2. Bölüm: Pijamalı ve Tehlikeli Bir Tarikat

361 52 370
                                    

The Wamps - If I Was Your Man

2. Bölüm: Pijamalı ve Tehlikeli Bir Tarikat

"Bu da iyice bizim alt mahalledeki ayyaş Cemil'e döndü, şu hallere bak. Alo! Lan Hüseyin! Kalksana ağzına sıçtığımın herifi!"

Sesler duyuyordum. Kalın sesler. Salak sesler. Ayılmaya başlayan beynim, bu seslerin sahiplerini saptayıp bana iletmeye başladığında gerilip gerilip hepsine sırayla uçan tekmeyi basmamak için tüm sınırlarımı zorladım ve inatla açmadım gözlerimi. Şayet açarsam Azer Bülbül gibi bu gece karakolluk olabilirdim.

"Megoloman Murat, benim naif sevgilim anlamıyor senin dilinden amına koyduğum seni," diyen Ömer'i duyduğumda bir an cidden güleceğim sandım ama uyuma rolüne son gaz devam ediyordum, bu numaralarda iyiydim. Gerçi direkt olarak alavere dalavere benim işimdi. İçten içe sırıttım. Ömer devam etti: "Ona tüm tutkularımın sahibi diyeceksin, şehvet ete kemiğe bürünse sen olurdun diyeceksin, uyan da günüm gerçekten aysın, diyeceksin..."

Bir ses duydum, ardından Ömer'in çığlığa benzer sesler çıkardığını... Murat yine onu dövüyor olmalıydı. Tam cidden uykuya yeniden dalacaktım ki, Ayaz ofladı. "Hüseyin, beş saniye içinde o at boku rengindeki gözlerini açmazsan cüzdanını yürütürüm."

Öyle büyük bir hızla atıldım ki, yere çakıldım ve burnum halının yumuşak tüyleri arasına gömüldü. Panikle elimi göt cebime attığımda Ayaz sırıtarak bana bakıyordu.

Gözlerimi kısarak ona baktım. "Pezevenk."

Bana bir cevap vermek yerine yavaşça götünü döndü.

Gözlerimi devirip doğrulurken nihayet etrafı incelemeye başlamıştım. Daha önce hiç gelmediğim bir evdi, buraya nasıl geldiğimle alakalı en ufak bir fikrim dahi yoktu ve başım sanki biri beynimi parçalıyormuşçasına zonkluyordu. Yüzümü buruşturarak, "Neresi lan burası?" diye homurdandım.

Omuz silkti Ayaz. "Bir kadın aradı biz de geldik kanka. Aslında sadece beni aramıştı ama ben gruba yazınca Ömer'i tutamadık. Görmen lazım, Fatma Girik 2019 char... Bir geldi buraya kafasına tülbent bağlamış, sıkmış fiyonk yapmış tamam mı, gözlerine de gerçekçi görünsün diye kırmızı far sürmüş ağlamaklı sesler çıkararak bize doğru geliyor, mal amına koyayım." Ben artık şaşıramaz halde Ömer'e baygın baygın bakarken, Ayaz bunlar yetmiyormuş gibi devam etti: "Ama haberin olsun, seni kolayına sattı. Biz senin alkol komasına girme ihtimalini düşünürken kafasındaki tülbenti biraz daha sıkarak Murat'a yanaştı ve dedi ki 'eğer kocam ölürse ben senin yârin olabilir miyim?' Murat da tabii durur mu, senin o gözlerini beleşe boyarım dedi tamam mı. Bu da diyor ki boynum varken ne yapacaksın gözlerimi..."

Murat ağzından derin bir nefes verip gözlerini devirdi. "Şu hayatta Ömer'le savaştığım kadar terörle savaşmadım. Adamları vuruyorduk ölüyordu, Ömer vursalar ölemem diyen Melek Mosso misali tüm sınırlarını ve sabrımı zorlamakta ısrarcı." Gözlerini kısarak Ömer'e bakarken, Ömer onu zerre siklemez hâlde telefonuyla ilgileniyordu. "Allah belanı versin lan senin. Tükettin beni."

"Murat sen ne çektin ki böyle konuşabiliyorsun lan?" diye homurdandım gözlerimi devirerek, anlık olarak mağdurdum, fenalaşmıştım, tansiyonlarım düşmüş ve romatizmam azmıştı. "Adam bana sesli sexting yapıyor, tacize uğruyorum oğlum ben. Bunu sadece ben söyleyebilirim. Asabım bozuldu gene..."

Bir an duraksadım ve nerede olduğumun farkına vardım. Yumuşak halının üzerinde, yerde küçük ve narin bir bebek gibi yuvarlanıyordum. Yani en azından hissettiğim buydu. Bu konu hakkındaki hislerimin doğru olmadığını, Ayaz ayağındaki terliği ağzıma sokmaya çalışıp anıra anıra gülmeye başladığında fark ettim. Galiba bebeklere oranla biraz fazla uzun ve iriydim. Ah, bir de yakışıklı.

Küçük Mucizeler Müzesi Where stories live. Discover now