18| Taehyung'un ilgi saati gelmiş.

19.8K 1.8K 2.5K
                                    

"Beyaz bayraklar çekilmiş sanırım?"

Namjoon hyung gülümseyerek yanımıza gelirken utanarak gülümsemiş ve omuz silkmiştim. Taehyung hyung da benim tepkimi kontrol ettikten sonra gülümsemişti.

"Böylesi çok daha iyi. Emin olun, size sizden başka kimse iyi gelemezdi"

"Sana da en iyi gelen kişi benim, değil mi?"

Jin hyung da yanımıza gelerek kolunu Namjoon hyungun omzuna atınca Namjoon hyung gülmüş ve onun poposuna vurmuştu.

"Elbette" diyerek elini bu sefer beline atmış ve ona yarım yamalak sarılmıştı. "Sen olmasan ne yapardım bilmiyorum" diye eklediğinde de Jin hyung gülerek onun saçlarını karıştırmıştı. O sırada duyduğumuz gürültüyle birlikte hepimizin bakışları çekim yaptığımız alana kaymıştı. Yoongi hyung yerde yüzünü buruşturarak oturuyor ve kolunu tutuyordu. Hızla oturduğum yerden kalkarak yanına gitmiş, yere çömelerek bileğini tutmuştum.

"Hyung, ne oldu? Düştün mü? Bir yerin acıyor mu?"

"Yok, iyiyim. Ayağım takıldı sadece" diyerek bakışlarını yerdeki kablolara çevirip sonra oturduğu yerden yavaşça kalkmıştı. Üzerini hafifçe silkeleyerek az önce tuttuğu kolunu nazikçe ellerimin arasına almıştım.

"Acıyor mu?" Dediğimde olumsuz mırıltılar çıkararak kolunu çekmek istemişti ama ona izin vermeyerek tutuşumu sıkılaştırdığımda yüzünü buruşturmuştu.

"Hyung, acıyor işte"

Taehyung hyung endişeyle söylenerek Yoongi hyunga baktığında Yoongi hyung gözlerini bana çevirerek kolunu elimden kurtarmıştı.

"Üzerine düştüm, acıması normal. Ciddi bir şey yok, endişelenmeyin bu kadar"

"Hyung-"

"Taehyung, sorun yok bebeğim" Yoongi hyung Taehyung hyungun sözünü keserek -Taehyung derken 'u' yu uzatmıştı- yanağını hafifçe sıkıp bırakmış ve gülümsemişti. Dudaklarımı büzerek kollarımı birleştirdiğimde ikisinin de bakışları bana dönmüştü.

"Bana neden öyle söylemedin? İlk ben geldim yanına"

"Demek ki beni daha çok seviyor"

Taehyung hyung keyifle gülerek ellerini cebine sokmuş ve bana bilmiş bilmiş bakmaya başlamıştı.

"Hiç de bile. Hyungum en çok beni seviyor. Değil mi hyung?" diyerek kaşlarımı kaldırmış ve ona bakmıştım. O ise gülerek elini arkamıza doğru uzatıp Jimini yanına çekmişti.

"En çok Jimin'i seviyorum, susun şimdi" diyerek onu önüne alıp omuzlarına sarılmıştı. Jimin hyung gülerek boynuna sarılan kolları tutarak bana dil çıkartmıştı. Gözlerimi devirerek önüme hemen arkamda olan Hoseok hyunga bakmıştım. Baktığım gibi de o da bana arkamdan sarılmıştı.

"Çocuk gibisiniz, gerçekten" diyerek güldüğünde Namjoon hyunga gözlerimi devirmiştim.

"Gidelim, Hobie hyung, hyungu en sevdiğiyle yalnız bırakalım"

Burnum havada, Hoseok hyungla yarım yamalak sarılmış bir şekilde birlikte yürümeye çalışarak yanlarından ayrılmak istemiştik. Ama Hoseok hyung yürüyemiyoruz ayağına bana yürümeye başladığında onu itip yalandan oflamıştım.

"Namjoon hyung, Hoseok hyunga bir şey söyle!"

Çocuk gibi mızmızlandığım sırada belime dolanan kollar ve sırtımın yaslandığı göğüsle birlikte birden sessizleşerek belime sarılan kola tutunmuş, başımı hafifçe yana çevirerek Taehyung hyunga bakmıştım. Gülümseyerek çenesini omzuma yasladığında bennde gülümsemiş ve önüme dönmüştüm. Herkes bize gülerek bakıyordu.

İdol: taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin