyordu genç kadının.

"Her şeyi arkanda bırakıp devam etmek zorunda olman işinin bir parçası olmamalıydı ama." Carmen başını hafifçe öne eğdi.

"Her şeyi arkamda bırakmak istemedim."

"Biliyorum."

Bir süre sustular.

"Özür dilerim." Ilk konuşan Carmen olduğunda Natasha hiç düşünmeden yerinden kalkıp kollarını Carmen'e doladı.

"Kalacak mısın?" Carmen, Natasha'nın kızıl saçlarının arasından gülümsedi.

"Kalacağım."

"Tanrı'm." Tony yatakta doğrulup karşısındaki duvara baktı bir süre. Yorucu bir günün ardından yeni uyuyabilmişti ve yan odadan gelen yüksek sesli müzik kısacık uykusunu da çalıyordu.

Söylene söylene odasından çıkıp Carmen'in kapısının önünde durdu. Kapıyı çalınca duymayacağını bildiğinden kulpu sıkıca tutarak indirip içeri girdi.

Tabiri yerindeyse her yer birbirine girmişti, dağılmış kıyafetler, araya kaynamış birkaç kağıt parçası ve yastıklarla birlikte yatağın önünde duran battaniyenin üzerindeydi.

Tony birkaç saniyeliğine dağınıklığa baktıktan sonra yatakta oturup duvara bakarken pipetle bir şeyler içen kadına yöneltti bakışlarını.

Dağınıklığı umursuyor gibi durmuyordu ama Tony birlikte oldukları zamandan beri en küçük yer değişikliğinden bile nefret ettiğini biliyordu. Eğer bu oda bu hale geldiyse muhtemelen geçerli bir sebebi vardı.

"Carmen." Tony, ismini birkaç kez daha söyledi ama müzik sesinden olsa gerek Carmen omzuna dokunana kadar orada olduğunu fark etmedi bile.

"Evet?" Tony kaşlarını kaldırdı ve elinde tuttuğu beyaz kupaya baktı.

"İçtin mi sen?" Carmen gülümsedi.

"Evet ama kola içiyorum. Sen de ister misin?" Tony başını sallayıp yatağı işaret etti.

"Oturabilir miyim?" Müzik sesindeb dolayı bağırarak konuşuyorlardı. Carmen onu başıyla onaylayınca yanına oturdu.

"Müzik sesine mi geldin?"

WE HAD TIME-TONY STARK [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now