3.9

21.8K 1.3K 198
                                    

Ne dediğini algılamam birkaç saniyemi alırken aklıma Kekik'i sevmeye gittiğim gün gelmişti. Etrafta kimse yokken beni öpebileceğini söylemiş sayılırdım.

Ve şu an etrafta kimse yoktu.

"Utandığını dışarı yansıtabildiğini bilmiyordum." dedi yüzüme bakıp gülerken.

"Neden önceden söyleyip beni gerdin ki?" dediğimde yüzüme gelen saç tutamını kulağımın arkasına sıkıştırmış ve yüzümü ilk defa görüyor gibi incelemişti.

"İlk sevgili olduğumuz gün sana ne demiştim ben? Sana sürpriz yapmak istediğimde bunu sana söyleyeceğim yoksa bir şekilde elimde patlıyor demiştim."

"Elbise sürprizdi ama."

"Onda bir sorun oluşma ihtimali yoktu. Sen eve elbet gelecektin ve ben elbiseyi sana kesinlikle verecektim." derken ellerini yüzümden çekmişti.

"Yine de daha güzel bir anı bekleyeceğim. Sen ağlarken kimsesiz bir sokakta seni öptüğüm fikri çok da iyi bir anı gibi gelmedi." dedi kendi kendine gülerken. Yerden destek alarak ayağa kalktığında üstündeki tozları temizlemiş ve hâlâ yerde oturan bana elini uzatmıştı.

Elini tutup ayağa kalktım ve dizlerimdeki tozları temizleyip Cenk'e baktım. El ele yürümek için bana elini uzatmıştı. Elini tutup parmaklarımızı kenetlediğimde beraber yürümeye devam etmiştik.

Cenk her zaman temas etmeyi seven biriydi ve sevgisini böyle gösteriyordu. Temas etmeyi bu kadar seven biri olmasına rağmen benim rahatsız olabileceğimi düşündüğü her hareket için kendine engel oluyordu.

Cenk'i seviyordum ve temas etmeyi de seven biriydim bu yüzden onun yakınlığından rahatsız olmam söz konusu bile değildi ama Cenk yine de rahatsız olacaksam belirtmek için bunu bana söylüyordum. Asıl amacı bana beni öpeceğini haber vermek değildi, bir nevi beni öpmek için izin alıyordu.

Ona yakın olmayı gerçekten seviyordum ama beni öpeceğine dair bir şey söylediği anda heyecanlanıyor ve ne yapacağımı bilemiyordum. Bu davranışlarımın ondan rahatsız olduğunu düşündürsün istemiyordum ama Cenk beni yanlış anlayacak biri değildi.

Çok ince düşünüyordu, yapacağı veya söyleyeceği her şeyi çok kez düşünüyordu. Etrafındakileri kırmamak için çok büyük çaba sarf ediyordu ve ben bunun farkındaydım. Bunu ona söylesem muhtemelen fark etmeden yaptığını söyleyeceğini de biliyordum. Cenk ne kadar güzel bir kalbinin olduğunun farkında değildi.

Ve ben o kalpten bir anlığına şüphe etmiştim.

Yağız'ın söylediği ile Cenk'in son zamanlardaki davranışları uyunca inanmak çok kolay olmuştu ama Cenk'in bana güvenmediğini düşünmüş olmam kendimi kötü hissettiriyordu. Cenk her zaman bana kendinden çok güvenmişti. Başka birinden bir şey duysa bile her zaman beni dinler, bana inanırdı.

Kendimi Cenk'e affettirmek istiyordum ama bu konuyu Cenk benim kadar düşünmüyordu. O bunu kendine sorun bile etmemişti ama ben etmiştim işte. Aslında kendimi affedebilmek istiyordum ve bunun için bir şey yapmam gerekiyormuş gibi hissediyordum.

"Ben özür dilerim." diye mırıldandığjmda Cenk beni duymuş ve neden özür dilediğimi anlamadığı için öylece yüzüme bakmıştı. O çoktan bu konuyu unutmuştu bile.

"Bir an bile bana olan güveninden şüphe etmemem gerekiyordu." dediğimde aniden adımlarını durdurmuştu. Bana inanamıyor gibi bakıyordu. Sinirli değildi, kırgın değildi. Sadece hâlâ o konuyu düşündüğüm için bana inanamıyordu.

"Sen hâlâ o konuda mısın?"

"Sadece kendimi kötü hissediyorum." dediğimde hâlâ tutuyor olduğu elimi bırakmıştı.

"Hayır, böyle bir nedenden kendini kötü hissetmeni istemiyorum." diye mırıldandı. "Bana güvendiğini biliyorum Afra, sadece Yağız'ın söylediği bazı şeylerle çok uyuşuyordu ve inanması çok kolaydı."

