Cenk: Afra
Cenk: Biz arkadaş mıyız?
Turunç: Hayır
Turunç: Arkadaşım değilsin
Cenk: Yani diyorsun ki
Cenk: Bugün gerçekti
Cenk: Sen beni sevdiğini söyledin
Cenk: Ben sana sarıldım
Turunç: Öyle oldu
Turunç: O kadar seni seviyorum demiştim karşılık olarak sen de söyleseydin ne olurdu sanki
Cenk: Ben söylemedim mi?
Turunç: Hayır
Cenk: Doğru
Cenk: İçimden dedim onu
Cenk: Özür dilerim sana duygularımı belli etmemeye çalıştığım zamanlarda iç sesimle dış sesim bazen yer değiştiriyordu
Cenk: Yine öyle olmuş
Turunç: Yine de kırıcıydı
Cenk: *Ses kaydı*
Turunç: Hayır ses kaydında söylemen de telafi etmeyecek
Cenk: Ben şu an ilk tribimi yiyorum değil mi?
Cenk: Çok iyi
Cenk: Bekle hatamı telafi edeceğim yakında
Turunç: O nasıl olacak?
Cenk: Biraz sabret
~~~~~
Cenk'in mesajlarına gülüp telefonu koltuğa koydum. İlk defa verdiğim ani bir kararın sonucunda bu kadar mutluydum. Cenk yanımdaydı, ona herkesten daha yakındım artık.
Bugün ben ona duygularımı açtıktan sonra bir süre daha birlikte yürümüş, ardından evlerimizi dönmüştük. Cenk ise hâlâ gerçekliğini sorguluyor gibi duruyordu.
Çalan kapı ziliyle oflayarak yerimden kalktım. Annem de babam da işteydi bu da kapıyı benim açmamın gerektiğini anlamına geliyordu. Bir süre sonra zil çalmayı bıraktığında mutlu olup yerime dönmeye karar vermiştim ancak bu sefer de kapıya vurulmaya başlanmıştı.
Kapıyı açtığım gibi karşımda dikilen Cenk ile gözlerimi ovuşturup tekrar bakmıştım ama gerçekten de Cenk karşımda dikiliyordu.
Kapıya vuranın Cenk olduğunu bilseydim çok güzel olabilirdi. Şu an en bakımsız hâlimle karşımda duruyordum ancak bana yine de aşkla bakmaya devam ediyordu.
Aklıma attığı mesajlar geldiğinde ufak bir farkındalık yaşamıştım. O zaten evime geleceğini belli etmişti, sadece ben anlamayı başaramamıştım.
"E sonsuza kadar kapıda dikileceksem gideyim ben." diyerek arkasını dönüp gitmeye kalkışmıştı.
"Yok yok, gitme. Şaşırdım sadece." diyerek kolundan tutup gitmesine engel olmaya çalışmıştım. Aslında gerçekten gitmeye çalışıyor olsaydı gidebilirdi çünkü koluna sadece dokunmuştum. Ama Cenk içeri girebilmek için rol yapıyordu.
"Girişteki kapı açık mıydı?" diye sordum Cenk ayakkabılarını çıkarıp içeri girerken. Cenk'in birden bu kapıda belirmesini beklemiyordum.
"Sercan abinle karşılaştım aşağıda. Kapıyı o açtı." derken abi kelimesini olabildiğince bastırarak söylemişti. Hâlâ onu kıskanıyor olduğuna inanamıyordum.
"Evet, abim. Beraber büyüdük sayılır." derken bir yandan da Cenk'in yüzüne bakıyordum. Samimiyetsiz bir şekilde gülümsemişti.
"Ya, ne güzel." dedikten hemen sonra yüzü asılmıştı. Çok tatlı kıskanıyordu.
"Sercan abiyi kıskandığına inanamıyorum." derken yanına iyice yaklaşıp iki elimi yanağına koymuştum.
"Benim sevgilim sensin, biliyorsun değil mi?" dediğim anda bunun yeni farkına varmış gibiydi.
"Doğru, ben senin sevgilindim." dediğinde gülüp yanağını öpmüş ve geri çekilmiştim. Bir süre daha Cenk'e bunu hatırlatmam gerekecek gibiydi. Sevgili olduğumuzu hâlâ kabullenemiyordu.
"Uzaklaşma ama." derken ondan uzaklaşmamam için elini belime sarmış ve uzaklaşmamı engellemişti.
