1

7.5K 402 318
                                    

Steve Rogers ile ilgili güzel bir aşk hikayesi arayıp duruyordum. Ama hiç istediğim tarz da bulamadım. Aklıma gelen ilk şeyleri yazıya döktüm. Umarım pişman olup kaldırmam djkcksj.
Sizi seviyorum💙

•=•=•
2 0 1 8

Televizyonda ki haberlerde toz olarak kaybolan insanları izleyen Grace bir yandan telefonundan onu arayıp duruyordu. Ama hiçbir şekilde ulaşamıyordu ve kafayı yiyecek gibi hissediyordu.

Ya o da gittiyse? Ya o insanlar gibi toz olup kaybolduysa?

Kafasından binlerce düşünce geçerken evinin kapısı çalmaya başladı. Telefonunu koltuğa resmen fırlatırken kapıya doğru koştu. Kim olduğuna bile bakmadan açtığında karşısında onu gördü. Aşık olduğu adamı. Üstünde üniforması vardı ve bir savaştan çıktığı her halinden belli oluyordu.

"Steve!"

Hiç beklemeden ona sarılırken kaslı kolların vücudunu sardığını hissetti. Birkaç saniye önce hissettiği korku, yerini güven duygusuna bırakırken onu ne kadar özlediğini fark etti.

Vücutlarını ayırmadan kafasını kaldırdı ve ona baktı. Ellerini sakallarının üstüne yerleştirdi ve hayran olduğu mavi gözlerine odaklandı.

"Ulaşmaya çalıştım. Sana bir şey oldu sandım." dedi Grace endişeyle.

Steve kafasını sağa sola sallarken gözlerine yaşlar dolmuştu. Sonsuz bir okyanusu andırıyordu.

"Başaramadık Grace. Kaybettik."

•=•=•
2 0 1 2

Topladığı kumral saçlarının koşarken sağa sola sallanmasını seven Grace Thomson, tutturduğu ritim ile ilerliyordu. Kulaklığının teki omzundan sarkıyor ama diğerinden hâlâ bir Fall Out Boy* müziği yükseliyordu. Yanında onun adımlarına ayak uyduran golden cinsi köpeği birden yön değiştirdiğinde durmak zorunda kaldı.

"Perla! Buraya gel kızım!"

Normalde asla onun yanından ayrılmayan köpeğinin nereye gittiğini izledi. Perla, bir ağacın altında oturan şapkalı ve güneş gözlüklü adama yaklaştı ve üstünü koklamaya başladı. Grace, bu adamı daha önce de burada gördüğünü hatırlıyordu.

Genç kadın utançla o tarafa yürürken diğer kulaklığını da çıkardı.

"Kusura bakmayın."

Yabancı adam güldü. "Sanırım havuçların kokusunu aldı." Okuduğu kitabı çimenlere bırakarak poşetten bir havuç çıkardı. "Sakıncası var mı?" diye sordu bakışlarını kadına çevirirken.

Adamın gözlükler yüzünden gözükmeyen mavi gözleri, Grace'in gözleriyle buluştuğunda gülümsedi. "Hayır, verebilirsiniz. Havucu sever."

Yabancı adam, Perla'nın başını okşadı. "Al bakalım." Perla büyük bir zevkle adamın uzattığı havucu yemeye başladı. "Adı ne?"

"Perla." diye yanıtladı Grace.

"Güzel isim. Değerli taş..."

İkisi birkaç saniye sessizce Perla'yı izledi. Sabahın çok erken bir saati olduğu için etraf sessizdi. Grace'in kulaklığından çıkan şarkıyı ikisi de duyabiliyorlardı.

"Bir süredir sizi görüyorum. Burada koşarken." dedi adam sessizliği bozarak.

Grace'in kaşları havaya doğru kalktığında şaşkınlığını gizlemedi. "Öyle mi?"

"Tabii bir sapık gibi sizi izlemiyorum." dedi adam endişeyle. Grace, bu sefer kaşlarını çatarken kollarını göğsünde birleştirdi. Şapkalı adam, söylediği şeyin tamamen yanlış anlaşılacağını düşündü. "Kesinlikle bir sapık değilim. Sadece fazla koşuya çıkıyorum." 

Grace gözlerini kısarak ona şüpheyle baktı.

"Aman Tanrım... şu an bir sapık olduğumu düşünüyorsun."

Grace aniden gülmeye başladığında adam rahatladı. "Özür dilerim... sadece daha ne kadar batıracağını görmek istedim. Ben de seni birkaç kez burada gördüm. Bu saatlerde burada pek fazla kişi olmuyor."

Adam onun söyledikleriyle rahatlarken konuştu, "Evet, sanırım o yüzden bu saatleri daha çok seviyorum. İnsanların az olduğu zaman dilimi."

"Kesinlikle katılıyorum." diye ona hak verdi Grace. "Perla için de tekrardan kusura bakmayın, sizi rahatsız ettik. Konu yemek oldu mu... beni bile satar."

Şapkalı adam güzel dişlerini gösterecek şekilde güldüğünde Grace'de gülümsedi. "Perla ağzının tadını biliyor. Sen de müzikten anlıyorsun." Adam onun müzik sesi gelen kulaklığını işaret etti. "Emin ol rahatsızlık vermediniz."

Grace'in içi onun nazik tavrıyla ısınırken ne kadar güzel bir gülüşe sahip olduğunu düşündü.

"Bu arada ben Grace. Grace Thomson."

Adam, güneş gözlüklerini çıkarttı ve Grace onun mavi gözleriyle sonunda buluştu. Daha o an, bir çift okyanusa benzeyen gözlere kapıldığını hissetmişti bile.

"Ben de Steve Rogers."

•=•=•

*Fall Out Boy: Chicago, Illinois kökenli bir Amerikan Punk-Rock grubudur.

Okyanus Etkisi • Steve RogersWhere stories live. Discover now