"Fark ettin biliyorum. Yağız'ın konusu geçince kapatmak istediğimi, onu görünce yüzümün düştüğünü bunların hepsini fark ettin ve dediği şey bunlarla çok uyumluydu. Kendini suçlayıp kötü hissetmeni istemiyorum, sen üzüldükçe ben daha da çok üzülüyorum. Bir şeye üzülmeni istemiyorum ama üzüleceksen bile bunun nedeni olmak değil yaslanıp ağlayabileceğin, teselli bulacağın kişi olmak istiyorum."

"Hayır beni üzen sen değilsin zaten." derken gözlerinin içine bakıyordum. "Benim üzüldüğüm şey birinin dediği şeye sırf durumlar uyuyor diye inanmam, sana inanmam gerekiyordu."

"Bunu ben sorun yapmıyorum, lütfen sen de yapma." dedi ve kafamı göğsüne yaslayıp sıkıca sarılmıştı. Onun göğsüne kafamı koyduğum an tüm sorunlarım çözülmüş gibi hissetmiştim. En büyük sorunda bile Cenk'in göğsüne başımı koysam tüm sorun çözülür gibi hissettiriyordu.

"Cenk, seni seviyorum." dediğimde saçımı öpmüş ve çenesini başımın üstüne yaslamıştı.

"Ben de seni seviyorum, çok fazla." derken bir yandan da saçımı okşamıştı.

"Senden tek isteğim var güzelim. Bunun için yıpratma kendini. Seni böyle görmeye dayanamam. İlişkimizde elbette zaman zaman iniş çıkışlar olacak, bunun için kendini suçlayamazsın."

Konuşması nedensizce kendimi iyi hissettirmişti ve kendinden emin olmasından mı bilinmez kendimi suçlamamı biraz olsun azaltmıştı. Cenk beni sandığımdan iyi tanıyordu, ona göre davranıyordu.

İstemeden de olsa geri çekildiğimde Cenk'in yüzüne bakmıştım. Bana olan bakışlarından sevgisini görüyor ve hissedebiliyordum, bakışları ve yüzü bana olan sevgisini adeta haykıyordu. Ayrıca dudaklarında da küçük ama oldukça sevimli bir gülümseme vardı.

Nedense o gülüşünden öpmek istemiştim.

Bu isteği bastırıp tamamen geri çekildiğimde yürümeye devam etmiştik. Cenk beni eve kadar bırakmak konusunda çok ısrar edince ona karşı koyamamıştım. Normalde yol ayrımına kadar beraber gider, Cenk beni eve bırakmak ister ama ben daha fazla yorulmasın diye reddederdim ve ikimiz de eve dönerdik. Bugün reddetmek istememiştim.

Yol boyunca Cenk ile el ele yürümüştük ve zaman zaman kendime engel olamayıp Cenk'in o sevimli gülüşünü izlemiştim. Her zaman hoşuma giden gülüşü şu an çok daha ilgi çekiciydi.

Ne zaman geldiğimizi bile fark etmeden evimin kapısında kendimi bulduğumda kapıyı açmış ve tam içeri girecekken son bir kez Cenk'e bakma kararı almıştım. Yine dudaklarında o sevimli gülümsemeyle bana bakıyordu.

Etrafa bakıp kimsenin dışarı olmamasının verdiği rahatlıkla bir süredir aklımda olan o isteği gerçekleştirmeye karar vermiştim. Hızlıca kaçmak için kapıyı açık bırakıp birkaç adımla yanına gitmiştim.

Cenk neden döndüğümü anlamıyoe gibi bana bakarken hafifçe parmak ucuna kalkmış ve dudaklarımı onun dudaklarına bastırmıştım. Neden yanına döndüğümü anlamaya çalışırken bile yüzünde o gülümseme olduğu için şanslıydım, sevimli gülüşünden öpebilmiştim.

Dudaklarına ufak bir öpücük kondurduktan sonra daha fazla utanmamak için hızlıca evin kapısından içeri girip kapıyı kapatmıştım.

Cenk'in o çok sevdiğim gülüşünden öpme fikri gerçekten çok hoşuma gitmişti.

~~~~

BAŞARDIM BÖLÜMÜ BİTİRMEYİ BAŞARDIM

Bazı kısımları 92739282 kere değiştirip baştan yazdığım için sandığımdan uzun sürdü ama olsun. Bu da günün 2. Bölümü olmuş oldu.

Ve ufak da olsa bi kiss bulunduruyo ama aslında olmayacaktı son anda ekleyesim geldi






Turunç | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin