14 // kayınpeder ile sevgi dolu karılaşma

1.2K 179 63
                                    

Bölüm 14 // Kayınpeder İle Sevgi Dolu Bir Karşılaşma

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bölüm 14 // Kayınpeder İle Sevgi Dolu Bir Karşılaşma


"Beş dakikaya buradayım, bekleyin siz." Sehun sabahki şoku atlatmış ve yola çıkmış olan yeraltı ekibine eliyle beş işareti yaptıktan sonra koşa koşa benzin istasyonunun tuvaletine girdi. Plakçı dükkanı bulundukları otelden pek de uzak değildi, yürüyerek gitmeyi tercih etmişlerdi. İşin aslı uzak bile olsa Baekhyun onları yürütebilirdi de, tutumlulukta sınır tanımıyordu hiçbir zaman. Kahvaltıda yediklerini boğazlarına tıkıp hızlıca yola koyulmalarını sağladığında Sehun en az şaşıran kişiydi zaten. Daha fazla vakit kaybetmek istemiyordu dostu, ama Sehun sıkışmıştı işte.

İçeri girip hızlıca ihtiyacını giderdikten sonra kabinden geri çıktı. Ancak girerken kesinlikle boş olduğuna emin olduğu bu tuvalette şimdi bir adam daha vardı ve ellerini yıkıyordu. Hades'in oğlu şaşırdı, diğer kabinlere kesinlikle bakmıştı ve boştu. O içerideyken dış kapı da açılmamıştı üstelik.

Aynadan göz göze geldiler. Sarı saçları, yakışıklı yüzü ve gözlerinden eksik olmayan güneş gözlükleriyle ona yan bir gülümseme verdiğinde Sehun şaşkınlıktan dilini yutacak gibi oldu. Saniyesinde jetonu düşmüştü.

Hızlıca tek dizinin üzerinde yere değmeyecek şekilde eğildi. O kadar beklenmedik bir şeydi ki bu, neredeyse rüya gördüğünü düşünecekti. "Tanrı Apollon." Saygı duyan sesi boş tuvalette yankı yaparak duvarlarda sekerken başını kaldırmadı. Bütün tanrılardan nefret ediyor da olsanız önlerinde saygıda kusur edemezdiniz. Hele de çocuğunu kamptan kaçırmışsanız, sizi küle döndürmemesi için yerlere kapansanız yeriydi.

"Hades'in oğlu, kalkabilirsin." Musluğu kapatmış olan tanrı ellerini kurulayıp eğilmiş olan meleze doğru döndü. Herzamanki gibi güzel ve bakımlı giyinmişti, yirmilerinin sonunda bir adam gibi görünüyordu. Ona sadece bakarak bile kampta neden bu kadar melez çocuğu olduğunu anlardınız. Jongin bronz teni ve sarı saçlarını babasından almıştı.

Sehun tek bir kelime etmeden doğruldu ve başını eğerek tanrının önünde dikilmeye başladı. Neden burada bir benzin istasyonundaydı? Onu öldürecek miydi yoksa? "İstersen sen ellerini yıkarken biraz konuşalım yarı tanrı." Apollon eliyle muslukları işaret ettiğinde tuvaletten yeni çıkmış olduğunu hatırladı ve başını sallayıp gösterdiği yere adımladı. O sırada tanrı ellerini cebine sokmuş onu seyrediyordu. Bu Sehun'u garip hissettirdi. Daha önce bir görevde Baekhyun'un babası Ares ile de karşılaşmıştı ama benzin istasyonunda olmamıştı bu. Üstelik Ares'e karşı bir suçluluk duygusu da taşımıyordu. Şimdinin aksine.

"Dışarıda iki oğlum seni bekliyor, yeraltına inmek için. Yanılıyor muyum?" Sehun cevap verecek cesareti bulamadığı için usulca başını salladı. Tanrının sesi rahattı ancak bu işleri kolaylaştırmıyordu. "Biri en değerli şifacım, diğeriyse en değerli nişancım. Ve sen ikisini de kendine âşık etmişsin."

güneşin oğlu geceye tutulmuş] sekaiWhere stories live. Discover now