Yüzünü yavaşça yüzümü yaklaştırdı ve alnını alnıma yaslayıp öylecr durdu. Sanki kalbi çıkacak tek kişi benmişim gibi hissediyordum, ben ne kadar heyecanlıysam Cenk şu an o kadar rahattı.
"Hayır ben de senin kadar heyecanlıyım." derken elmacık kemiğimin üstüne, gözüme yakın bir yere öpücük kondurmuştu. Öyle hafif bir öpücüktü ki sanki kırılabilirmişim de kırmamak için çok çabalıyor gibiydi.
Cenk ile sevildiğimi sonuna kadar hissedebiliyordum.
Aslında beni sevdiğini ondan duymama gerek yoktu, sadece bugün ben sevdiğimi söyledikten sonra o da söyleseydi çok güzel olurdu diye düşünmüştüm. O söylemese bile beni sevdiğinden sonuna kadar emindim.
Cenk yüzümün önüne gelen saç tutamını nazikçe kulağımın arkasına atmış ve yavaşça kulağıma doğru eğilmişti. Onun bana yaklaştığı her an istemsizce nefesimi tutuyordum.
"Seni seviyorum..." diye kulağıma fısıldadı ve bir süre sonra bir şey eklemesi gerektiğini düşünmüş olacak ki tekrar kulağıma fısıldamıştı.
"Seni seviyorum güzelim." dedi ve alnını omzuma yaslayıp bir şeyler demeye devam etti.
"Çok güzelsin, yaptığın her şeyde gözüme daha güzel görünüyorsun. Bugün eşyalarını çantana sığdıramadığın için kaşların çatık kendine sinirliyken bile gözümde aşırı sevimli, güzeldin. Yaptığın her şeyde gözümdeki sevimliliğin artıyor."
"Sana baktığımda tam anlamıyla içim gidiyor. Seni gördüğüm her an sıkıca sarılmak istiyorum. Her an yanımda ol istiyorum, seni sonsuza kadar görebilmek istiyorum."
"En yakının olmak istiyorum. Etrafında insanlar olsun ama her an her şeyi bana anlatabileceğini bil istiyorum. Seni dinlemekten asla sıkılmayacağını bilmeni istiyorum." dedikten sonra birkaç saniye susmuş ve konuşmaya devam etmişti.
"Seni sevdiğimi sürekli söylemek değil, her an hissettirebilmek istiyorum." dedikten sonra başını omzumdan kaldırmış ve gözlerimin içine bakmıştı.
"Ben sevgimi göstermede çok iyi değilim, üzgünüm. Bazen çok ayrıntılarda belli ediyorum ama asla sevilmediğini düşün istemem." dedim. Sevgimi nasıl göstermem gerektiğini bilmiyordum, sadece ne yapmak istiyorsam onu yapıyordum ama bu ona sevildiğini hissettiriyor muydu acaba?
"Gözlerin bana böyle güzel bakarken nasıl sevgini göstermeyi bilmediğini söyleyebilirsin?"
"Madem öyle güzel bakıyordum şimdiye kadar neden seni sevdiğimin farkında değildin?" diye sorduğumda gülmüş ve hafifçe yanağımı öpmüştü.
"Çoğunlukla gözlerine bakamıyordum çünkü, baktığımdaysa anlamak istemiyordum. Eğer anlamazsam umutlanmazdım ve umutlanmazsam da yanında arkadaşın olarak kalabilirdim." derken bir yandan da gülümseyerek bana bakıyordu.
"Ama artık özgürce gözlerine bakabilir ve bakışlarındaki duyguları istediğim gibi yorumlayabilirim."
"Evet yapabilirsin." derken gülüp başımı göğsüne yaslamıştım.
"Bana güvende hissettiriyorsun."
~~~~~
Bu bölümde Cenk'in Afra'nın omzuna kafasını yaslayıp anlattığı hislerinin aslında benim birine hissettiğim hisler olması ama kişinin beni reddedecek kadar bile umursamaması kadar üzücü bir hayat
Çok şükür unutmayı başardık
![](https://img.wattpad.com/cover/199494683-288-k636180.jpg)
VOCÊ ESTÁ LENDO
Turunç | Texting
ContoTurunç: Terslemenden korkmuştum Yağız: Başta tersleyecektim Yağız: Ancak Yağız: Bu şekilde benim başka birine yazdığımı düşündüm Yağız: Kesinlikle ters cevap almak istemezdim.