eve gelmek istiyormuşsun, ev benmişim: 8

1.8K 184 111
                                    

10 yıldır her zaman gösterişli partilerle kutladığı bu günün, sakin bir cumartesi gecesi gibi geçişine şahit oluyordu taze omega.

Üçlü koltuğun koluna oturmuş, bir ayağını sarkıtıyordu. Evinin salonunda oturan alfalara ve omegalara baktı esmer oğlan. Kris elindeki şampanyayı dudaklarına değdiriyor, gözlerini sabitlediği boşluktan çekmiyordu. Yixing geldiğinden beri Kyungsoo'nun kıçına yapışmıştı ve Tao, normalden farklı olarak durgundu. Diğer birkaç arkadaşları da öylesine etrafta takılıp muhabbet ederken, partiden kalan yorgun bir sessizlik vardı evde. Ailesinin ve az önce ayrılan misafirlerin getirdiği bütün hediyeler, mutfaktaki ada tezgahın üstünde duruyordu. Kimsenin ne getirdiğini umursamıyordu, saat on ikiyi vurana kadar gelmesini beklediği tek kişi, on ikiye dakikalar kala henüz ses bile çıkarmamıştı.

Doğum günü geldiğinde, her mumu aynı dilekle söndürmüştü. "Eski, mutlu hayatıma dönmek istiyorum."

Elindeki şarabın kalanını da kafasına diktiğinde, kendisine bira almaya kalkan Tao'ya uzattı kadehini. Sessiz diyaloglarını kusursuz bir şekilde tamamladılar ve birkaç dakika sonra, Jongin yeniden şarap dolu kadehini elinde tutuyordu.

Kris "Jongin, daha fazla içme." dediğinde, bardağı elinden almak için ayaklandı ancak ona ulaşamadan kafasına dikti. Elindeki boş kadehle oğlana bakarken, alt dudağını üst dudağıyla örtmüş, gözleri suçlulukla parlıyordu. Boş kadehi kenara bıraktı ve ilk önce Taoyu, sonra da kalan herkesi parmağının ucuyla gösterip, "Artık bu yeni yetmeye alkol yok." dedi. Tao, "Benim suçum yok." manasında ellerini havaya kaldırdı.

Yarı ayık, yarı sarhoş kafayla salonundaki insanları izlemeye devam etti. Az önce bir sürü arkadaşı, ailesinin ve kankilerinin organize ettiği bir partiyle buradaydı. Şimdi ise bir avuç insan kalmıştı. Üçlü koltuğun ucunda oturan Kyungsoo, televizyondaki kanallarda geziyordu. Hemen dibinde, koskoca salonda yer kalmamış gibi oturan Yixing, onu anlamsız muhabbetlerin içine çekmeye çalışıyordu. "Anti-alfa" klüp başkanı ve "Alfalara zulüm, üç adımda alfaları öldürmek, alfaların soyunu neden kurutmalıyız?" kitaplarının yazarı Do Kyungsoo bundan hiç hoşnut değildi. Kyungsoo'yu gördüğü ilk anda, şuursuz bir şekilde "Senin için kurşun atar, kurşun yerim." demişti ve bu daha başlangıçtı. Sarhoşken, çapkınlıktan sırnaşıklığa evrildiğini bildiği Yixing ile, Kyungsoo'ya sabır diliyordu.

Öte yandan, tekli koltukta oturmuş Tao, hüzünlü bakışlarını tam karşısındaki Kris'in yüzüne dikmişti. Kris, çakırkeyif bir halde kafasını koltuğun sırtına yaslayıp, tavana bakarken bunun farkında değildi. Jongin, bu ikilinin olayını çözememişti ve bulanık zihni buna pek de yardımcı olmuyordu.

Salonun diğer ucundaki, çocukluk arkadaşı Jongdae dolaptaki bütün çikolatalı sütü bitirmiş, sarhoş taklidi yapıyordu. Baekhyun ve Junmyeon onun yanında gayet sakin bir muhabbet sürdürürken, alışık oldukları aptallıklarını görmezden geliyorlardı. Yalancı hıçkırıklarına göz devirerek, kendini koltuğun kolundan kaydırıp, koltuğa attı yeni omega.

Yixing'in omzuna başını koyarken, mızmızlanarak, "Uykum geldi Xing." dedi. Yixing, konu Jongin olunca oldukça vefalı davranıyordu. Kyungsoo, esmer oğlanın tek nazıyla nasıl da onu odasına götürdüğünü şaşkınlıkla izledi. Ona karşı böyle merhametli oluşu, içinde bir şeyleri sarsmıştı. Odaya girdiklerinde, Jonginden daha ayık olan zihniyle, onun için yatağı hazırladı. Onu yatağa yatırıp, en sevdiği ninniyi ona söylerken, oğlanın uykuya dalması uzun sürmedi.

En yakın arkadaşının hayatının altüst oluşunu izlemek, ona da acı veriyordu. Bir de her şey onun için çok kolaymış gibi, Sehun işleri iyice sarpa sarıyordu. Çocukluklarından beri, Sehun, Junmyeon, Jongin, Yixing ve Kris hep beraberdi. Jongin'in alfa olduğunu sandıkları dönem de bile üstüne ilgiyle titrerlerdi. Kolay bir hayatı olmamıştı ve travma yaratacak bir sürü şeyle karşılaşmıştı, tüm bunların altından güçlü bir şekilde kalksa da, yıkıcı darbenin bu olmasından korkuyorlardı. Jongin'in kendini dış dünyaya kapattığı bir dönem vardı, okuma yazmayı bile geç öğrenmişti, o zamanlarda sadece Sehun ona ulaşabilmişti. Şimdiyse, onu korkularıyla başbaşa bırakıyordu ancak Yixing, Sehun'u da anlayabiliyordu.

hold on, i still want you // sekaiWhere stories live. Discover now