SEKİZİNCİ BÖLÜM

2.3K 200 132
                                    

Polislerden biri Jungkook'u arkasına çekiştirip "Kenara çekil!" dedi ve Kendisi de içeriye baktı.
Taehyung her şeye hazır bir şekilde parmağı tetikteydi. Onlardan her hangi bir tepki gelmeyince, hızla silahı beline yerleştirdi.

Polisler içerde bir şeye rastlanmadığı için, Jungkook'a dönüp konuştu.
"Bizi şaşırttınız, başta tedirginliğinizden dolayı şüphelendik o yüzden. Bir şey olmadığı için gidebilirsiniz." Taehyung şaşkın gözlerle Jimin ve Jungkook'a baktı. Onlarda şaşkınca kasaya bakıyorlardı, Jungkook'la göz göze gelince 'nerde' der gibi baktılar bir birlerine.

Jungkook transtan çıktığı gibi, gidip kasanın kapısını kilitledi. Polis memuru ehliyet ve ruhsatı Jungkook'un eline verip "Gidebilirsiniz." dedi.

Daha fazla burada kalıp yanlış bir şey yaşanmaması için, hep birlikte kamyona bindiler. Taehyung adı gibi biliyordu Jin'in orada olduğunu, ama yoktu. Bunun nasıl olabileceğini düşünüyordu.

Jungkook bu sefer sürücü koltuğuna oturdu, Taehyung kendin de değilmiş gibi daldığındı. Ne düşündüğünü az çok biliyordu, kamyonu çalıştırılıp ordan uzaklaştılar.

Sessizce araba süren Jungkook, Taehyung'a bakıp "Nerde?" diye sordu. Jimin sessizce onları izliyordu.

Taehyung yeterince polislerden uzaklaştıklarını anladığı gibi, Jungkook'a dönüp konuştu.
"Yol kenarında dur. Nerde olduğuna bakalım." Jungkook, Taehyung'un dediğini yapıp yolun kenarında durdu.

Üçü birden inip arka kapıyı açtılar ve ışığı içeri tutukları gibi tekrardan şaşkına döndüler. Çünkü Jin içerdeydi ve bir şeyin üstünde oturmuş donuk gözlerle karanlığı izliyordu.

"Sen...Saklanıyor muydun? Ama neden?" Diye sordu Jimin.
"Saklandın mı?" Tekrar soruyu yeniledi Taehyung hala şaşkındı. Onları ihbar edebilir kurtulabilirdi, ama o burada oturuyor.
"Evet." Dedi Jin kimseye bakmadan, dalgın ses tonuyla konuştu.
"Neden? Şansın vardı, neden saklandın?" Taehyung merakla sormuştu.

"Bilmiyorum." Diyip yere bakmaya devam etti Jin, ne yaptığını sorguluyordu için de.
"Ne demek yani bilmiyorum?" Niye yaptığını anlamayan Jimin merakla sordu.

"Öyle işte! Bilmiyorum dedim! Belki de aklımı kaçırdım, çok kolay kaçabilirdim. Neyim var benim? Neden böyle bir şey yaptım ki." Yeni yeni kendine gelmeye başlayan Jin, ürkek gözlerle etrafına baktı.

Taehyung, Jungkook ve Jimin'le bir birine baktılar. Jin'in kendi kendine konuşmasına, bir şey demeden yollarına devam ettiler. Her ne kadar şaşırsalar da, Taehyung içinden kendine bile nedenini söylemediği bir mutluluk vardı.

---

Küçük bir kasabada durdular. Geceyi kamyonda geçirdiler, Jimin ve Jungkook kamyonum arkasında uyudular. Jin ve Taehyung ise önde oturuyorlardı. Taehyung sabaha kadar gözüne bir gram uyku girmemişti.

Jin onunla pek konuşmadığı ve neden saklandığını merakıyla ne yapacağını bilmez olmuştu.
Yanında uyuya kalan Jin'i izlemeye başlamıştı gece boyunca, nasıl sabah olduğunu anlamamıştı. Çok masum görünüyordu, Taehyung'un gözlerine.

Jungkook sabah kahvaltısından sonra Jimin'le yeni iki tane hat alıp geri döndüler kamyona. Biri kendilerine bir diğeri ise Taehyung'aydı, ona verip onlardan ayrıldılar. Busan'a daha hızlı gitmek için trenle gideceklerdi, kısa bir süre için kalabilecekleri bir yer de ayarlayacaklardı. Taehyung kamyonla gelmeden önce her şeyi halledeceklerdi.

Jungkook ve Jimin gittikten sonra, onlarda yola çıkmıştılar.
Taehyung, Jin'le yan yana yolculuk yaparken, Jin'in gözlerinde ki heyecanla dağlara baktığını gördü. Içinden 'doğayı seviyor' diye geçirdi, çünkü bu güne kadar ne kirden, ne tozdan veya ne çamurdan hiç tiksintiyle bakmamıştı.

Zengin ve Fakir TAEJİNWhere stories live. Discover now