16. Bölüm: Yeni Masallar, Eski Kâbuslara

124 11 212
                                    

Seelaaammm!!! Bir avuç okuyucularımdan n'aber?? Ben iyi olmaya çalışıyorum ve size bir bölümle geldim.

Oy verip yorum yapmayı ve bölüm sonunda yapacağım minik açıklamayı okumayı lütfen unutmayın, iyi okumalar 🤍


Bölüm Şarkıları

The Spencer Lee Band - The Wolf
Athena - Arsız Gönül
Ajda Pekkan - Baksana Talihe

🥂

16. Bölüm: Yeni Masallar, Eski Kâbuslara

Geçmişe dair olmaktan çok, geçmişe ait bir eve; en yalnız hissettiği ve en kalbini biricik anneannesinin sevgisiyle dopdolu hissettiren o eve minik bir adım atmıştı şu an Tuğçe. İçine derince çektiği nefesle beraber kilitte asılı duran anahtarını yavaşça geriye doğru çekti ve yanındaki adama gülümsedi. Ayaz'a.

Onu dünyanın gökyüzünü en güzel gördüğü eve getirmişti.

Zamanın üzerinde yalnızca birkaç saniye kaplayan ama onun için koskoca bir on sekiz yılın kuş bakışı olan, küçük bir duraklama yaşadı kapının eşiğinde. Buraya ilk geldiği günü anımsadı, ilk kimsesiz kaldığı günü. O gün, daha 5 yaşındayken hiçbir kitapta öğrenemeyeceği bir şeyi öğrenmişti: Bu dünyada erişilebilmesi en kolay rütbe kimsesizlikti. Sonsuz, ruhundan ve kollarından ibaret bir yalnızlık. Küçük bir kız çocuğu için bunu omuzlarında taşımak çok zordu, bu yükten arınmak ise imkânsız gibi görünüyordu. Anneannesinin elinden kaçıp eski evinin yoluna doğru ağlaya ağlaya koşturduğu günler, annesinin adını sayıklarken fark etmeden uykuya daldığı geceler... 5 yaşındaki, kumral kıvırcık saçları, çiçekli basma tokaları olan küçük Tuğçe onunla birlikte buradaydı yeniden sanki.

Bildiği en yegane şey o küçük kızın artık bu kapı eşiğinde değil, içeride olduğuydu. Yalnız ya da kimsesiz değil, anneannesinin kanatları altında olduğu; en az annesininkiler kadar güzel masallar dinlediği ve sürekli yenileri dikilen rengarenk elbiseleriyle evin bahçesinde koşturduğu.

Ayaz'ın, onun elini tuttuğunu hissettiğinde gözlerini hafifçe ona doğru değdirip gülümsedi ve eve tıpkı en sonki ziyareti gibi, büyük bir adım attı. "Sultan Sultan'ım!" diye şakıdı, bu sırada onun bu hâline gülerek bakan Ayaz da kapıyı arkalarından kapatıp onunla beraber salonda yürümeye başlamıştı.

"Oy benim ballı turtam!"

Anneannesi Sultan'ın, namı diğer Sultan Sultan'ın, sesini duyduğunda olduğu yerde zıpladı ve sesin geldiği yöne koşarak kadının üzerine zıpladı Tuğçe. Kadının yaşını belli eden elleri onun saçlarında şefkatle geziniyor, yüzüne öpücükler konduruyordu. Ayaz omuzunu duvara verip, derin bir nefes aldı güzellikleri karşısında. Sultan Sultan ve Ballı Turta, uzun zamandır gördüğü en güzel şeydiler ve hiç kuşkusuz bir masal kitabının ortasından fırlamış gibi görünüyorlardı. Aslında... Tuğçe'ye ait olan her şey bir masalı andırıyordu ona.

"Sultan'ım," dedi Tuğçe, sevgi ve heyecan dolu bir sesle, evin içinde hiç çocuk yoktu şu an ama Ayaz bir çocuk ruhunun bu evi etkisi altına aldığını hissediyordu. Bu yüzündeki gülümsemeyi genişletmesine neden oldu. "Seninle tanıştırmak istediğim biri var. Bak," İkisi de Ayaz'dan tarafa döndüklerinde, Tuğçe parmağıyla onu işaret etti. "Orada. Ayaz, gelsene buraya."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 26, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Küçük Mucizeler Müzesi Where stories live. Discover now