[R-19]

160 19 5
                                    

Eve varır varmaz Burçin'i aramaya koyuldum. Birkaç çalmaya açtı.

"Ef-"

"Fırla."

"Bekle geliyorum."

Telefonu kapattım ve üniformamı çıkartıp Burçin'i beklemeye başladım. Biraz sonra kapı çalınca hemen açtım ve odama geçtik.
Yatağımın üzerinde bağdaş kurarak "Kanka." dedim, "Çok acayip şeyler oluyor."

"Anlat anlat. Patlayacağım meraktan."

"Bak şimdi kanka. Dün hani Egehan yanlışlıkla üzerime kahve döktüğünde ıslak mendil almak için kantine inmiştim ya?"

"Evet."

"O zaman Kerem yanıma gelip, yarın okul çıkışı benle buluşmaya gel sana her şeyi anlatacağım dedi. Ben de tamam dedim."

Burçin yarı kızgın yarı şaşkın bir şekilde elini ağzına götürüp "Ve bundan benim yeni mi haberim oluyor!" deyince "Dur kanka." dedim, "Konu bu değil."

"Bu konuyu tartışacağız, devam et."

"İşte her neyse kanka, ben bugün okul çıkışı kafeye gittim ve Kerem'le buluştuk. O sırada garson bana bir fincan kahve getirdi ve yan masa gönderdi dedi, bir de kağıt verdi."

"Ne kağıdı?"

Ayağa kalkıp pantolonumun cebinden kağıdı alırken anlatmaya devam ettim. "Bana karşı olan tavrı bu yüzdenmiş. Kerem'le buluşmaya gittim diye. Ve de yan masada arkası dönük olan kişi Radar'mış. Kağıdı da gönderen ondan başkası değil."

"Oha!"

Kağıdı Burçin'e uzatıp yatakta tekrar bağdaş kurdum. Burçin kağıdı inceledikten sonra "Kahvenin tadında ne vardı? Tadına bakmaya unutma falan yazmış." dedi merakla.

Göz devirip "Tuzlu kahve." dediğim gibi Burçin kahkaha atmaya başladı.

"Lan." dedi kahkahalarının arasından, "Lan tuzlu kahve nerden aklına gelmiş."

"Cin gibi mübarek." diye söylendiğimde Burçin kahkahasını bastırıp "Eee?" diye sorunca "Asıl bomba ne biliyor musun?" dedim hafif sırıtıp. Başını sağa sola sallayınca "Kerem'in bizden uzaklaşmasının nedeni, Radar'ın onu tehdit etmesiymiş." dedim.

Burçin "Ne!" diye bağırınca "Aynen de öyle." diyerek uzun bir soluk verdim.

"Nasıl lan?"

"Valla Radar bana öyle dedi."

"Birincisi." dedi Burçin konuyu anlamaya çalışarak "Radar'ın elinde ne gibi bir koz var da Kerem bizden uzaklaşmak zorunda kalıyor. İkincisi Radar kim lan?"

"Harbi lan." dedim gözlerimi kısarak, "Kim bu Radar?"

Burçin'le üç saniye bakıştıktan sonra ikimiz de aynı anda başımızı yukarı aşağı oynatmaya başladık.

"Bence aynı şeyi düşünüyoruz Buket." dedim sırıtarak.

"Bence de."

Hemen telefonumu cebimden çıkartıp Radar'a mesaj attım.

Buket: Kimsin lan sen?

*Çevrimiçi*

*görüldü*

Radar yazıyor...

Radar: Anlamadım?

Buket: Kimsin diyorum. İsmin cismin ne senin?

Radar: Mükemmelim abidesi, yeterli mi?

Buket: Daha ortada olmayan birinin tribini çekiyorum. Çık karşıma ben buyum de.

Buket: Hiç mi yüreğin yok!

Radar yazıyor...

Radar: Yok!

Radar: Çok biliyorsan sen çık karşıma

Buket: Lan daha kim olduğunu bilmiyorum. Ben mi çıkacağım karşına?

Radar: Evet

Buket: Sen çıldırmışsın!

Radar: Evet

Buket: Evet dışında başka kelime biliyor musun?

Radar: Evet

Buket: Senle bir saniye konuşmaya bile değmez

*Görüldü*

Radar |Yarı Texting|Where stories live. Discover now