18

1.8K 195 142
                                    

Medyada ki şarkı, son üç bölümde aralarda geçecek sözlerin sahibidir. Bu aralar çok bağımlılık yaratan bu şarkıyı Steve ve Grace'i hayal ederek dinleyip duruyorum💙

 Bu aralar çok bağımlılık yaratan bu şarkıyı Steve ve Grace'i hayal ederek dinleyip duruyorum💙

Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.

•=•=•
2 0 2 3
T A Ş L A R
A L I N M A D A N
Ö N C E
•=•=•

"Grace'e bunu anlatmamakta ısrarcı mısın?" diye sordu Natasha. "O kadar yalandan sonra bilmeli diye düşünüyorum."

"Ne olacağını bilmiyoruz." dedi Steve kuantum boyutu kostümünü kontrol ederken. "Eğer tüm taşları elde edersek, döndüğümüzde onunla konuşacağım." Birkaç dakika içinde zamanda geriye giderek taşları alacaklardı. Tüm planlar tamamdı. Tek yapmaları gereken uygulamaktı.

"Karar senin. Ama Grace asıl ondan ayrılma nedenini öğrendiğinde orada olmak istemem." dedi Natasha ve platforma ilerledi.

Ama Steve tüm bu planları Grace'e anlatmaktan yana değildi. Diğerleri başından beri söylemesi gerektiğini anlatsa bile Steve buna yanaşmamıştı.

Zaten Grace ile aylardır görüşmüyordu. Karşısına çıkacak cesarete pek sahip değildi. Bir de böyle şeyler söyleyip onu ümitlendirirse hiç iyi olmazdı.

Aklındaki tüm düşünceleri bir kenara itti ve diğerlerinin yanına, platforma çıktı.

•=•=•
T A Ş L A R
A L I N D I K T A N
S O N R A
•=•=•

Grace Thomson'ın telefonu çalmaya başladığında arayan kişinin babası olduğunu gördüğünde bunun bir şaka olduğunu falan sanmıştı. Ama aramayı açıp annesinin ve babasının sesini duyduğu an kalp krizi geçirmek üzereydi.

Neler olduğunu bilmiyordu ve İntikamcılar üssünde olan patlamayı duyduğu an yola çıkmıştı.

Bir şeyler yapmışlardı.

İşe yaramıştı.

İnsanlar geri dönmüştü.

Caddeler ve sokaklar insan seline bürünürken Grace trafikte sıkışıp kalmıştı. Steve'i bile aramayı denemişti. Ama kimse yanıt vermiyordu.

Kornaya basıp dururken, dışarıdaki insanların gökyüzünü işaret ettiğini fark etti. Kemerini çözerek arabadan indiğinde geriye doğru baktı. Havada uçan ve onlara doğru yaklaşan cisimleri gördüğünde hızlıca arabaya geri bindi.

Ters şeride girmeyi umursamadan arabayı çalıştırdı ve sürdü. Birkaç saniye önce arabasının durduğu yere o şeylerin ateş ettiğini gördüğünde gaza bastı.

Diğer arabalar değil, özellikle kendi arabası hedef alınmıştı. Bunu kısa sürede fark ettiğinde caddeden uzaklaşmaya çalıştı ama trafik yine tıkanıyordu.

Binbir zorlukla trafikten sıyrılmayı başardığında üsse doğru hızlıca sürdü. Kara dumanların sarmaladığı enkazı ve savaş alanını uzaktan gördüğünde direksiyonu korkuyla sıktı. Artık arabasının giremeyeceği yere geldiğinde durdu.

Ancak bu sefer üstüne gelen ateşten kaçamadı ve bir patlama sesiyle birlikte arabası aniden sağ tarafa devrildi. Kemerini geri takmadığı için bedeni yan koltuğa doğru savruldu.

Kafasını sertçe vurduğunda bir kulak çınlaması yaşadı. Ön camdan, ona doğru yaklaşan birkaç yaratığı görebiliyordu. Kaçmak için bir yer aradı ama yapamadı. Başı dönüyordu ve hareket edemiyordu.

Grace Thomson'ın gözleri kapanırken, hayal meyal bir şekilde yaratıkların toz olduğunu görmüştü.

Aynı 5 yıl önce olduğu gibi.

•=•=•

Yani seni gerçekten hiç tanımamışım
Tanrım, gerçekten denemiştim

Herkes kahramandır, aşıktır, zalimdir ve belki de yalancıdır. Grace, Steve'in ona anlattıklarından sonra tüm bunları onda görmeye başlamıştı birden bire. Elbette onun kahraman ve aşık olduğunu yıllardır biliyordu. Ama zalim ve yalancı olmak? Bunlar Steve'e göre değildi. Olmamalıydı. Ancak Grace kendini kandırmamalıydı. Steve Rogers bile zalim ve yalancı olabilirdi.

Aşık olduğunu düşünebilirsin
Aslında sadece acı içindeyken

Başındaki ağrı şiddetini arttırırken serumunun bittiğini fark etti.

"Suçlu benim." dedi Steve. "Ama başka çaremin olmadığını bil. Arabanın orada olduğunu ve senin öylece kanlar içinde yattığını gördüğümde... öldün sandım Grace. Gerçekleşti sandım. Seni o kadar uzak tuttuktan sonra... öldün sandım."

Grace kafasında ki sargıya hafifçe dokundu. Steve'in her kelimesi beynine iğne gibi batıyordu.

"Seni kaybetmek istemiyordum. Ama daha fazla incinmene de izin veremezdim."

"Sus artık." diye yalvardı Grace. "Sen benim tanıdığım Steve değilsin. Sana baktığımda seni tanıyamıyorum. Benim aşık olduğum adam bu değil. Olan oldu. Bitti. Daha fazla şey duymak ve bilmek istemiyorum. Yıllar sonra karşıma geçip bunları anlatman..." Grace daha fazla konuşursa ağlayacağını hissetti. "...git, Steve. Lütfen." Gözlerini kapatarak kaybettiklerini ve öğrendiklerini düşündü. Bebeğini, Natasha'yı, Tony'i, Steve'in sakladığı şeyi...

Her şey çok ağırdı.

Steve Rogers, eliyle gözlerini ovuşturdu. Hafifçe kafasını salladı, ve başka bir şey demeden hastane odasından çıktı.

Annemle konuşurken "Bu adamı nereden buldun" dedi
Dedim ki "Gençler bazen yanlış insanlara aşık olur"

•=•=•

•=•=•

Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.
Okyanus Etkisi • Steve RogersDove le storie prendono vita. Scoprilo ora