EPISODE 3

12K 936 173
                                    

"Beni sen öldürdün."

Genç adam sık ormanlık alanda hızla koşarken arkasında ki gölge de onu takip ediyordu.vAyaklarında derman kalmasa da koşuyordu.

"Kaçamazsın Giray.Kaderden kaçamazsın."

"Sus artık "

"Ben sussam da vicdanın susacak mı ?Lanetlisin sen."

"Benim suçum değildi..."

Hala koşarken soluk soluğa sarf ettiği kelimeler buz gibi geceye karışırken etrafında dumanlar çiziyordu. Kendi sesi ne kadar bitikse arkasında ki gölgenin sesi o kadar rahat ve berraktı.

"Ölmek istememiştim."

"Beni sen öldürdün."

"İçinde ki karanlıkta boğulacaksın."

Giray başını ellerinin arasına alıp sesleri susturmak istedi. Olanca kuvveti ile buz kesmiş geceye bağırdı.

"Sus artık sus. Beni deli ediyorsun "

Giray'ın aciz çıkan sesine karşılık bir kahkaha yankılandı soğuk gecede.

"Delireceksin...Zamanı geldi Giray."

"Sus dedim sana sus!"

"Kaç Giray kaç kaderin seni ellerinde boğacak "

Giray olduğu yerde sıçrayarak uyandığında ilk etapta nerede olduğunu fark edememişti. Nefeslerini düzene sokmaya çalışırken bir yandan da ağrıyan başını ovalıyor derin derin nefesler alıyordu.

Nihayet biraz olsun kendisine geldiğin de önünde duran su şişesinin kapağını hızla açıp içti. Terleyen alnını elinin tersi ile sildiğin de yavaş yavaş görüşü berraklaştı. Evindeydi.Son kazısı için araştırma yaparken masa başında uyuyakalmıştı. Saate baktığında henüz bir saat uyuduğunu gördü. Acı bir şekilde güldü fazla bile uyumuştu. Uzun zamandır uykular kendisine haramdı. Ne zaman ram uykusuna geçse kabusları peşini bırakmıyordu. Alışmıştı alışmasına ama bu defa ki daha değişikti. Önce ki kabuslarında kendisi kaçar gölge onu takip ederdi. Gölgenin soğukluğunu ensesinde hissederdi korkardı. Ama bu defa gölge onunla konuşmuştu. Kelimeler hala zihninde dönüyordu. O ses öyle kuvvetliydi ki rüyasında öleceğini düşünmüştü.

Dermanı çekilmiş dizlerini zorlayarak ayağa kalktığında yavaşça mutfak'a adımladı. Kahveye ihtiyacı vardı. Bir kez daha uyuyamayacağı için kendisini sakinleştirmeliydi.

1+1olan küçük evinde kolayca mutfağa ulaşıp kahve makinesini çalıştırmıştı. Daha sonra üzerinde ki ter kokusunu alınca yavaş adımlarla banyoya girdi. Soğuk bir duş alıp kendisine geldiğin de kahvesi de hazırdı.

Bir süre cam kenarında ki koltuğuna oturup yeni aydınlanmaya başlayan semaya bakarken bir yandan da neden burada olduğunu sorguluyordu.
Neden bir anda bütün hayatını değiştirip yeni bir maceraya atıldığına hala şaşırıyordu ama yapmıştı bir kere hayatta yaşanan hiçbir şey tesadüf olamazdı. Her şeyin bir sebebi vardı.

Saati sabah 7'yi gösterdiğin de üzerine eşofmanlarını giyip hafifi yağmur çiseleyen havada koşmak istedi. Hava alması gerekiyordu.

Kulaklığını ve ipod'unu alıp evden çıktığında sahile doğru yavaşça koşmaya başladı. Sahilde hızını daha da arttırdığı sırada denizin genzini yakan iyot kokusu ciğerlerine ulaşmıştı.
"İşte bunun için bile gelmeye değermiş "diye mırıldandı.

Ç İ R K İ NHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin