20 // sana yenik düşmekten dizlerimdeki yaralar iyileşmiyor

1.1K 186 62
                                    


Bölüm 20 // Sana Yenik Düşmekten Dizlerimdeki Yaralar İyileşmiyor

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bölüm 20 // Sana Yenik Düşmekten Dizlerimdeki Yaralar İyileşmiyor


Jongin'den

"Ben sana kurban olurum Jongin'im, geçecek hepsi." Yixing saçlarımı okşarken dizlerimi iyice kendime çektim ve başımı kucağına biraz daha yerleştirdim. Afrodit kulübesi artık dert yanma ve kafa dağıtma mekanım olmuştu. İçeri girdiğiniz anda birileri mutlaka gelip size el kremi uzatıyor, bugün çok güzel göründüğünüzü söylüyordu. Chanyeol sevgili yaptı yapalı yalnız yakalayamıyorduk onu, abimeyse bu konuda dert yanamazdım. Yixing benim Sehun kasırgasından kaçtığım tek limanımdı.

"Öğlen yemeğinden sonra o toprakla ilgilenirken başında beklemek zorundayım." Aksi aksi burnumu çektim. Utanmasam ağlayacaktım ki, ağlardım da. "Ekime geçmediğimiz için Mina da yanımızda olmayacak, ne yapacağım ben?"

"Gerekmedikçe hiç konuşma, bırak işini yapsın. Süslü şeyler söylemeye kalkarsa da kanma sakın tamam mı?" Beyaz parmakları arasından sarı tutamlarımı geçirip taramaya devam etti saçlarımı. Yanlarını kazıttım kazıtalı sert çocuklar gibi görünüyordum ama işin aslı tek bir adamda yerle bir olacak kadar sallantıdaydım. Sehun temellerimi öyle bir sarsmıştı ki, hâlâ yerine oturmayan bir şeyler vardı. İnsan insanı on yedi yaşında böyle üzer miydi?

"Ne güzel büyümüş ama değil mi, canıma kastı mı var anlamadım hiç. Tenine baktıkça ağlayasım geliyor." Akıllanmaz biri olduğumdan bunu düşünmem yetmiyormuş gibi bir de dillendiriyordum. İstemsiz olarak iç çektim, Yixing de karşılık olarak saçımı çekti.

"Öyle olmuş biraz, ama sen daha güzel büyüdün Jongin. Bırak da sana randevu ayarlayayım." Bir de bu vardı. Aslında birkaç kere ayarlamasına gerçekten izin vermiştim, hepsi iyi insanlardı. Ancak ben iyiyi falan istemiyordum, belamı istiyordum sadece. Evet, belamı.

"Olmaz, insanları boşu boşuna ümitlendirip üzemem. Canım başka şeyler istediğinde de kamptan çıkıp buluyorum zaten gerek yok." Yixing'in de benden farkı yoktu ki, bana neden akıl vermeye çalıştığını anlamıyordum. Sadece benim aksime kimseye takılıp kalmamıştı o, sadece âşkı istemiyordu. Bizzat Afrodit'in oğluydu ve istemiyordu işte. Ben ise Apollon gibi playboy bir tanrının oğluyken salak gibi âşık olmuştum. Hiç adil bir dünyada yaşamıyorduk.

"Ben senin seviştiğine de inanmıyorum, gidip başkalarının koynunda Sehun diye ağlıyorsundur kesin." Söylediği şeye hıhlayarak kucağından kalktım ve kollarımı göğsümde birleştirerek ters ters baktım yüzüne. "Hiç de bile, öyle bir şey yapmadım." İşin aslı birkaç kere yapmıştım, ama epey geçmişti bunların üzerinden.

"Sen bana yalan söylenilmeyeceğini ne zaman öğreneceksin acaba Nini'm?" Yemek vakti iyice yaklaşmıştı, Yixing de farketmiş olacak ki söylenmeye devam ederken ayaklandı. Ben de ona ayak uydurup kalktım. Afrodit çocuklarının kulübesine ne zaman gelsem kendimi çok bakımsız hissediyordum, sadece biz konuşurken bile koridordan elinde maşayla en az on kişi geçmişti.

güneşin oğlu geceye tutulmuş] sekaiWhere stories live. Discover now