[R-6]

193 36 32
                                    

Söyleneye söylene ders programımı hazırlamaya başladım.

"Ulan pazartesi günü ilk iki saat matematik mi olur lan? El insaf be el insaf. Neyse ki uykum var, biraz uyurum."

Kitapları çantama koyunca çantamı kapatıp omzuma alarak dışarı çıkıyordum ki, telefonuma art arda bildirim gelmeye başladı. Telefonumu alıp bildirimlere baktım.

*Radar adlı gruptan dört yeni mesaj*

Bilrimleri açtım.

Radar: Selamunaleykkk

Hata: Aleykümseleykkk

*Hata kişisi Radar isimli grubu 'Hatalı Radar' olarak değiştirdi*

Hata: Eminim daha cool oldu

Hata: Çok cool

Radar yazıyor...

Radar: Sen çıldırdın mı?

Radar: Ben nasıl hatalı olabilirim?

Radar: Ben mükemmelliğin ete kemiğe bürünmüş haliyim

Sırıtarak aşağı inmeye başlayıp mesajları okumaya devam ediyordum.

Hata: Hayatında benim gibi bir hata varsa otomatikman sen de hatalısın.

Radar: Ben hatasız bir imparatorum

Devreye girerek klavyeyi açıp yazmaya başladım.

Buket: Valla benim aklıma hatasız imparator deyince sadece Fatih Terim geliyor ama, sen öyle diyorsan bilemeyeceğim.

Hata: Ooo Buket vurdu ve rovaşata golü attı

Buket: Ehehhehe

Radar: Bunun hesabını okulda vereceksin Buket

Buket: Yaw hee hee

Dışarı çıkınca Burçin'in elinde telefon beni beklerken buldum. "Günaydın." diyerek koluna girip okula ilerlemeye başladık.

"Kanka." dedim heyecanlı heyecanlı "Dün Radar'ı çatının üstünde yakaladım."

"Ne!? Yüzünü gördün mü?"

"Hayır. Kapşonu başına çekmiş, telefona baktığı için  yüzü görünmüyordu."

"Benzettiğin biri var mı?"

"Hayır. Zaten uzun süre bakamadım hemen kaçtı."

"Tüh ya!"

"Neyse. Artık bir dahaki sefere." diyerek uzun bir soluk aldım ve yürümeye devam ettik.

Biraz sonra okula varınca sınıfa çıkıp sıramıza oturduk. Miraç gelmemişti, derken sınıftan içeri daldı. Yanında Atakan vardı.

Miraç sırasına oturup arkasını dönerek "Günaydın." dedi. Bitkin gibiydi.

"Hayırdır Miraç?" dedim, "Yorgun gibisin."

Atakan kıkırdamaya başlayınca Miraç Atakan'ın ensesine tokat atıp "Dün gecedir temizlik yapıyorum. Hep Atakan'ın yüzünden." dedi.

Burçin gülerek "Neden?" diye sorunca Miraç kollarını sıraya koyup "Dün bir sigara mevzusu geçmişti hatırlıyor musunuz?" diye sordu.

Evet anlamında başımızı sallayınca konuşmasına devam etti.

"Annem eve gidince bize sordu kim içti diye. Ben biz içmedik dedim, şerefsiz Atakan 'Miraç içti Zeynep teyze, beni de döve döve zorla içirtti.' dedi."

Kahkaha atarak "Yuh!" dedim, "Annen de buna inandı mı yani?"

Miraç donuk donuk bize bakarak "İnanmadı." dedi, "Ama az daha inanıyordu."

Tekrar kahkaha attığımda Burçin "Eee nereden anlamış peki sizin içtiğinizi?" diye sorunca Miraç anlatmaya başladı.

"Biz tuvaletteyken babam gelmişti. Yanlışlıkla aynı anda 'Dolu' dediğimiz için birinci şüphe orda oluştu. Sigaraları tuvalete atıp sifonu çekmeye unuttuğum için ikinci şüphe de okları bize çevirdi."

"Tuhafımsı." deyip güldüğüm sırada Miraç yılgın yılgın konuşmaya devam etti.

"Babam da diyor ki, 'ikiniz tuvalette ya sigara içersiniz ya da başka bir ihtimal kalıyor, onu da söylemek istemiyorum.' dedi. Mecburen sigara içtiğimizi itiraf etmek zorunda kaldık. Yoksa ikinci ihtimalde daha kötü şeyler olabilirdi." 

Bu sefer hep beraber kahkaha atmaya başlamıştık. Miraç kahkahasını bastırıp "Ama tuvaleti temizleyen ben oldum Atakan yırttı." deyince bakışlar Atakan'a çevrildi.

Atakan "Misafir olmanın güzellikleri." diyerek gömleğinin yakasını sallayınca tekrar gülmeye başladık.

Miraç sıranın üstündeki kalemi alıp sallayarak "Bir yıl boyunca misafir olarak kalmayacaksın Atakancığım merak etme." deyince, Atakan Miraç'ı geçiştirerek "He he." dedi, "Aynen aynen."

O sırada zil çalınca sınıfa nöbetçi öğrenci girerek "Herkes konferans salonuna." deyince kalkıp konferansa inmeye başladık.

Miraç'ın koluna girerek "Ah canım gardaşım." dedim, "Sana tuvalet temizlettirdiler de sen topal mı oldun? Ay kıyamam ben sana." diyerek dalga geçip güldüğüm sırada merdivenin başında duran Kerem'in bana baktığını gördüm. Göz göze geldiğimizde bakışlarını hemen başka yöne çevirdi. Umursamayarak aşağı inerek konferans salonuna girdim.
Boş bir yer bulup oturduk ve sahneye bakmaya başladık.

Burçin'in kulağına yaklaşıp "Ne oldu acaba?" diye sorduğumda kapının orda bekleyen üç kişinin bize baktığını gördüm. İkisi kız birisi erkekti. On iki sayısalın öğrencileriydi bunlar. Neden bize baktıklarına anlam veremeden önüme döndüm. O sırada telefonum titreyince cebimden çıkartıp bildirime baktım.

*Radar kişisinden 1 yeni mesaj*

Mesajı açtım.

Radar: Neden buraya indik?

"Oha." diye mırıldanıp 'Sen de mi on ikinci sınıfsın?' yazıp gönderdim.

Radar çevrimiçi

Radar yazıyor...

Radar: Pot kırdım galiba.

Sırıtarak 'Pot kırmadın' yazdım, 'Radara yakalandın'

Radar yazıyor...

Radar: Sen radar ben radar, olduk iki sakar.

Buket: Sonu olmadı. Sakar ne alaka?

Radar: Çok biliyorsan sen uydur o zaman.

Radar: Şurda sanatçı kişiliğimi ortaya koyup bir şey yapıyorum.

Buket: Olmuyor ama. Bak diyeceksin ki...

Buket: İki radar bir araya gelmemeliydik, belki de bu kadar bilmemeliydik.

Radar: Bak bu oldu.

Buket: Biliyorum.

Radar: Senle biz evlenelim yaa.

Radar: Boy boy radarlarımız olur.

*görüldü*

Radar |Yarı Texting|Where stories live. Discover now