38| Eski defterleri açmayalım lütfen.

20.7K 1.4K 1K
                                    

Utanmak nedir bilmiyordum.

Kendime şaşıp kalıyordum gerçekten ama bunu artık kabullenmiştim. Cinselliği çok fazla düşünme ve eyleme dökme vaktim olmadığı için mi bilmiyorum ama bir sevgilim olana kadar cinsellikten genel olarak uzaktım. Ergenliğimin en ağır geçtiği dönemlerde dahi pornoları mide bulandırıcı bulduğum için izlemez, kendime dokunduğum zamanlarda sadece hayal gücümle gelirdim. Belki bu hayal gücümün genişliğinden ileride yaşayacaklarım sezilebilirdi ama o anlarsa ileride ilişki durumumun asla ne olacağını tahmin edemeyeceğim için üstelememiş, bir şeyler izlememe gerek kalmadan kendime dokunmamın yetmesinin üzerinde durmamıştım.

Eğer üzerinde dursaydım, belki de ileride, yani şimdi, cinsellik konusunda çok doyumsuz biri olacağımı bir ihtimal de olsa tahmin edebilirdim.

Taehyungla birlikte olduğum gece, abartmıyorum, sayamadığım kez boşalmıştım. Taehyung da benim gibi biri olmalıydı ki asla durmayı teklif etmiyor, defalarca farklı şekillerde boşalmayı istiyor, yeni şeyler denemeye açık olduğunu bana açıkça belli ediyordu. Onunla bir eve çıkacak olursak emindim ki sadece daha farklı neler deneyebileceğimizi test etmek için ayrı bir odamız falan olurdu. Buna gerçekten emindim.

İlk defa tam anlamıyla sevişmemize rağmen beni delirten tatlı noktamın yerini ezberlemişti. Saatlerce usanmadan, o beni sertçe ezdikçe ağlaya ağlaya inlemiştim. Tanrı şahit o kadar harika saatler geçirmiştim ki durmak istememin tek nedeni yarın yürümekte daha az zorlanmak, annemlerin anlamamasını sağlamaktı.

Duşumuzu birlikte aldıktan sonra yatağıma yürürken hararetimiz yeni yeni söndüğünde ise ciddi anlamda acıyan kalçamla birlikte gözlerimi büyütmüştüm. Deliğim sızlıyor, acıyor ve yanıyordu. Bakışlarım Taehyungu bulduğunda o gülmemek için dudaklarını ısırmış, belime sarılarak yatağa benimle birlikte uzanmıştı.

"Taehyung, ben yarın ne yapacağım böyle?"

Sızlanarak göğsüne sokulduğumda dudaklarını saçlarıma bastırarak kısık sesle kıkırdamıştı.

"Sabaha daha da hafifler bence. Geç uyanmana kimse bir şey demiyor zaten, öğleden sonra uyanırsın ve sürekli yatarsın. Eğer çok kötüysen gidip bir eczane bulayım mı şimdi? Camdan gider gelirim?"

"Hayır, gerek yok. Sabaha hafifler bence de. Yani umarım öyle olur" dediğimde kıkırdayarak saçlarımı geriye tarayıp alnımı açmış, tatlı bir öpücük bırakmıştı.

"Tamam o zaman, şimdi üzerimizi giyinelim" diyip ayağa kalkmış ve hiçbir utanma belirtisi göstermeden karşımda pijamalarını giyindikten sonra benim için de bir şeyler alıp yatağa dönmüştü. Üzerimdeki bornozu çıkartıp beni giydirmesine izin vermiştim. Kirlileri banyoya atıp geldikten sonra direkt olarak yanıma yatmıştı. Işığı da kapattıktan sonra beni kollarıyla sarmalayarak göğsüne çekmişti.

"Bu kadar doyumsuz biri olacağını tahmin etmiyordum" demişti. Parmakları boynum ve kulağım arasında gidip geliyordu. Birazcık geri çekilerek başımı kaldırmış ve onunla göz göze gelmiştim. "Tamam, istekli olduğunu zaten ilk yakınlaşmamızda fark etmiştim ama bu kadarını tahmin etmemiştim"

"Dışarıdan bakılınca öyle bir imaj vermediğimin farkındayım. Açıkçası ben de kendimden bu kadarını beklemiyordum ama demek ki içimde varmış"

Kıkırdayarak alt dudağını ısırdığında gözlerinin parladığını görebiliyordum.

"Her anlamda beni dünyanın en şanslı ve en mutlu insanı yapıyorsun Jungkook. Bunu biliyorsun değil mi?"

"Aklımı mı okudun? Aynı şeyleri senin için düşünüyordum da"

Güler gibi bir ses çıkarttıktan sonra dudaklarını kaşlarımın ortasına bastırmış, burnum boyunca da öpücükler bırakıp en son burnumun ucunu öpmüştü.

İdol: taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin