3.7

21.4K 1.2K 180
                                    

Cenk: Uyuyakalmışım

Cenk: Bugün öğle arası bitimi gibi gelirim okula

Turunç: Neden bitimi?

Cenk: Çünkü o zaman yemek yemek için dışarı çıkan öğrenciler de içeri giriyor

Cenk: Çok fazla dikkat çekmem

Cenk: Yoksa ben de isterdim öğle arası olduğu gibi gelmek

Cenk: Ya da dersin ortasında dalmak

Cenk: Ama biliyorsun ki sabahtan olan tüm dersler sorun çıkaran hocalara

Cenk: Onlarla bir sorunum olsun istemiyorum

Turunç: Tamam o zaman

Turunç: Sınıfta seni beklerim

Cenk: Yok yok

Cenk: Bir şeyler yemediğini fark edersem gelirken yemek de alırım ve kısacık zamanda onu bitirmek zorunda kalırsın

Turunç: Bu teklifi beğenmedim biricik sevgiline çok acımasız davranıyorsun

Cenk: Hayır yanlış cevap

Cenk: Biricik sevgilime kıyamıyorum ve benim yüzümden kendini aç bıraksın istemiyorum

Cenk: Kantine beraber gitmeyi daha çok sevdiğini söylüyordun şimdi ben yokken kesin gitmezsin

Cenk: Bunu engellemeye çalışıyorum

Turunç: Biricik sevgilim dediğin için seni kırmayacağım ve kantine gideceğim

Turunç: Ama şimdi teneffüs bitti ve hoca gelmek üzere

Turunç: Yollarımız ayrılıyor Cenk'im

Cenk: Ben gelene kadar sabırlı dersler

~~~~~

Öğle arasının başladığını belirten zil ile sıkıntıyla ofladım. Tek başına sınıftan çıkmayı istemiyordum ama kantine gideceğime dair Cenk'e söz vermiştim ve ona verdiğim sözü bozmak istemiyordum.

Sınıf yavaşça boşalmaya başladığında ben de sınıftan çıkıp kantine yönelmiştim. Dışarıdan beni gören biri benim kantine gitmek istemiyor olduğumu rahatça anlayabilirdi. Ne kadar yavaş adım atılabilirse o kadar yavaş adım atıyordum.

"Afra!" diyen ses ile sesin nereden geldiğini anlamak için etrafa bakınmıştım. Bana doğru gelen Yağız ile bana seslenen kişinin Yağız olduğunu anlamıştım.

Sesini unutmuşum.

"Cenk yok mu bugün?" diye sorduğunda başımı iki yana sallamıştım. "Uyuyakalmış, öğle arasının sonunda gelecek. Cenk ile konuşman gereken bir şey mi vardı yoksa?"

"Aslında seninle konuşmak istiyordum, sorun olur mu?" diye sordu ama çekindiği belliydi.

"Olmaz sanırım." dediğimde gülümsemişti. Eskiden kalbimi yerinden oynatan gülüşü şu an en ufak bir şey hissetmeme neden olmuyordu. Yağız benim için artık bir tanıdıktan fazlası değildi.

Bunu zaten biliyordum, Cenk'ten hoşlanmaya başladığımı düşündüğümde Yağız'ı unuttuğuma neredeyse emin olmuştum ama içimde hep bir şüphe vardı. Karşılaşsak ve bana iyi davransa ne hissederdim?

Hiçbir şey.

Okulun banklarından birine oturduğumuzda Yağız söyleyeceklerini toparlamaya çalışıyor gibiydi.

"Ben özür dilerim. Bana yazdığın zamanlarda beni sevdiğini biliyor olmama rağmen her zaman umut verici konuşup sonra seni yarı yolda bıraktım. Seni defalarca hayal kırıklığına uğrattım, bunları yaşaman gerekmiyordu. Sadece sevilmeyi hak etmeyen birinş sevdin ve bu senin suçun değildi."

"Ama sevilmeyi hak etmeyen biri olmak benim suçumdu. Kimsenin duygularını önemsemiyor olmam benim suçumdu ve ben suçumu hiç kabul etmedim. Ne hissedeceğini hiçbir zaman önemsemedim ve bunu çokça kez de belli ettim."

"Bunu fark etmeni sağlayan şey ne oldu?" diye sordum dayanamayıp. Neden durduk yere şimdi özür diliyordu?

"Sevgilim bir ara eski sevgilisinden bahsetti. Anlattığında bu ilişkinin onu çok yorduğu belliydi. Fark ettim ki onun Rana'ya olan davranışlarıyla benim sana olan davranışlarım neredeyse aynıydı. O an ne kadar kötü olduğunu fark ettim ve senden özür dilemezsem kendimi kötü hissedeceğimi fark ettim. Özürle geçmez biliyorum ama sadece pişman olduğumu bil istedim."

"En başından beni düzgünce reddetseydin ben asla seninle konuşmaya devam etmezdim Yağız. Aklımda hep iyi biri olarak kalırdın ve tatlı bir lise aşkı olarak hatırlardım seni. Ama yine de teşekkür ederim."

"Neden teşekkür ediyorsun?" diye sordu şaşkınca.

"Beni reddetmedin ve konuşmaya devam ettik. Cenk ile onu sen sanarak konuştum ve birden en yakınım oldu. Sen olmasaydım böyle sevip sevildiğim bir ilişkinin içinde kendimi bulamazdım. Bu yüzden teşekkür ederim."

"Cenk aşkının karşılığını bulmuş demek ki." dedi gülerken.

"Siz görüşmüyor musunuz?" diye sordum. Cenk çok nadir de olsa görüştüklerini söylemişti. Bunu söylemiş olmalıydı.

"Mesafeli davranıyor, aşık olduğu insanın sevdiği ve onun üzülmesine neden olan birine yakın davranamazsın sonuçta. Hiç sevgili olduğunuzdan bahsetmedi bu yüzden." dedi ve biraz düşündü.

"Cenk hâlâ bana karşı en ufak bir şey hissettiğinden korkuyor olabilir mi?" diye sorduğunda sorunun cevabını biliyor olmama rağmen düşünmüştüm.

Bana güveniyordu ama bu korkmayacağı anlamına gelmiyordu.

Bu Yağız'ın konusu açılınca kapatmak istemesini ve Yağız'ı görünce yüzünün düşmesini çok iyi açıklıyordu.

Ona olan sevgimi bu kadar mı belli edememiştim yoksa?

"Cenk şimdiye kadar hiç aşık olmamıştı, şimdi aşık olduğu kişinin kendisinden gideceği için korkuyor olabilir. Bunun için onu suçlama. Bir zamanlar bana olan duygularına şahit olmasaydı böyle bir şey düşünmezdi ama şu an korkuyor olması normal."

"Onu suçlamıyorum ama bana güvenmesine rağmen böyle düşünüyor olması... ne düşünmem gerektiğini bilmiyorum."

"Belki de konuşsanız iyi olacaktır. Yoksa bu sorun büyüyebilir ve ayrılmanızla bile sonuçlanabilir. Söylediğine göre mutlu bir ilişkinin içerisindesin, mutlu olmuşken tekrar üzülmeni istemem Afra. İyi bir arkadaştın."

Yağız başka bir şey demeden yanımdan kalkarken gözüme bizim olduğumuz tarafa bakan Cenk çarpmıştı. Ona baktığımı gördüğü anda okula girmişti.

Onu ilk defa bu kadar kırgın görüyordum.

~~~~~

BÖLÜM STOKLADIM

Ama hepsini aynı günde atamam kb

En azından hergün 1 bölüm hedefim birkaç  gün devam edecek bu da bir şeydir. Ne zaman hergün 1 bölüm atıcam dediysem hep bi şey oldu araya birkaç gün girdi.

Turunç | TextingWhere stories live. Discover now