32 // (m)inseok'un yeni kitaplığı

1.6K 147 87
                                    

medyaya sehun'un dövmesini koydum; sadece onunki kalçasının yan tarafında, belinin aşağısında. bir de bölümün başından belirteceğim yere kadar smut var, rahatsız olan geçebilir akışı etkileyecek bi olay olmayacak

---

Bölüm 32 // (M)inseok'un Yeni Kitaplığı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm 32 // (M)inseok'un Yeni Kitaplığı

Yirmi iki yaşında bir yarı tanrıyım. Daha önce başkalarını öptüm, birlikte oldum. Utangaç biri değilim, temasta olmayı herzaman severim çünkü bence sevdiklerimi gerçekten sevdiğimi beden dilimle belli edemeyeceksem bu duygunun pek bir anlamı yok.

İşte böyle düşünen biri olmama rağmen, bu evrendeki en sevdiğim adama seneler boyunca dokunmadım, seneler boyunca hiç öpmedim onu. Sehun'u sevmek yine de anlamlıydı, başta temasa geçmeden sevmenin anlamsız olduğunu düşünmeme rağmen anlamlıydı hem de. Zaten benim için hep bir istisnaydı bu Hades oğlu. Aslında ben şöyle biriyim, ama Sehun'layken...

Şimdiyse beni, kulübesinin kapısına yaslamış, büyük bir açlıkla öpüyordu ve teni tenimin üzerindeyken ayaklarımın bağı çözülmüş durumdaydı. Sehun'a dokunmak güzeldi, tek eli kalçamda bir yerlerdeydi ve gözleri hiç olmadığı kadar siyahtı. O an bedeni üzerimde, dili ağzımın içinde gezerken aklımdan sadece bu tür birbirinden alakasız, bölük pörçük şeyler geçiyordu çünkü düşünmek zordu. Hele de Sehun beni yatağa getirmek için bile fazla sabırsızken.

"Jongin." dedi iyice puslanmış sesi, dudaklarımdan ayrıldığı bir saniyelik sürede. Cevap bekleyen bir sesleniş değildi bu, ben de vermedim. Eğilip yeniden soğuk dudaklarını benimkilerle birleştirdi. Dili özgürce ağzımın içinde gezinirken boştaki eli de rahat durmuyordu ve bu yüzdendir ki tek bir öpüşmeyle zavallı bir hâle gelmiştim. Dudağını dişlerimle çekiştirdiğimde alt kısmını iyice bana bastırdı, ağzımdan kaçan tıslamaya engel olamadım. Kafamdaki tel tokayla kelepçelerimizi açmama fırsat verse aramızda engel olan tüm kumaş parçalarını ortadan kaldıracaktım fakat Sehun tamamen kendinden geçmiş gibiydi.

Ne kadar sürdüğünü kestiremediğim bir öpüşmeden sonra dudakları çeneme indi, oradan da boynuma. Ayakta durmaya mecalim yoktu artık, bu nedenle o boynumda oyalanırken ikimizi birlikte harekete geçirdim ve geri geri yatağa doğru yürümesini sağladım. Sabah çıkarken darmadağın olan saten çarşafın üzerine doğru ittim sonra onu, benden ayrıldığı için birkaç saniyeliğine kaşlarını çatsa da kucağına oturduğumda bu sorun da ortadan kalkmıştı.

Kelepçesiz elimi göğsünde gezdirip siyahlar içinde kaybolmuş beyaz yüzüne baktım. Uzun saçları sayemde darmadağın olmuştu ve nefesleri sıklaşmıştı.

Eğilip yeniden dudaklarına uzanırken  uzunca, fakat yavaş bir şekilde sürtündüm ve Sehun ağzımın içine doğru inledi. Daha fazlasını istiyordum, bu yüzden artık ona dokunmama engel olan her şeyi ortadan kaldırmam lâzımdı. Bu yüzden öpücüğümü kısa tutup kucağında yeniden doğruldum. Elimi de göğsünden çekip saçımdaki tel tokaya uzandığımda ne yaptığımı anlamaya çalışır gibi suratıma bakıyordu.

güneşin oğlu geceye tutulmuş] sekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin