𝘤𝘩𝘢𝘱𝘵𝘦𝘳 𝘧𝘰𝘶𝘳

3.2K 241 26
                                    

TONY, biten viski şişesini masaya bırakıp yanındakini alırken boşta olan koluyla göz yaşlarını sildi. Geriye yaslandı ve viskinin boğazını yakmasına izin verdi.

Natasha onu uyardığında, Tony düşüyormuş gibi hissetmişti, Carmen'in gözlerinde her zamanki öfkesi yerine boşluk gördüğünde, o gözlerin kendisini de yuttuğunu hissetmişti.

Önceden anıları vardı, birlikte geçirdikleri zamanlar. Hatırlamak her ne kadar onu üzse de en azından bir süreliğine beraber olabilmiş olmalarının mutluluğunu yaşamıştı Tony. Sırf kibiri yüzünden Carmen'i kaybettiğinde kendinden emindi, gözlerindeki kararlılığı kimsenin değiştiremeyeceğini düşünüyordu. Şimdiyse tek istediği ona sarılarak bir gece daha uyuyabilmekti.

Tony Stark, nadiren sözünü çiğnerdi ama Carmen için her şeyi yapmaya, daima hazırdı.

Titrek bir nefes alıp sonbaharın getirdiği rüzgârla yavaşça sallanan ağaçları izledi bir süre.En son buraya Carmen'le gelmişti. En son doğru düzgün bir konuşmayı burada yapmışlardı ve en son onu burada öpmüştü.

Kavgalarını hatırladı, tartışmaları sadece üç dakika sürmüştü ama bu Carmen'in kapıyı çarpıp gitmesi için yeterli bir süreydi.

Bir süre takım arkadaşı olmaya karar vermişler ama bunu bile becerememişlerdi. Her fırsatta tartışıyorlardı ve Tony'nin bu konudaki sayılı rakiplerinden biri kesinlikle Carmen'di. Söylediği hiçbir cümlenin altında kalmaz, tersine Tony'yi yerin dibine itene kadar elindeki her kozu kullanırdı.

Hatırladıklarıyla suratına bir tebessüm yayıldığında Tony, bitmek üzere olan şişeden bir yudum daha aldı.

İkisinin bitmek bilmeyen tartışması görevleri tehlikeye sokmaya başladığında ayrılmayı teklif eden Carmen olmuştu. Önceden yaptığı gibi S.H.I.E.L.D.'da tek başına çalışmak istemişti. Her ne kadar takım arkadaşları bunu reddetse de Carmen kimseyi dinlemeden ayrılmış ve İç Savaşa kadar da Natasha dışında kimseyle görüşmemişti.

İç Savaşta beklenilenin aksine Carmen, Tony'nin tarafını tutmuş, işi biter bitmez yine eski işine dönmüştü.

Tony, Carmen'i en son Natasha ve Steve'in bir bebek beklediğini öğrendiğinde görmüştü. Siyah saçları ve mavi gözleriyle hala Tony'nin hayalindeki kadındı. Steve'le aralarının düzelmesinde fazla büyük bir rolü olmasa da bu bebek hepsinin arasındaki buzları gözle görülür biçimde eritmişti.

Fazla konuşamamışlardı ama Carmen'in işinden memnun olduğunu söylediğini hatırlıyordu. Tek başıma daha iyi olmasam da idare etmeye çalışıyorum.

Tony, açıkça pişmandı. Carmen'le tartıştıktan sonra olmasını beklediği son şey ayrılmasıydı. Ayrılmış olsalar bile her zaman içinde onu görebilmenin verdiği memnunluğun yattığını biliyordu. Her sabah kalktığında hemen yanındaki odada uyuduğunu bilmek onu rahatlatıyordu.

Şimdiyse bir daha asla o anılara sahip olamayabilirlerdi, zamanı geri alamıyordunuz ama Tony yapabilseydi Carmen'in elinden tutup gitmemesini söylerdi, hayatında bir kez olsun kibrini görmezden gelirdi ve fazlasına sahip olurlardı, belki de Steve ve Natasha'nınki gibi küçük bir bebek.

Topraktan yola giren arabanın farıyla Tony düşüncelerinden koptu ve doğruldu, hafifçe sendelediğinde trabzanlara tutunup araban inen Natasha'yi izledi.

Kızıl kadın, Tony'nin önünde durup elindeki şişeyi çekti ve sertçe masaya bıraktı. "Boşuna üzülüyorsun." Tony başını kaldırıp arkadaşına baktı, "Rusya'da olduğunu düşünüyor, Natalia." Natasha rahatsızca kıpırdandı ama suratındaki ifadeyi bozmadı.

"En son 9 yıl önce Rusya'daydı. Sence bir ihtimal var mı?" Natasha, Tony'nin yanına oturdu ve elini omzuna koydu. Carmen'in Tony için ne kadar önemli olduğunun farkındaydı, ilişkilerinin bittiğini biliyordu ama Tony hiçbir zaman vazgeçmemişti.

"Onunla son konuştuğumda kavga ettik."Natasha konuşmadan devam etmesini bekledi.

Tony "Zamanımız vardı ve ben zamanımı onunla kavga ederek harcadım..." dedi ve kızarmış gözlerini Natasha'nınkilere sabitledi.

"ve şimdi ona bile sahip değiliz."

WE HAD TIME-TONY STARK [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now