ly [48]

6.3K 428 91
                                    

''Ee, ne yemek istersin?''

''Sen ne istiyorsan ondan yiyelim.''

''Tamam o zaman, abi bize en güzel yemeklerinizden getirin içecek olarak da,'' ne istiyorsun der gibi bana baktı. "Kola.''

''İçecek olarak da iki kola, lütfen.''

Yemek yemek için Egeberk'in internetten bulup beğendiği bir restorant tarzı bir yere gelmiştik. Fazla lüks değilsi fakat öyle sokakta alelade açılmış bir yer gibi de değildi. Bu birbirimize açıldıktan sonraki ilk yemeğimizdi ve ben bayılmamak için kendimi zor tutuyordum. Mecazi bir şeyden de bahsetmiyorum bakın ciddi ciddi yer altımdan kayıyor gibi hissediyorum. Ama bugünü tam da şu anı böyle bir saçmalık yüzünden mahvedemezdim. Hayır cidden olmazdı. Derin bir nefes alıp masada çoktan doldurulan suya uzandım. Elim tir tir titriyordu. Göz ucuyla Ege'ye baktığımda fark etmediğini gördüm. Bu benim için daha iyiydi endişelenmesini istemezdim.

Garsonlar bir bir masaya yemekleri getirirken ben de bardaktaki suyu bitirmiştim. Az da olsa iyi gelmişti ama hâlâ başım dönüyordu. Egeberk'ten iki tane mi vardı?

Yemek yemeye başlamıştık, hatta ben biraz fazla abanmıştım hemen. Açlıktandır belki diyerekten. Fakat yedikten sonra da pek bir değişiklik olmamıştı.

''Atahan iyi misin? Rengin attı gibi geldi bana.'' Salataya uzanmış elimin üzerinden elimi tutan Egeberk'in sesi endişeli çıkıyordu. Al işte endişelenmişti bile. ''Yok yok bir şeyim iyiyim. Açlıktan biraz başım döndü gibi geldi. Yedim ya iyiyim şimdi.''

"Emin misin bak bir acile falan gidebiliriz.''

''Hayır Egeberk bugün saçma sapan şeyler yok sadece sen ve ben varız. Ben yine mallığımla her şeyin içine etmek istemiyorum.''

''Sağlığın saçmalığı mı olur Atahan. İyi hissetmiyorsan sadece söylemen yeterli daha çok günümüz var sen iyi ol da.''

''Hayır cidd-''

