2

3.9K 341 284
                                    

•=•=•2 0 1 8

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

•=•=•
2 0 1 8

Steve, Grace'in ellerinden sımsıkı tuttu. "Tony kayıp. Dünyanın bize ihtiyacı var."

"Biliyorum..." diye fısıldadı Grace. "...ama korkuyorum Steve. Tüm olanlardan sonra ortaya çıkmak... tehlikeli değil mi?"

Steve, onun iç savaş hakkında konuştuğunu anlamıştı. Oturdukları koltukta ona biraz daha yaklaştı. "Hükümet umrumda bile değil. Bu işi çözeceğim ve seninle buradan çok uzağa gideceğiz." Sarışın adam, sevdiği kadın ile alınlarını birleştirdi. "Sadece ikimiz."

"Sakallarını da kesecek misin peki?" diye sordu Grace. Steve, onun söylediği şey ile güldü.

"Sevdiğini sanıyordum."

Grace gözlerini hafifçe kıstı ve onun sakallarını okşadı. "Ama bu da artık biraz fazla gibi koca adam."

Steve onun yanağından öptüğünde Grace sakallarının batışını hissederken gülümsedi.

"Ama gülümsüyorsun."

Grace, Steve'in dudaklarının üstüne fısıldadı; "Çünkü verdiğin acıyı bile seviyorum Rogers."

•=•=•
2 0 1 2

Güneş yavaş yavaş doğarken Grace hafifçe gözlerini kıstı ama koşmaya devam etti. Gölgelik bir yere de kaçmadı çünkü güneşin yakıcı olmayan sıcaklığının yüzüne değmesini seviyordu.

Yanında birini gördüğünde iki kulaklığını da çıkarttı ve adımlarını yavaşlattı. Steve Rogers'ı gördüğünde gülümsedi.

"Günaydın... Yüzbaşı." dedi Grace kendine hakim olamayarak. Birkaç gün önce tanıştığı adamın Kaptan Amerika çıkmasıyla birlikte heyecanlanmadığını inkar edemezdi.

"Günaydın. Perla yok mu?" diye sordu Steve.

"Biraz ailemin evinde kalacak. Birkaç gün işten dolayı yoğun olacağım. Onlar bakacak." dedi Grace. Bir anlığına, Steve'in sorusuna çok uzun ve gereksiz yanıt verdiğini düşündü. Ama genç kadının huyu buydu.

"Ah... anladım. Ben de bir hayvan bakmak isterdim. Ama böyle arada bırakabileceğim birileri yok. Ve gereğinden fazla yoğun olabiliyorum." dedi Steve üzgünce. Grace, onun muhabbetinden sıkılmadığını hissedince gülümsedi.

"Belki ileride olur." dedi Grace. "Bazı şeyler için doğru zaman vardır."

Steve bir süre onun dediğini düşündü. Grace, onun aklından geçenleri merak etse de sessiz kaldı. Avuç içlerinin istemsizce terlediğini hissediyordu.

"Peki... o anın, doğru zaman olduğunu nasıl anlarız?" diye sordu Steve aniden.

"Sanırım..." Grace doğru kelimeleri düşündü. "...kendinle anlaştığın zaman, doğru andır." dedi.

"Yani demek istiyorsun ki..."

Grace, onun sözünü kesti.

"Eğer ilk önce kendine inanıyorsan ve o anın, doğru zaman olduğunu düşünüyorsan... öyledir. İlk önce kendinle anlaş."

Steve hafifçe kaşlarını çattı. Grace, onun kafasını karıştırdığını düşünerek kendine kızdı. "Sanırım söylediklerimle kafanı karıştırdım..."

"Hayır." Bu sefer Steve onun sözünü kesti. "Kesinlikle kafamı karıştırmadın. Sadece... düşünüyordum."

"Neyi?"

"Sana kahve içmeyi teklif etmenin doğru zaman olup olmadığını."

•=•=•

•=•=•

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Okyanus Etkisi • Steve RogersWhere stories live. Discover now