21

804 54 4
                                    

—Bugünlük bu kadar yeter. Düşündüğümden daha iyisin zaten. Randevum var. Dedi Taehyung.

—Tabi geç kalma. Ablan için. Dedim.

Kafasını salladı. Beni yalnız bırakıp giderken dişlerimi sıktım. Bunların hepsini ona zorla yaptırıyor olmam sınırımı bozuyordu. Ne olurdu içinden gelerek bana öğretseydi.

Hastalığını anlarından sağlayacağıma söz vermiştim. Zaten kendisi yakında ortaya çıkarırdı.

Abim söz verdiğinin aksine buraya gelmemişti. Eul Ji'de eve gitmek zorunda kalmıştı. Bir aydır Amerikadaydim. Silâh ve araba kullanmayı öğrenmem dışında hiç bir gelişme yoktu.

Arabaya binip eve gittim. Kapıyı açıp çantayı kenara attım. Içinde silahlar, metni falan vardı.

Salona girdiğimde karşımda tanımadığım biri vardı.

—Neden burda olduğunu sorabilir miyim? Koreliye benziyorsun. Dedim.

—Koreliyim. Beni tanımıyor olman üzücü. Ama neyseki ben de seni tanımıyorum. Hafızamda sadece adın var. Tanışalım mi ben Jung Hoseok.

Ayağa kalkıp elini uzattı.

Elini tuttum.

—Öldüğünü söylemişlerdi.

—Bir kaç talihsizlik sonucu hala yaşıyorum. Dedi.

—Sanırım yaşıyor olman beni heyecanlandırdı dedim elini bırakırken.

—Neden? Aslında anlatılana göre fazla masum birine benziyorsun.

—Öyleyim. Dedim kristal bardakları çıkarırken.

—Kuzenlerimin beni dışlayıp kendi aralarında buluşuyor olması beni üzdü açıkçası dedi elimden viskiyi alıp kendi doldururken.

—Her şey babanın suçu. Daha güzel eğlencelerle büyüyor olabilirdik. Dedim doldurduğu bardağı alırken.

—Değil mi? Ona kızıyorum bazen. Ama olmuş bitmiş olaylar için çok da umursadığım şeyler değil. Sadece o günkü olayda babanın karışmaması sinir bozucu. Dedi.

—Keşke o gün orada olsaydım. Ama suanki aklımla. Dedim bahçeye çıkarken.

Peşimden o da gelirken buraya gelme amacını merak ediyordum.

—Hadi kartını açık oyna. Neden buradasın Hoseok?

—Aslında bir nevi seni uyarmaya geldim dedi omuz silkerek.

—Taehyung konusunda mi?

—Babam hala onlara sinirli. Taehyung'u öldürmek istiyor. Baya da kararlı. Henüz burada olduğunu bilmiyor. Bu yüzden sana zarar gelmesini istemem. Kurtul ondan. Dedi.

Salıncağa oturup bacak bacak üstüne attım.

—Yıllar sonra oyun tekrar başlıyor. Çok eğlenceli. En azından bu sefer kaçırmıyorum. Dedim.

—Bak Hyuna bu eğlenceli bir oyun değil. Oldukça tehlikeli ve sen yalnızsın.

—Evet orası doğru. O kadar yalnızım ki. Herkes yanımda olduğunu söylüyor ama bak şuan beni tehdit etmek için senden başka kimse yok.

—Tehdit benim işim değil. Sadece sana zarar gelmesi tarafında değilim. Dedim.

Ayağa kalkıp ona yaklaştım. Bedenlerimizi birbirine degdirirken konuştum.

—Neden Hoseok? Biz düşman değil miyiz? Ailelerimiz birbirinden nefret etmiyor mu? Gerçek kuzen bile değiliz. Diyerek geri çekildim.

—Buraya nasıl biri olduğunu merak ettiğim için geldim. Hakkında hiç bir şey yok. Okula gidip gelen masum bir kızsın. Iki aileyle de yakın olmadigimiz için senin hakkında bir şey bilmiyorum.

Yarım Kalan Hikaye ~Kim Taehyung Where stories live. Discover now