19

770 59 1
                                    

Amerikadaki aile evimize geldiğimizde çantamdan anahtari çıkardım. Aslında Amerika'ya gitmeyi düşünmüyordum ancak çekmecenin anahtarını ararken bulduğum bu evin anahtarı beni buna tetiklemişti.

Kapıyı açıp içeri girdim. Peşimden Taehyung gelirken evin temiz olması hoşuma gitmişti. Okula gitmeden önce hallettiğim işlerdi.

Önce yeni bir hat ve market alışverişleri için dışarı çıkmam gerekiyordu. Ardından Bay Kim'le konuşup Eul Ji'yi buraya getirmeye ısrar etmem ve buradaki arkadaşlarımla buluşmam. Evet kısa ama oldukça uğraştırıcı bir listem vardı.

—Taehyung yorgun musun? Diye sordum.

—Sadece oturduk. Sence mümkün mü?

Omuz silktim.

—O zaman benimle alışverişe geliyorsun. Itiraz istemiyorum. Üst kat sağdan ikinci oda senin. Ama odana gidersen tekrar buraya gelmemenden korkuyorum. O yüzden şuan direk olarak gidiyoruz.

—Itiraz etmedim. Neden bu kadar çok konuşuyorsun?

—Daha az mı konuşmamı istersin? O zaman fazla ciddi olabilirim Taehyung-ah. Sen bile bu yanımdan korkabilirsin. Dedim gülerek.

—En azından cıvıtmazsın.

Gülerek tırnaklarımı elime geçirdim.

—Nasıl istersen. Dedim soğukca. Madem o beni bu sert halimle seviyordu. Acımasız olmaktan çekinmezdim.

—Anahtarlari alıp geliyorum.

Yüzüne bakmadan merdivenlerden çıktım. Yatak odasına girip anahtarları buldum.

Aşağı inip ondan önce dışarı çıktım. Garajın önüne gidip kapıyı açtım. Arabanın kilidini de açıp anahtarı Taehyung'a attım.

...

Hatlar ve alış-veriş tamamdı. Mutfakta aldıklarımızı yerleştirirken babamı aradım. Önemsiz bir konuşma olacağı için başka şeylerle uğraşabilirdim.

—Baba benim Hyuna dedim acar açmaz.

—Gerçekten okulda neler yaptığının farkında mısın? Diye sinirle konuştu. Asla sesini yükseltmezdi bana.

—Su an Amerikadayım. Hem eğlenmemi bana sen söylemiştin.

—Sanırım bu kadar abartacağını düşünememişim. Senin bu kadar çılgın olduğunu bile bilmiyordum. Dedi.

—Bu bir iltifattir. Bay Kim'e söyle. Onun oğluyla yaptım sonuç olarak. Yarısını o karşılasın. Dedim gülerek.

—Ondan uzak durmani söylediğim halde sen onunla Amerika'ya mi gittin? Diye sordu sesini hafif yükseltmesi hoşuma gitmişti.

—Bildiğin şeyleri neden soruyorsun? Merak etme Jimin de işi bittikten sonra gelicek.

—Hyuna sen delirdin mi? Taehyung ve Jimin asla anlaşamıyor. Ayrıca babası öğrenirse o evi başınıza yıkar.

—Hayır baba. Hiç bir şey yapamıyor. Bana Taehyung'tan daha çok değer veriyor. Ya da sana. Dedim.

—Benden habersiz sen neler yaptın? Diye sordu.

—Bilmem belki de Jimin'e sormalısın. Eminim biliyordur. Bu eve ve içindekilere karışırsan olayları düşündüğünden çok daha çabuk karıştırırım. Ki muhtemelen ölürüm. Tek değer veren bana sensin. Muhtemelen de sende kızını kurtarmak için kendini feda etmezsin. Feda edicek olsan bile zamanında yetişemezsin.

—Bak Hyuna en azından kendini korumayı öğrendikten sonra bu işlere...

—Taehyung'tan öğrenirim.

Yarım Kalan Hikaye ~Kim Taehyung Onde histórias criam vida. Descubra agora