[R-8]

171 24 13
                                    

Evde kulaklığımla son ses şarkı dinlediğim sırada aklıma birden kütüphaneye gitmem gerektiği geldi. Aldığım kitabın son verme tarihi bugündü. Hemen yatağımdan fırlayıp eşofmanlarımı çıkararak siyah kot pantolonumla beyaz tişörtümü giyip  saçlarımı salarak kitabımı alıp dışarı çıktım.

Burçin'in odasının camına küçük taş atıp cama çıkmasını bekledim. Biraz sonra çıkıp bana bakmaya başladı.

"Pencereyi aç" diye seslendiğim gibi açıp "Efendim?" dedi.

"Kütüphaneye gidiyorum geliyor musun?"

"Yok kanka okuldan yeni geldik zaten, çok yorgunum, duş alıp uyuyacağım biraz."

"Tamam o zaman, görüşürüz." diyerek el salladım ve kulaklığımı takıp şarkı açarak kütüphaneye doğru ilerlemeye başladım.

Birkaç dakika yürüdükten sonra markete su almak için girecektim ki biri ayağıma taş attı. Etrafıma baktığımda kimsenin olmadığını fark ettim. Allah'ım deliriyorum galiba!

Ürkerek markete bir adım daha attığımda bu sefer sırtıma taş atılınca hızlı bir şekilde arkamı döndüm. Atakan!

Kulaklığımı çıkarıp ölümcül bakışlarımı Atakan'a yönelttiğim sırada kahkaha atmaya başladı.

"Bir şey soracağım." dedim kulaklığımı elimde sallayarak, "Mal mısın?"

Kahkahasını bastırıp "Mal olan sensin." dedi kıkırdayarak, "Bir saattir seslendim Buket diye bakmadın, ne yapayım?"

Elimdeki kulaklığı göstererek "Acaba neden duymadım?" dediğimde, omuz silkerek "Çünkü malsın." deyince yapmacık bir şekilde gülümseyerek "Hee." dedim, "Ben malım sen süper zekasın."

"Öyle zaten."

Başımı aşağı yukarı sallayıp "Hı hı. Görüşürüz. " dedikten  sonra markete girip su alıp dışarı çıkarak kütüphaneye ilerlemeye devam ettim.

Biraz sonra nihayet kütüphaneye girip görevlinin odasına girerek kitabı iade ettim ve yeni bir kitap almak için raflara yöneldim. Kitap seçtiğim sırada masaların birinde Egehan'ı gördüm. Bir şeyler yazıp çiziyordu. Karşısındaki sandalyenin yanına gelerek "Oturabilir miyim?" diye sorunca şaşkın şaşkın gülümseyerek "Tabii ki." deyince oturup "Ne yapıyorsun?" diye sordum.

Önündeki kağıtlara bakarak "Ufak tefek çalışmalar." dedi, "Yazarlık yolunda ilerlemeye çalışmalar filan."

"Gerçekten ufak tefekmiş." dedim gülerek.

Gülerek önündeki kağıtlara bakıyordu. Utangaç mı ne?

"Neyse ya." dedim gülümseyerek, "Ben seni meşgul etmeyim, kolay gelsin."

Ayağa kalktığım sırada "Teşekkür ederim." dedi.

"Rica ederim ne demek. Sonra görüşürüz."

"Görüşürüz."

Dünya klasikleri rafından Tolstoy'un İtiraflar isimli kitabını alıp kayıt ettirdikten sonra eve doğru yürümeye başladım. O sırada telefonuma bildirim geldi. Ekranı açıp bildirime baktım.

*Radar kişisinden 1 yeni mesaj*

Tıklayıp bildirimi açtım.

Radar: Buket neredesin, hiç sesin soluğun çıkmıyor."

Buket: Demek nerede olduğumu bilmiyorsun. Bu bir gelişme ğwğdüpeı

Radar: Lan salak uyuyakalmışım, ondan öyle.

Radar |Yarı Texting|Where stories live. Discover now