0.8

1.5K 61 35
                                    



GRACE;

Uzun zamandan sonra ilk defa geç bir saatte uyanmıştım, saat neredeyse öğlene doğru geliyorken kalkmış ve güzel bir duşun ardından ve yaptığım kahvaltıdan sonra kendime geldiğimi hissetmemiştim. Fakat telefonumla biraz vakit geçirmeyi düşündüğümde gördüğüm şeyler beni derin bir boşluğun içerisine itmişti sanki. Sosyal medyada ve haber sitelerinde Harry'e o kadar çok gelen eleştiriler vardı ki okuduğum her bir satırla daha da fazla bir hüznün içerisine girmiştim.

Acaba Harry'de görmüş müydü? Peki ya gördüyse nasıl hissetmişti? İyi hissedecek hali yok ya Grace dediğin iç sesim telefonumu bırakıp elimle yüzümü sıvazlamıştım. Onun eleştirilere karşı çok fazla hassas bir yapısı olduğunu biliyordum, bu yüzden ne halde olduğunu da tahmin edebiliyordum. Özellikle de bu sefer kendisi suçluydu ve bu onu daha da kötü hissettirmiş olmalıydı. Ona gitmek istediğini biliyorum dediğinde iç sesim hadi git ona ne duruyorsun? Diye devam etmişti. Ofladım, onca şeyden sonra ona nasıl gidebilirdim ki? Ama onu aynı zamanda da deli gibi merak ediyordum.
Kalbinin sesini dinle Grace dediğinde iç sesim ayağı kalkıp hazırlanmak için odama gitmeye başladım.

Geçen sefer kalbimin sesini dinlediğimde hiç iyi şeyler olmamıştı fakat onun yanında olmak istediğimi biliyordum. Bunca şeyin ardından onu yalnız bırakmazdım. Hem onun ne kadar kırılgan bir yapısı olduğunu biliyordum, belki onun yanında olmam ona iyi gelebilirdi. İşte dedim o an kendi kendime, konu ona geldiğinde düşünmüyordum. Konu başka bir şey olsa en ufak ayrıntısına kadar düşünüyordum fakat konu Harry'e geldimi her şeyi unutup sadece onu istiyordum.

Düşüncelerim içerisinde boğuşurken çoktan hazırlanmış ve evden çıkmıştım, o sırada telefonumu çıkartıp taksi durağını bir taksi göndermeleri için aradığımda beklemeye başlamıştım. Acaba beni karşısında görünce ne yapacaktı? Ya da en önemlisi evde miydi? Evde olduğunu düşünüyordum, eğer haberleri gördüyse. Çünkü tüm o eleştirellerden sonra iyi olması imkansızdı ve kötü bir halde bir yere gideceğini düşünmüyordum. Ben bunları düşünürken taksi gelmiş ve binip Harry'nin adresini vermiştim. Taksi hareket ettiğinde başımı cama yaslamıştım.











Geleli yaklaşık yirmi dakika olmuş fakat ben hala evin kapısına bakıyor bir türlü zili çalmak için bir harekette bulunmuyordum. İç sesim hadi Grace, yap şunu diye haykırdığında bir anda zile basmış ve gözlerimi yummuştum. Kapı uzun süre açılmadığında bir kere daha çalmaya cesaret edemediğim için arkamı dönmüş gidecektim ki kapının açıldığını ve Harry'nin, " Grace. " Dediğini duymamla hızla dönmüştüm ona. Onunla göz göze geldiğimizde bir süre gözlerine bakmış ardından şaşkınlıktan dolayı kocaman olmuş gözlerinde takılı kalmaya devam etmiştim. Başını iki yana salladığında bunu kendine gelebilmek için yaptığını anlamıştım.

" Burada ne işin var? " Diye sorduğunda hala daha sesinden şaşkın olduğu belliydi. Ufak bir tebessüm ettiğimde, " Seni görmek istedim. " dedim omuz silkerek. Aslında o omuz silkemeyeceğim kadar önemliydi benim için ama fazla umursuyor gibi görünmek istemiyordum. Tabi, pekte başarılı olduğum söylenemezdi. " İçeri gelsene. " Dedi o an, sesindeki heyecanlı tını beni şaşırtırken başımı sallayarak içeriye adımlamıştım. Kapıyı arkamdan kapattığında, " Gel. " Diyerek salona ilerlemiş bende arkasından onu takip etmiştim. Salona girdiğimizde koltuklardan birine oturmuştum, o da tam karşıma.

Onun yüzünü izliyorken gergindim, çünkü ona haberleri görüp görmediğini sormakta kararsızdım. Ama en sonunda sormaya karar verdiğimde ellerimle oynuyorken konuştum, " Haberleri gör- " O hızla sözümü kesip, " Evet, gördüm. " dediğinde sesindeki burukluk canımı yakmıştı. İşte böyleydi, ona kıyamıyordum. En ufak şeyde bile yanında olmak ve arkasında durmak istiyordum. Ama ilişkimizin buraya gelmesinin sebebi oydu, peki ya düzelebilecek miydik?

Slowly || harrystyles.Where stories live. Discover now