12~

100 77 6
                                    

Defalarca şifreyi denemiştim.
Ama olmuyor..
Bulamıyordum..
Çok halsiz ve yorgundum.
Oradan çıktım.
Ayakta duracak halim kalmamıştı.
Ve kendimi onun yatağına attım.

O geliyor..
Başım,
Başım çok ağrıyor..
Bana öylece bakıyordu.
Yavaşca geldi ve elimi tuttu.

"Atilla ben seni çok seviyorum biliyorsun dimi"

"E evet Biliyorum. Ne oldu? Sevgilim."

"Kendine iyi bak. Atilla artık ben yokum. Hoşça kal"

Elimi bırakıyordu. Arkasına bile bakmadan,  yavaş yavaş kapıya doğru ilerledi.

"Hayır! Gitme! Beni bırakma! Hayıııır!!.."

Korkarak,  uyandım.
"Oh rüyaymış."
Sanırım yorgun düşüp uyuya kaldım.
Sadece kötü bir kabus görmüştüm.
Yavaşça yataktan kalktım.
Daha doğrusu kalkmaya çalıştım.
Başım dönüyordu.
Duvarlardan tutunarak, yavaş yavaş mutfağa gittim.
Ağrı kesici ve bir bardak su aldım.
Ellerim titriyor, gözümün önü kararıyordu.
Sanırım hepsi hastalığım yüzünden oluyordu.
İyi olmak için biraz oturdum.
Her yeri dağıtmışım.
Buraları toparlamam gerekiyordu.

Biraz dinlendikten sonra, evi toparlamak için ayağa kalktım.
Adım atmama kalmadan telefonum çaldı.

Özel numara

"Alo?"

"Sen kimsin?"

"Ben Aleyna."

"Efendim Aleyna"

"Atilla acil Şulenin evine gel."

"Neden? Ben oradayım zaten."

İki dakikaya geleceğini söyledi.
O gün kapıya gelenin Aleyna olduğunu Biliyordum.
Acil ne olabilirdi?
Şuleyi nereden tanıyordu?
İki dakika geçmeden gelmişti.

"Sandığımdan hızlı çıktın."

"Ne yaptım ki?"

"Ne mi?"

"Evet"

"Atilla evin haline bakarmısın. Heryer bi yerde. Özel odayıda bulmuşsun."

"Sen nereden Biliyorsun"

"Atilla Şule benim ablam."

"Ne?"

"Ben açıklama yapmak zorunda değilim.
Herşeyi ablam anlatsın. Neyse şimdi konumuz bu değil."

Şuleye sadece benim yardım edebileceğimi söylüyordu.
Kardeş olduklarına pek inanmasamda, inanır gibi yapmıştım.
Elinde bir dosya ve "Papatya" yazan kart vardı.
Özel odaya doğru ilerledik.
Geldiğimizde kartı şifrenin üzerine okutarak, kapıyı açtı.

Gördüklerime inanamıyordum.
Burası bir araştırma merkezi.
Onlarca bilgisayar dev televizyonlar vardı.
Hemen sağımda duran yeşil tuşa basmamı söyledi.
Yavaşca bastım.
Bütün ışıklar açıldı. Bilgisayarlar çalışmıştı.
Bilgisayarların hepsinin ekranın da kırmızı papatya resmi vardı.
Hemen karşımda bir cam dolap vardı.
İçersinde rengarenk papatyalar vardı.
Papatya düşkünü olduğum için,  hemen cam dolaba ilerledim. Ve açtım.
Elime bir kırmızı papatya aldım.

Aleyna bu papatyaların sıradan olmadığını söyledi.
Ama neyi vardı ki?
Tekrardan dolaba koymamı söyledi.

"Atilla Şuleyi sadece sen kurtarabilirsin."

Ona ne olduğunu bile Bilmiyordum.
Nası kurtaracağım?
Elindeki dosyayı masanın üzerine bıraktı.
"Papatya" yazan kartı bana verdi.
Bi süre burada çalışma yapacağımı söyledi.

"Neyse Atilla dediklerimi unutma."

"Nereye gidiyorsun?"

"Mâlum senin dağıttığın yeri toparlayıp,  çıkacağım. Sanada kolay gelsin."

Ne yapacağımı hiç Bilmiyordum.
Ama ne olursa olsun. Onun için yapacağım.
Onu nereye düştüyse oradan kurtaracağım..

İYİ OKUMALAR..

Gökyüzüm SenWhere stories live. Discover now