19~

43 10 1
                                    

Evime geldim. Odama apar topar girdim.
Dolabımı açtım ve hiç bakmadan elime ne geldiyse kıyafetlerimi çantama doldurdum.
Haftalardır evime adım attığım yoktu.
Ailemin azarını yedikten sonra sinirle evden çıkmıştım.
Eşyalarımı onun evine bırakıp hastaneye gitmeyi planlıyordum.
Aslında pekte öyle olmamıştı.

Evin kapısına geldiğinde kapı'nın yarı açık olduğunu fark ettim.
Tam içeriye gitmeyi düşünüyordum ki evde ne ile karşılaşacağımı. Bilmiyordum.
Etrafa bakındım. Ve ağaçların orada odun parçaları gördüm.
Çantamı yere atıp odunlardan birini aldım.
Kapıya geri döndüm. Ses çıkarmadan, kapıyı açıp içeriye baktım. Ev darmadağınık olmuştu.

Her yere bakmıştım. Ama ne şule evdeydi nede başka birisi.
Kimse yoktu..
Salona doğru gittikçe kitaplar'ın hepsi yerdeydi. ve cam fanustaki papatya yoktu.
Ben etrafa bakarken içimde bir korku vardı.
Tam evden çıkacaktım ki tuvaletin oradan ses geldi.
Elimdeki odunu sabitleştirip, seslendim..

"Kim var orada?"

Ses yoktu.

"Kimsen çık dışarı."

Halâ ses yoktu.
Yavaşça tuvaletin kapısına doğru yaklaştım.

"Her kimsen derhal dışarı çık. Yoksa sonu kötü olacak."

Bir elimle odunu tutuyorken diğer elimle tuvaletin kapısını açıyordun.
Kapıyı yarıladık tan sonra,
Kafamda sert bir şey hisettim.

"Kaldır ellerini!"

Evet tamda aklımdan geçtiği gibi bu bir silahtı.
Ellerimi yavaşça kaldırdım. Elimden odunu aldı. Ve yavaşca ona dönmemi söyledi.
Döndükten sonra karşımda gördüğüm sadece kar maskeli bir adamdı.

"Sen kimsin?"

"Sana konuşma hakkı vermedim!"

"Bende izin almakta gerek duymadım."

"Sus kapa çeneni yoksa kafana yiceksin silahı."

Karşımdaki her kimse çok ciddi olduğunu anlamıştım.

"Benden ne istiyordu?"
Hayır hayır benden birşey istemiyordu.
Burası şulenin eviydi. Kesin onu arıyorlardı.

"Tuvalet?"

"Ne var tuvallette?"

"Hayır hayır birşey yok."

Sanırım bunu dışımdan söylemiştim. Tuvalletteki ses,
Tabi ya şule kesin korkup tuvalete saklanmıştı.
Silahını bana doğru tutuyorken bir eliyle tuvaletin kapısını açıyordu. Gözü kapıya bakmasını fırsat bilip,
Elindeki silahı havaya kaldırdım.

Bam Bam,
silah sıktıktan sonra onu yere düşürmüştüm. Dizime bir darbe aldım. Ve yere düşmüştüm.
Silah sesiyle birlikte evin içerisi silahlı ve kar maskeli adamlarla dolmuştu. Dizimi pek hissetmiyordum.

"Sakın kıpırdama! Yoksa ikinci kurşun kafana gelecek."

"Nee? Dizim dizim." Vurulmuştumm..

Aralanan tuvalet kapısından o bakıyordu. Elinde papatya vardı.
Ağlıyordu. Sadece bakışlarımla ona kafasını içeriye sokmasını söylemiştim.
Biliyordum şule oraya saklanmıştı.
Ona birşey olmasını engellemiştim.
Dizim değil kafama kurşun yesem değerdi..

Maskeli adamlar kollarımdan tuttu. Ve dışarı çıkardılar.
Hızlıca hertarafı siyah olan bir arabaya bindirildim.
Ellerimı bağladılar. Ve kafama siyah poşet geçirmişlerdi.

"Beni nereye götürüyorsunuz?"

"Daha fazla konuşursan canından olacaksın!"

Yaklaşık 1 saat sonra araba durmuştu.
Arabadan indirdikten sonra kafamdaki poşeti çıkardılar.

Burası..
Burası ormandı.

"Ne o ? Hayatında hiç mi orman görmedin?"

"Hayıır gördüm."

"Eee yüzüme bak ozaman!"

Sinirli bir şekilde konuşan kişiye baktım.

"Ne! Ne!"

"Sana tek birşey soracağım. Ve sende bikere cevap vereceksin."

"Buyur?"

"Şule nerede?"

Onu aradıklarını biliyordum.
Ama neden?
Şuleden ne istiyorlardı?

"Cevap verecekmisin?"

"Bilmiyorum"

"Son kararınmı?"

"Evet"

"İyi ozaman" dedi adamlarını toparladı ve arabaya bindi.
Beni resmen uçsuz bucaksız ormana bırakmışlardı.
Yaralıydım ıssız bir ormanda nekadar yaşayabilirim bilmiyordum.
Hastaneye gitmeyi planlarken resmen kendimi ormanda bulmuştum.
O maskenin altında her kim varsa, ele başları oydu.

Bu yaptıkları yanına kalmayacak..

Segili okuyucularım. Uzun süredir kitabı bekliyordunuz. Cok sık olmasada tekrardan yazmaya başladım. Heyecanla bekleyen herkese teşekkürler..

Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin.

İYİ OKUMALAR..

Gökyüzüm SenWhere stories live. Discover now