İdol: taekook

33| You are the cause of my euphoria.

:)))))))

_

_

"You are the cause of my euphoria~"

Taehyungun yüksek notası kulaklarıma ulaşırken dudaklarım kıvrılmıştı. Elimdeki kalemi bırakarak oturduğum sandalyeye iyice yayılmış ve başımı arkaya atarken Taehyungun şarkıyı söylemeye devam etmesi dudaklarımdaki gerginliği saniye saniye arttırıyordu.

"Take my hands now, you are the cause of my euphoria"

Derin bir nefes vererek oturduğum yerden kalktığımda banyonun kapısına doğru ilerlemiş, kapıyı tıklatmadan açarken tereddüt etmemiştim bile.

"Close the door now, when i'm with you, i'm in Utopia"

Kapalı olan gözleri, ben içeri girip kapıyı kapatıp kapattığım an açılmıştı. Tüm cam yerine sadece gövde kısmının buzlu camdan oluşu sayesinde yüz ifadesini rahatça görebiliyordum. Saçlarını, yüzünü ve bedenini ıslatmaya devam eden su gözlerini açmasına engel olmazken dudakları kıvrılmıştı. Bana ne kadar güzel bir manzara sunduğundan haberi var mıydı bilmiyordum fakat düşünmeden üzerimdeki tişörtten ve iç çamaşırımla birlikte eşofmanımdan kurtulduğum gibi kabine doğru yürümüş, saniyeler sonra da içeri girmiştim.

Ben sesinin büyüsüne kapıldığım için gözlerinden başka bir yere bakmasam da o beni utanmadan süzmüş ve keyifle gülerken elini uzatıp belimi kavrayarak beni de suyun altına çekmişti. Kıvrık olan dudakları yanağımla buluşup geri çekildiğinde kollarımı boynuna sararak bir elimi saçlarına daldırmıştım.

"Güzel söyleyebildim mi? Seninki kadar güzel olmayacağını biliyorum-"

"Emin ol" diyere sözünü kesmiş, dudaklarımı dudaklarına sürterek devam etmiştim. "En az benim kadar güzel söyledin"

Dudakları keyifle ve biraz da mahçup bir tavırla büzülürken sıcaktan dolayı kızaran yanağında baş parmağımı gezdirmiş, alnımı alnına yaslayarak dudaklarımı dilimle ıslatmıştım. Ellerinden biri belimi rahatça kavrarken bir eli yavaş bir şekilde sırtımdan kayarak kalçama inmişti. Parmaklarını kalçamın üzerinde dolaştırmaya başladığında gıdıklayıcı his yüzünden bedenim titremişti. Kendimi istemsizce ona yapıştırırken yerlerimizi değiştirerek sırtımı soğuk fayansla buluşturmuştu. Nedeni farklı olsa da bir kez daha vücudum titrerken ona daha sıkı sarılmıştım. Bacağı bacaklarımın arasına yerleştiğinde hafifçe yutkunmuş ve gözlerimi aralayarak dudaklarına bakmıştım.

"Sesini çok seviyorum" demiştim sessizce. "Şarkı söylerkenki haline aşığım ama öyle böyle değil, içim kaynıyor resmen" diye eklediğimde dudakları tekrar kıvrılmış ve burnundan güler gibi bir ses çıkartmıştı.

"Hangi halime aşıksın? Karar ver artık" diye mırıldandığında bu sefer benim dudaklarım kıvrılmıştı.

"Her haline aşığım" demiştim omuz silkerek. "Sadece bazen bazı hallerine çok fena yükseliyorum"

Bacaklarımın arasındaki bacağı baskısını arttırdığında dudakları dudağımın altındaki beni bulmuştu. Uzun bir öpücük bırakıp geri çekildiğinde ensesindeki saçlarla oynamaya başlamıştım.

"Mesela yüksek notaya çıktığında ben de seninle birlikte yükseliyorum" dediğimde kıkırdayarak yüzünü boynuma gömmüş, birçok noktaya ıslak dudaklarını bastırmıştı. "Veya Singularity performansını izlerken-ah," gerçekten o anları hayal ederek konuştuğum için kendi sözümü inleyerek kesmiştim. "Devam edemeyeceğim sanırım" dediğimde seksi bir şekilde gülmüş ve kalçamdaki elini sıkarak beni kendisine sürtmüştü. Keyifle mırıldanarak alnımı omzuna yasladığımda bacağını geri çekip devreye elini sokmuştu. Uyarılmaya başlamış olan uzunluğum parmaklarının arasındayken dudaklarını boynuma bastırarak pek de hafif olmayan bir tavırla emmeye başlamıştı.