Midem ağzıma gelmişti ve görüşüm daha da bulanıklaşmaya başlamıştı. Sonrası zaten karanlık.

~~~

''Kendisini ne zaman iyi hissederse o zaman eve gidebilirsiniz fakat biz yine bir gece müşade altında kalmasından yanayız.''

''Peki doktor hanım teşekkür ederiz.''

''Ama ben dedim iyi değilsin dedim ona. Neymiş günü bozmak istemiyormuş da saçmalıkmış da. Sizin bu oğlunuz var ya deli zırdeli hem de.''

''Eh inkar edemem, ama iyi çocuktur Atahan. Ne yapsın gideceksin de bir gün bile güzel gün geçiremeyeceksiniz diye korkuyor.''

''Ya ona bir şey olmasın da ben iki üç beş hafta daha kalırım burada yeter ki sağlığı yerinde olsun.''

"Oğlum cidden iyi birini sevmiş, senden başkası olsaydı vallahi de billahi de kabul etmezdim damat olarak.''

Daha fazla dinlemeden gözlerimi araladım hafiçe.

''Ee Egeberk Bey, buna diyecek bir şeyiniz yok galiba.'' Gözlerimi aralar aralamaz karşımda hafif kırmızılaşmış ve gözlerini annem dışında her yerde gezdiren bir Egeberk görmüştüm.

''Vaaay be, koskoca Egeberk Korkmaz'a bakın nasıl da utandı.''

''Annnneeem, iyi misin?'' diye üzerime çullanan anneme döndüm hemen. Egeberk Bey hâlâ utanmakla meşguldü o ara hâlâ. ''Biraz daha iyiyim annem, ne dedi doktor?''

''Birkaç bilimsel bir şey dedi anlamadım pek kendini iyi hissedince çıkabilirsiniz dedi ama kalsa daha iyi olur da dedi.''

''Gidelim lütfen hastanelere gelemediğimi biliyorsun.''

''Yok efendim, doktorlar artık gidebilir demeden bir yere gitmek yok gerekirse iki gün bile kalacaksın burada.'' utanma işini bırakan Egeberk konuşmuştu.

''Ya ama ben hastanelerden hoşlanmıyorum ki nolur eve gitsek hem orada annemin yemekleriyle hemen iyileşirim değil mi anneciğim?''

''Bilemedim ki şimdi..''

''Hayır dedim, sana iyi gözükmüyorsun derken ben iyiyim nidaları atmayı bildiğin gibi şimdi o yatakta usluca yatmayı da bileceksin. Ne zamanki doktor o tamamen iyi eve gidebilir derse o zaman gideriz eve.''

''Egeberk oğlum haklı oğlum. Şimdi ben dışarı lavaboya falan gideceğim oradan da kantine inerim herhalde. Sen de burada Egeberk oğlumla usluca otur e mi?''

Annem yanımdaki sandalyeden kalkıp dışarıya çıktı. Odada Egeberk ile ben kalmıştık sadece. ''Yine batırdım değil mi? İlk geldiğin gün de saçma sapan şey yapıp yine bayılmıştım. Hep batırıyorum ben...salağım değil mi?''

''Atahan kes!'' sesi fazlaca yüksek çıkmıştı. ''Yeter, kendine hakaret edip durma değilsin salak falan. Batırmadın da ayrıca. Bu gün hâlâ çok güzel bir gün seninle olan diğer günler gibi. Sağlığın her şeyden önce geliyor. Her şeyden. Ben sana orada iyi misin diye sorarken iyiyim dedin. Demeye kalmadan gözlerimin önünde yere yığıldın Atahan. O anki korkumu nasıl anlatabilirim bilmiyorum. Sen de hâlâ batırdım mı diye soruyorsun.'' az önce annemin kalktığı koltuğa oturup elimi tuttu. ''Ne batırmasından bahsediyorsun sen ya? Sen öyle bir anda yığılınca aklımdan akıl ömrümden ömür gitti be çocuk sen daha ne batırmasından bahsediyorsun. Ne zaman oldu? Nasıl oldu bilmem ama beni kendine öyle çok bağlamışsın ki be Atahan o an seni daha kavuşamadan kaybediyorum sandım. Daha kokunu içime çekmeden kaybediyorum sandım. Daha gözlerimi tam olarak değmemiş gözlerin öyle bir kapandı ki karşımda daha tenine değmemiş tenim yandı kavruldu o an. Ne zaman oldu bu nasıl oldu bilmiyorum dediğim gibi ama iyi ki olmuş be Atahan. O yüzden lütfen bundan sonra kendine dikkat et. Sen kendini sevmiyorsun belki ama sevenlerin var Atahan. Beni ve anneni sensin koyma.''

Sonlara doğru elimin üzerine düşen göz yaşlarına göz yaşlarım karışmıştı. Konuştukça dolan göz yaşları benim de kalbime dolmuştu. Çok saçmaydı belki tanışmamız ama bizim kaderimiz de böyleydi işte. Küçük bir olaydan büyük bir aşk yaşayacaktık biz belki de.

''En başta yaptıklarımdan, ettiğim hakaretlerden dolayı özür diliyorum ben Atahan.''

''Hayır, dileme. Onlar bizi biz yapan şeyler. Onlar olmasaydı biz şu an buralarda olmazdık. Bırak kalsın küfürlerimiz de şakalarımız da yerli yerinde.''

Şu an ikimizde hıçkıra hıçkıra ağlıyorduk. Aşk da bu demek değil miydi zaten. Birlikte kahkahlarla gülmek kadar hıçkıra hıçkıra ağlamak da. Egeberk ve Atahan'ın aşkı da bırakın böyle olsun.

''Egeberk biraz yaklaşır mısın?'' bir yandan ellerimle gözlerimi silerken bir yandan da akan burnumu çekiyordum. Egeberk de benim gibi gözlerimi silerken yaklaştı. Sırtımı yasladığım yastıktan kaldırıp başımı ona yaklaştırıp öptüm. Yarın yokmuşçasına öptüm. Susamışçasına öptüm. Çölün ortasında tek su kaynağım oymuşçasına öptüm. En sevdiğim oyuncağım oymuşçasına öptüm. Belki zevk için değildi ama hep mutlu olacakmışçasına, hiç ölmeyecekmişçesine ve şimdi ölecekmişçesine öptüm.

Ve ben Atahan Yenilmez, Egeberk Korkmaz'ı bir hastane odasında korkmadan sıkılmadan kendim öptüm.



YOKSA BU BİR SON MU? YOKSA BİZİ BÜYÜK BİR KAOS MU BEKLİYOR? YOKSA YOKSA...YOKSALAR BİTMEZ AMA BEN BİTERİM. BU BÖLÜM BUGÜNE KADAR Kİ EN UZUN BÖLÜMDÜ GALİBA. YAZ YAZ BİTİREMEDİM. UMARIM SİZ DE BEĞENİRSİNİZ DE BOŞA YORULMAKTANSA SİZİN İÇİN YORULMUŞ OLURUM. LÜTFEN BOLCA BAKIN ALTINI ÇİZİYORUM BOLCA YORUM YAPIN. YORUMLARINIZI ÇOK SEVİYORUM BEN. BEN BİR ARABAYMIŞIM DA YORUMLARINIZ BENZİNMİŞ GİBİ DÜŞÜNÜN VE ÖYLE YORUM YAPIN NEYSE SİZİ SEVİYOR DİĞER KURGULARIMA DA BEKLİYORUM ❤💋

laz yarim [boyxboy texting]Where stories live. Discover now