Turunç: Terslemenden korkmuştum
Yağız: Başta tersleyecektim
Yağız: Ancak
Yağız: Bu şekilde benim başka birine yazdığımı düşündüm
Yağız: Kesinlikle ters cevap almak istemezdim.
Cenk: Evimin daha yakınında olan bir okula gideceğim
Turunç: Neden?
Cenk: Nedeni yok
Cenk: Böyle olması gerekti
Turunç: Niye?
Turunç: Ben de onu soruyorum
Turunç: Neden böyle olması gerekti? (Görüldü)
Turunç: Ne
Cenk: Derste telefona bakmayı kes
Cenk: hoca telefonunu alacak yoksa
Turunç: Sırf bunun için en arka köşeye oturdum
Turunç: hoca burayı görmüyor
Cenk: :))
~~~
Turunç'tan
Cenk'in attığı son mesajla eş zamanlı olarak sınıfın kapısı açıldığında başımı telefondan kaldırıp kapıdan giren kişiye bakmıştım.
"Yeni sınıfımın burası olduğunu söylediler."
"Evet evet, haberim var. Kendini tanıttıktan sonra boş bulduğun bir yere geçip oturabilirsin."
Kendini tanıttıktan sonra aceleci adımlarla gelip yanıma oturmuş ve bana gülümsemişti. Birkaç gündür onu gördüğümden çok daha canlıydı ve daha içten gülüyordu.
Buna sevinmiştim.
"Açık açık deseydin ya nakil aldığım okul senin okulun diye. Çok korktum çok alakasız bir okula gideceksin diye." dediğimde hafifçe gülmüştü. Gerçekten mutlu gözüküyordu.
"Beni görmenin seni üzmediğini söylemiştin ve ben seni görememin beni ne kadar üzdüğünü fark ettim. Aslında seni tanımadan önce de buraya nakil aldırmayı düşünüyordum ama vazgeçmiştim. Şimdi beni ikna eden şey senin varlığın oldu."
Yalan söylüyordu ve bunun farkında olduğumu da biliyordu. Okuldaki ortamından hep çok memnundu, arkadaşlarıyla birlikte olmaktan çok mutluydu. Bu okula tamamen benim için gelmişti.
İkimiz de dersi dinlemeye başlarken Cenk arada kafasını çevirip bana bakıyor, yakalandığını fark ettiği anda hızlıca başını başka tarafa çeviriyordu.
Cenk yanımda olduğu sürece bir şeye üzülebileceğimi sanmıyordum.
Onu iyi bir arkadaş olarak gördüğüm kesindi ama daha fazlası olarak görebilir miydim emin değildim. Yağız'ın sevgilisi olduğunu fark ettiğim ve Cenk'in bana açıldığı günden beri üç hafta geçmişti.
Eskisi kadar canımı acıtmıyordu bu durum. Sanırım gittikçe alışıyordum. Beni sevmek zorunda değildi, ona bir şey diyemezdim. Sadece düzgünce reddedilmek isterdim sanırım. Hep çok samimiydi, istemeden de olsa umutlanmıştım. Oysa buna karşı koyabileceğimi düşünmüş ama yanılmıştım.
Sevdiğim kişi tarafından sevilmek istemiştim, onun için rastgele biri değil değer verdiği biri olayım istemiştim.
Göz ucuyla Cenk'e baktım. Aramızdaki arkadaşlık yalanla başlamış olsa bile amacının kötü olmadığını belli ediyordu bu yüzden sorun etmemiştim. Bana verdiği değeri kesinlikle hissettiriyordu, gerek sözleri gerekse davranışları kesinlikle bunu belli ediyordu ama onun bu sıcak tavırlarına karşılık ben çok soğuk kalıyordum. Nasıl davranmam gerektiğini tam olarak kestiremiyordum. Ona umut vermek istemiyordum, istemeden umut verip onu hâlâ arkadaşım olarak görmeye devam edersem onu üzmekten başka bir şey yapmazdım.
Sevmek için birini seçme şansım olsaydı seçeceğim kişi kesinlikle Cenk olurdu, Yağız olmazdı. Ancak sevdiğim kişi ne yazık ki Yağız'dı ve Cenk onun en yakın arkadaşıydı. Bu durum kesinlikle beni garip, yanlış bir şey yapacakmışım gibi hissettiriyordu.
Cenk kafasını sıraya yaslayıp yüzünü bana çevirdi. Ona baktığımı fark ettiğinde içten bir şekilde gülümsemiş ve ardından gözlerini kapatmıştı. Uyumaya çalışıyor gibi duruyordu ama sık sık gözlerini aralayıp bana bakıyor ve tekrar gözlerini kapatıyordu. En sonunda uykuya dalacak olduğu sırada bilinçsizce bir şeyler mırıldanmıştı.
"Bu rüyadan uyanmak istemiyorum."
~~~
Yerim seni Cenk, hadi yine iyisiniz alta fotoğrafını bırakıyorum.
Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.
Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.