𝘩𝘰𝘸 𝘥𝘰 𝘸𝘦 𝘮𝘦𝘵?

982 60 6
                                    

  Tony, derin bir nefes aldı.

Başındaki kumaş parçası her nefesinde boğulacakmış gibi hissettiriyordu ona.

"Neredeyim?" diye sordu sesinin sakin çıkmasını umarak. Cevap alamadığındaysa sıkıntıyla ofladı.

Daha geçen sene aynı şey gelmişti başına, bir şekilde ondan yırtmış olsa da ikinci şansı konusunda pek kendine güvenemiyordu.

Yanılacağını umarak bileğinin etrafına sıkıca dolanmış kalın iplerden kurtulmayı denedi yine.

Tok adım sesleri Tony'yi durdurdu.

Kadın yanına kadar ilerleyip tek eliyle kumaşı çıkardığında Tony derin bir nefes alarak ona döndü.

"Neredeyim?" Aynı soruyu tekrar edince kadın sırıttı.

"Bilmek istemezsin, inan bana."

"Eh, inanamayacaksın ama istiyorum." Kadın onu umursamadan başka bir konudan devam etti. "Endişelendiğin şey buysa, seni öldürmeyeceğim. Sadece soru sormak istiyorum."

"Ne? Röportaj mı yapacağız? Asistanıma sorsaydın sana zaman ayırabilirdim, daha hoş bir ortamda hem de." Son kelimeleri etraflarını sarmış loş ışıklı, karanlık duvarlara bakarak söylemişti. Tony burada en az yirmi kişinin bu şekilde öldüğüne bahse girebilirdi. Kan kokusu öyle ağırdı ki ilk geldiğinde kendisine ait olduğunu sanmıştı.

"Hayır, tek soruluk kısa bir test gibi düşün. Arada biraz fark var sadece; istediğim yanıtı alamazsam ölürsün."

"Beni öldürmeyeceğini sanıyordum?"

"Fikrimi değiştirmemde ısrarcı gibisin."

"Sadece soruyu sor, tamam mı?" Carmen yanıt vermeden cebinden bir fotoğraf çıkarıp Tony'ye çevirdi.

"Bu kadını tanıyor musun?" Tony, resimdeki kızıl kadına dikkatle bakarken yutkundu. Söylese ayrı, söylemese ayrı bir dertti.

"Neden sorduğuna bağlı." diye mırıldandı.

Carmen tereddüt etmeden suratına bir yumruk attı ve Tony başı arkaya düşerken inledi.

"İstediğim cevap bu değildi."

"Eski asistanım." diyiverdi Tony. Yalan sayılmazdı sonuçta.

"Adı ne?"

"Natalie."

"En son ne zaman ve nerede gördün?"

"Tek bir soru olacak sanıyordum?" Kadın bir yumruk daha attı ve eğilip çenesinden tuttu.

"Bir daha soruma soruyla karşılık verirsen bu kadar kolay kurtulamazsın." Elini çektiğinde Tony rahat bir nefes aldı.

"Bir yıl oluyor." diye cevapladı onu. Hazırcevap oluşu hayatında ilk kez işe yaramıyordu. Şaşırtıcı bir durum.

Kadın ondan uzaklaşıp odanın diğer köşesinde durdu, titrek bir nefes aldığını işitti Tony. Gözlerindeki ifade hüzünden ibaretti.

Natasha'yı, kim neden bu kadar sevecekti? Sevilmeyecek biri olduğundan değil ama bir kilometre öteden bile baksanız suratı, 'hiçbir ilişkiye açık değilim' diye bağırıyordu.

"Artık gidebilir miyim?" diye sordu tedirginlikle. Kadın başını kaldırıp elindeki fotoğrafı yeniden cebine attı.

Kendisine doğru yürürken eli beline gitti ve söylendi. "Şimdi, onun kulağına gitmeyeceğine emin olmam gerek."

WE HAD TIME-TONY STARK [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin