5

1.2K 74 4
                                    

Yere düşmemle gözlerimi açtım.

—Çok naziksin Taehyung-ah. Dedim kafamı tutarken.

—Sen hala gitmedin mi? Ayrıca burda ne...

Her şey yavaş yavaş aklına geldiğinde tepkisizce  bana baktı.

Onun yüzünü incelemeyi seviyordum. Işte ilaclarini içince aynı zaman da hisleri bastırılıyordu.

—Nasıl anladın? Diye sordu.

—Psikoloji kitapları okumayı seviyorum. Anlamak zor olmadi. Ama diğer semptomlarin çok değişik. Başa çıkmak oldukça zor. Dedim ayağa kalkıp sehpaya otururken.

—Bu yüzden benden uzak durmalısın. Ayrıca ben senin gibi kızlara ilgi duymam dedi.

—Öncelikle önüme gelen her erkekle yatmıyorum. Ama dün geceden sonra senin önüne gelen her kızla yattığın kanaatine vardım. Bir de ben sana ne zaman aşık olduğumu söyledim?

—Yeterince belli ediyorsun. Dedi.

—Bak Taehyung-ah okulda tesadüfen gözüme takıldın. Ardından nedense sürekli seni izlemeye başladım. Uzaktan. Davranislarin o kadar sakin ve yavaştı ki... başlarda huzur buldum sen de. Sonrasındaysa yüzünün hiç gülmediğini gökyüzüne bakıp arada derin bir nefes aldığını gördüm. Nedense bu davranışların beni etkiledi. Içimde gereksiz bir sakinlik oluşmaya...

—Çok fazla konuşuyorsun. Bana nasıl aşık olduğunu anlatmanı istemedim.

—Sana aşık değilim. Ama sana yardım etmek zorundayım gibi hissediyorum. Hele bugün gördüklerimden sonra. Dedim.

—En kötü yanı da sana ne yaptığımı bile bilmemek biliyor musun? Dedi kafasını ellerinin arasına alırken. Aniden inleyerek geri çekerken ona güldüm.

—Şey üzgünüm ama kafana şu şeyi geçirmiş olabilirim. Dedim.

—Sana zarar verdim mi? Diye sordu.

—Hayır vermedin. Dedim.

—Hyuna git burdan. Dedi.

—Bak ailemle kavga ettim. Bir kaç gün eve gitmek istemiyorum. Hazır buradayken sana yardım etmeyi denesem ne olur?

Kafasını iki yana salladı.

—Psikoloji okumayı düşünüyorum. Açıkçası ilk deneyimimde sana yardım etmek... bilmiyorum Taehyung-ah sana yardım etme isteğiyle yanıp tutuşuyorum. Belki senle ilgilenirken diğer sorunları unuturum. Dersler bile artık düşüncelerimi dağıtmıyor. Dedim.

—Sadece bir kaç gün. Sonrasında evine veya nereye istiyorsan oraya dönüyorsun.

—Teşekkür ederim diyerek gülümsedim.

—Ayrıca yalandan gülümsemen sinirimi bozuyor.

—Alışmışım diyip omuz silktim.

—Şimdi öncelikle yapmam gereken işler var. Bir kaç saate dönerim. Sen de o sırada kafanla ilgilen. Dedim.

Çantamı ve telefonu alıp evden çıktım.

...

—Ilk ne zaman farkettin? Ya da sana bu  rahatsızlığa yakalandığını kim söyledi. Genelde kendinizin farkında olmuyorsunuz çünkü.  Dedim onun için ayarladığım deftere not tutarken.

— Bak sana her şeyi anlatmam mümkün değil. Çok fazla olay oldu. Sana güvenmiyorum. Bu yüzden daha basit sorular sor. Hatırlayamadığım çok fazla şey var dedi.

Kafamı salladım. Bana hemen güvenmesini bekleyemezdim. Ayrıca çocukluk anılarının hepsini hatirlayamiyorsa hafızası da kişiliklerine bölünmüş olabilir. Bu durumda ona ilaç vermeyi kesip onları teker teker incelemem gerekir. Ancak kimisi beni öldürmeye çalışırken diğeri de benimle yatmak istiyordu. Onu belki de kelepcelemeliydim. Ayrıca gördüğüm sadece bu iki semptom vardı. Dahası olma ihtimali çok yüksekti.

—Kaç tane semptom olduğunu biliyor musun? Diye sordum.

—5 tane. Ancak nelerle ilgili olduğunu hatırlamıyorum dedi.

Kafamı salladım deftere yazarken.

—Ilaclarini ne sıklıkla alıyorsun?

—6 saat arayla. Dedi.

—Semptomların ortaya çıkmasını tetikleyen şeyler ne? Diye sordum.

—Kendimi dışarıdan gözlemleme fırsatım malesefki olmadi. Ama duygularım, tanıdık bir şey görmek veya kafamı bir yere vurduğumda genelde değiştiğimi düşünüyorum. Dedi.

Ben de öyle düşünüyordum. Hatta bunların olduğunu biliyordum. Ancak onun düşüncelerine önem verdiğimi bilmesi gerekiyordu.

—Ilaclarin genelde sakinleştirici içeriyor. Bu yüzden duygularının önüne geçiliyor. Burda hem fikiriz. Değil mi? Diye sordum.

—Evet. Sevinç üzüntü acı sinir çoğu şeyi hissedemiyorum. Bazen çok yoğun olduğunda birazını hissedebilirim. Onun dışında önemsizler.

—Ilaclarını kendi basina alıyor olamazsın. Bir psikoloğun yazdığı çok belli. Ayrıca reçeteli ilaçlar. 6 saat arayla aldığın için çabuk bitiyor olmalılar. Ne sıklıkla psikoloğa gidiyorsun? Diye sordum.

—Eskiden her seansa gidiyordum. Onun için. Artık sadece etrafa zarar vermemek için ilaçlarımı yeniden yazdırmaya gidiyorum.

—Psikoloğun hiç diğer semptomlarla tanıştı mi? Diye sordum.

—Başım ağrıyor. Dedi.

—Bir şeyler hatırlamaya çalıştığından olabilir. Kişilik değiştirmek için doğru bir zaman değil. Dedim defteri ve kalemi bırakırken.

—Bu yaptıklarımı veya sorduğum soruları daha önce sana biri sormuş olmalı. Ama şuan bunu düşünme. Sadece diğer semptomlarla tanışmak istediğimde seni kelepçelemem gerek.

—Buna izin veremem. Ayrıca ne olduğunu bilmediğim diğer kişiliklerimle baş başa kalmamalisin. Dedi.

—Sen her zaman ordasın Taehyung-ah. Ayrıca onlar da senin bir parçan. Hepsi sana ait kişilikler. Sadece biraz egolu olmalılar ki bağımsız hareket ediyorlar. Tek yapmamız gereken onları ortak nokta olan sen de birleştirmek tamam mi? Odanda hiç şu fantezi için olan kelepçelerden var mı? Diye sordum sandalyeden ayağa kalkarken.

—Muhtemelen vardır. Dedi.

Güldüm. Kafamı iki yana salladım. Bence başarabilirdim. Sadece Taehyung bana gerekli zamanı vermeliydi.

------------------------------------------------------------
Helloooo~

Şimdi şöyleki açıkçası bu çoklu kisilik bozukluğu için biraz araştırma yaptım. Tedavisi hakkında ne yazık ki çok fazla şey öğrenemedim. Psikoloji kitapları da okumuyorum. Yani biraz komik gelebilir ama yazdığım bu konu hakkında gram bilgim yok.

Kendimce bu hastalığa bir tedavi buldum. Tamamen kafamda. Kitapta da bunu uygulayacağım. Yani kitapta yazdığım hiç bir şey gerçek araştırmalara dayalı değil tamamen kendi kurgumdur.

Size bir sır vereyim. Nedense bu kitapta kızın yapacağı şeyler gerçek hayatta da işe yarar gibi hissediyorum. Sadece his. Egomu tatmin etmek için olan bir his de olabilir ama nedense bana mantıklı geldi.

Sizleri seviyorum bir sonraki bölümde görüşmek üzere.

Yarım Kalan Hikaye ~Kim Taehyung Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt