one.

15.6K 956 806
                                    

Nasıl olur da bir tanrı, bütün insanların yaratıcısı ve sahibiyse ve onları gözetip koruyansa ve kendisinden başka yaratan yoksa, nasıl olur da emreder, kendi dininden olmayanı ve kabul etmeyeni, öldürmeyi ya da işkence etmeyi? Nasıl olur da bütün duygu ve düşüncenin kaynağı olan tanrı, günah yazar kendi verdiği istekler ve düşünceler için? Uyanın artık! Düşünün bunları ve isyan edin, sizi ruhsal olarak sömürene.

×××

"Jeon Jeongguk, şeytanın rahminden dünyaya gelen bir elçi. Kim Taehyung, görevin onu sonsuzluk yaşına kadar yetiştirmektir. Yaşını doldurduğu gece, görevin bitecek ve yüce Mastema'nın doğduğu gece gibi öleceksin."

"Yanarak."

Taehyung ellerini önünde birleştirmiş ve karşısında bulunan şeytana karşı eğilmişti, "Yıllarca bunun için eğitildim, yeminim olsun Jeon soyunun devamını koruyacağım." Demişti, dik bir pozisyona geçerken. "Ölecek olsam bile."

Yaklaşık 6 aylık bebek, yeni açılmış gözleriyle etrafı süzüyor ve nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu. Çelik kapının açılmasıyla kırmızı gözlerini oraya çevirmiş, içeriye giren beden onu kısaca süzüp konuşmuştu. "Seni bırakmak istemiyorum oğlum." Diyebilmişti zorla, küçük bebek ise gülümsüyor ve ellerini sallıyordu. Bu dişi şeytanı gülümsetmişti, oğlunu kucağına alarak burnunu çekmiş ve yanaklarına ufak öpücükler kondurmuştu.

"Jeon, Jeon Jeongguk. Benim minik elçim, yüce Mastema'nın son evladı. En güzel şeytan sen olmalısın, gözlerin şimdiden acımasızlık saçıyorken.. Eminim tüm soylar karşında eğilecektir." Tam o anda içeri giren başka bir şeytanla, annesi ona doğru dönmüştü. "Hoş geldin Hades, Jeon'u 10 dakikaya bakıcı meleze vereceğim. Lütfen, oğlunla vedalaş."

Hades kırmızı gözlerini oğluna çevirmiş ve başını sağa yatırarak onu izlemişti. "Oğlumu yıllar sonra tahtın başında göreceğim. Park soyu ile yapılacak olan savaşta, benim şeytanım galip gelecek." Büyük ellerini oğluna uzattıktan sonra bir parmağının küçük bebeği tarafından tutulmasına izin vermişti.

Birkaç dakika sonra Soweon, son kez oğlunu öpmüş ve büyü ile dünyada bulunan Agathe Şatosuna gitmişti. Küçük Jeon'u yatağa bırakırken, arkada bulunan gri kanatlı meleze bakmıştı. "Çocuğuma sen mi bakacaksın?" Dediğinde, gri kanatlı başını iki yana sallamıştı. "Bunu bilmeniz yasak, biliyorsunuz kraliçem."

Soweon ise dudaklarını birbirine bastırmış ve son kez oğluna bakarak şatodan ayrılmıştı. Jeon annesinin aniden gitmesiyle, önce odada göz gezdirmiş ardından hızla ağlamaya başlamıştı. Gri kanatlı melez ise sinirle kaşlarını çatmış ve odadan çıkmadan önce mırıldanmıştı. "Taehyung birazdan burada olur, ağlamayı kessen iyi olur. Bebekler cidden sinirimi bozuyor."

Jeon ise bunu anlamış gibi daha çok ağlamaya başladığında, melez gözlerini devirip odadan çıkmıştı. Kırmızı gözyaşları yatağı ıslatırken, aniden odaya giren bedenle Jeon dikkatle ona bakmıştı. Elbette ağlamayı kesmemişti. İçeri giren melez önceki melez gibi, koyu renkli kanatlarını yavaşça hareket ettirmiş ve Jeon'un tamamen dikkatini çekmişti.

"Merhaba." Demişti soğuk yüzünün aksine, sesi oldukça güzel çıkıyordu. "Bir şeytan ağlamaz Jeon." Yatağın ucuna oturmuş ve onun gibi oturan bebeğe gözlerini dikmişti. Jeon yeni ağladığı için kızarık gözleriyle meleze bakıyor ve burnunu çekip duruyordu. "Gel hadi, sana şeytan olmayı öğreteceğim." Elini yavaşça bebeğe uzatmış ve bebeğin bir parmağını sarmasına izin vermişti.

Her şey yeni başlıyordu.

×××

20 yıl geçmişti, Jeon Jeongguk 20 yaşına basmış ve neredeyse tüm güçlerini öğrenmişti. Şatoda bulunan iki meleze de baskınlığını gösterecek güce ulaşmıştı. Sabah güneşinin getirdiği ışık ile kaşlarını çatmış ve yataktan sinirle doğrulmuştu. "Madem ileride bu dünyanın sahibi olacağım, şu siktiğimin güneşinden kurtulmak yapacağım ilk şey olacak."

mastema - taekook. ✓Where stories live. Discover now