EPİSODE 2.0

7.6K 301 100
                                    

Arkadaşlar Atlas ve Yusuf tıp okuyor bunu daha önce belirtmediğimi yeni fark ediyorum.

——

1 buçuk sene sonra:

Yusuf:

Tam bir buçuk yıl sonra, bulunduğum konum güzeldi. Bursada ünlü ve büyük bir hastahanesinde cerrahi bölümünde hatrı sayılır bir doktor olmuştum. Hastahanede namım yüksekti. 'Yakışıklı doktor' konumu bana daha uygun oluyordu. Atlas iç hastalıklar bölümünde baş hemşirdi. (Arkadaşlar tıpla ilgili pek bilgim oladığı için googlede ne varsa ona göre yazıyorum) Atlasla geçen ay hollanda da nişanlanmıştık. Eşcinsel bir çift olduğumuz hastahanede bilinmiyordu sonuçta kariyerimi riske atamazdım.

Kapım çalınınca elimdeki dosyayı bırakıp 'Gel' diye seslendim. İçeri psikolog ipek girdi (evet bu benim elekwlekeke gelecekte kendimi psikolog olarak görüyorum) "Müsait misin Yusuf" dedi kafasını içeri sokarak, gülümsedim. "Gelebilirsin" gülümseyip içeri girdi. Koltuğa oturdu. Elinde bir dosya vardı. "Ferman hoca bunu sana vermemi istedi" dedi. Kafa sallayıp alıp kenara koydum. "Nasılsın, Atlas nasıl?" İpek, hastahanede ilişkimizi bilen tek kişiydi. Kafa salladım "Harikayız" , "Çocuk düşünüyor musunuz?" Dedi. Ben çok istiyordum bi çocuk evlat edinmek ama Atlas istemiyordu. Hazır olmadığını söylüyordu. Sıkıntıyla iç çektim "Ben istiyorum ama o istemiyor, biliyorsun ki bu tek taraflı olmaz biz bir aile olucaz onun için bir şey diyemiyorum" kafa saladı ve gülümsedi "Çok tatlı bir aile olurdunuz biliyor musun?" Kahkaha attım. Olurduk biliyordum ama onunda istemesi gerekiyordu.
Sinsice bana yaklaştı "Önemli bir haberim var" tek kaşımı kaldırdım. "Atlas yemekhanede Ali hoca ile yemek yiyor." Bir anda masadan kalktım. SIÇTIM AĞZINA OROSPU ÇOCUĞU ALİ.

Ali kim diye sorarsanız eğer Atlasıma yakınlaşmaya çalışan bir adet orospu çocuğu. Asansörün düğmesine bastım ve bekledim bir süre sonra açıldı içerde 6 tane hemşire vardı bana gülümsüyorlardı, zoraki bir şekilde gülümseyip içeri girdim. Düğmeye basıp beklemeye başladım. Kısa sürede kapı açılınca fırladım ve orta sıralardaki masada oturan ikiliye yöneldim. Atlası kenara çekip aldığım sandalyeyi ortalarına koydum. Atlasa dönüp yanağından öptüm "Selam bebeğim" sonrada diğer yanımdaki Şeye döndüm "Nasılsınız yavş- Ali hocam" yapmacık şekilde gülümsedi "İyiyim siz nasılsınız?" Dişlerimi sıktım "İyiyim hocam" tekrar atlasa döndüm "Ferman hoca seni çağırmış gel gidelim" dedi ve ayaklandım. O şeyle vedalaşıp yanıma geldi. Ellerimizi kenetleyip önden yürümeye başladım.

Birlikte asansöre bindik. Asansörde bir kaç kişi vardı ama daralıyordum. 64. Kata gelince çıktık. Ferman hocanın odasını geçip stajyer odasına girdik. "Niye geldik buraya?" Kapıyı kapayıp anında onu kapıyla arama aldım. "Sen katil olmamı mı istiyorsun?" Anlamazca baktı bana "Ne alakası var Yusuf saçmalama?" Kaşlarımı çattım "O Ali piçinden deli gibi kıskanıyorum seni oğlum" kalbinin teklediğini hissettim "Yani onla görüşmeni istemiyorum" diye devam ettim cümleme. Atlasla birbirimizi ilk günkü gibi seviyorduk, tabi o daha çok seviyordu bunu asla inkar edemem. O daha temiz seviyordu. Ama bende kaptırmıştım bu sarışına kalbimi ne yapabilirim? "Ama ben Ali hocanın yardımcı hemşiriyim" lanet olsası bu bilgiyi unutmuştum işte. Gözlerimi öfkeyle kapadım. Dudaklarımda hissettiğim baskıyla sinirim gevşedi, karşılık vermeye başladım.

Dudaklarıyla ilgilendikten sonra boynuna yöneldim. Boynu ile omzu arasındaki o yeri emmeye başladım, yalıyor ve dişliyordum. Geri çekilip şaheserime baktım. Orda bana ait olduğuna dair bir kanıt vardı artık. Sırıtıp geri çekildim "Bu şekilde hocanın odasına gitmek istemezsin değil mi?" Anlamazca bana bakarken onu hafif itip odadan çıktım. Daha sonra evde beni dövebilirdi ve sonunda her zamanki gibi cezasını yatak odamızda verebilirdim. (Smut yaziyim mi wldkks)
Koridorda yürürken yanıma Ayla geldi, Ayla alerji bölümünün baş hemşiresiydi. "Yusuf hocam bir hastanızda sıkıntı çıkmış sizi çağırıyorlar" kaşlarımı çattım "Neden ordaki hemşire gelmedi" dudağını ısırdı, bakışlarım saniyesinde oraya kaydı "İşi varmış bende ordan geçiyordum haber vereyim dedim" kafa salladım birlikte bizim kata çıktık. Daha önce girmediğim bir kapının önünde durduk, o anahtarla kapıyı açtı içeri girdim fakat oda boştu, arkamdan kapı kapama sesini duyunca oraya döndüm. Ayla kapının önünde öylece duruyordu. Dudağını ısırıp üstündeki formanın (ona ne denir bilmiyorum işte görevli hemşirelerin giydiği o kıyafet) kenarlarını açmaya başladı ve üzerini çıkardı. Önemde kırmızı, danteli bir sütyenle duruyordu.

Büyük ve yapılı göğüslerine kayan gözlerim tekrar yüzüne tırmandı. Bir tepki vermediğimi göründe bu sefer altındakini yavaşça çıkardı ve kenara koydu. Altındaki kırmızı ve kalçalarını belli eden bir tanga vardı etrafında bir tur döndü. "Ne yapıyorsun?" Dedim gayet normal bir şekilde. Dudağını ısırdı "Hastanız benim hocam sanırım biraz ateşim var" dedi. Ve bana yaklaşıp dudaklarımı öpmeye başladı. Bir kaç dakika önce sevdiğime deyen dudaklar şimdi onlara ihanet ediyordu. Karşılık vermeden bekliyordum. Onu tam iteceğim sırada kapı açıldı. Gözüm oraya döndü ve gördüğüm kişiler, asla olmaması gereken kişilerdi.

Atlas gözleri yaşlı bana bakıyordu.

———

Amcık kafalı Ayla nerden çıktın sen? Çok sinirlendim ve üzüldüm olan Atlasa oldu gene :(

Soru: kitap final olmalı mı yoksa böyle devam edelim mi?

-İpek

AYIP! |BxB|  /Tamamlandı/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin