6

6.4K 1K 616
                                    

20 Eylül 2013

Başını dizlerine koyan Jeongin'in saçlarını okşarken uyku akan gözlerini saate dikti Seungmin. Yanında oturan Hyunjin çoktan uyuyakalmıștı. Jeongin'in de yakında uyuyakalacağını biliyordu ama kendisi için aynı şey geçerli değildi

Jisung 1 haftadır hiçbir yerde yoktu. Akıllarına gelen her yere bakmış, defalarca mesaj atmış ama bir türlü ulaşamamıșlardı ona. Adeta yer yarılmıştı da içine girmişti

Derin bir iç çektiğinde dış kapıdan gelen anahtar seslerini işitti. Gözleri heyecanla büyürken Jeongin'i umursamadan hemen ayağa kalktı. Jeongin'in huysuzlanması ile Hyunjin de uyanmış ve yarı açık gözleri ile, odadan koşarak çıkan Seungmin'e bakmıştı

Kapının önüne geldiği gibi gözleri doldu Seungmin'in. 1 haftadır görmediği bedene saniyesinde kollarını sardı

"Aptal! Senin için çok endişelendim!"

Sarılmasına karşılık vermeden durdu Jisung. Seungmin geri çekilene kadar bekledi. O Seungmin'in omzunun üstünden yanlarına gelen Hyunjin ve Jeongin'e bakarken Seungmin geri çekildi. Jisung'un çökmüş yüzüne bakarken gözyaşlarını sildi

"Tanrı aşkına neredeydin!?"

Bakışlarını kaçırdı Jisung. Seungmin'in kollarından kurtularak yanından geçip gitti. Hyunjin ve Jeongin'i de göz ardı ederek odasına ilerledi

"Jisung!"

Seungmin koşarak peşinden gitti. Hyunjin ve Jeongin birbirlerine baktılar "Onun neyi var?"

Hyunjin'in endişeli sorusu karşısında omuz silkti Jeongin. Neler olduğunu bilmiyordu. Hyunjin onu kolundan çekiştirip salona sürükledi "Seungmin halleder, biz de üstüne gitmeyelim" dedi. Saat 1'di ve uyumak istiyordu

Jisung'un kapattığı kapıyı saniyesinde açıp içeri daldı Seungmin. Yatağına kurulup arkasını dönen çocuğun yanına bağırarak gitti "Jisung neler olduğunu anlatacak mısın!? 1 haftadır ortalıkta yoktun!"

Tepki vermedi Jisung. Uyumaya çalıştı. Ancak Seungmin fazlasıyla inatçıydı ve öğrenmeden onu bırakmayacaktı. Omzundan tutup onu kendisine döndürürken yakalarına yapıştı

"Bir şey söyle!"

Sonunda Seungmin ile göz teması kurduğunda ağzından sadece iki kelime çıktı

"Lütfen git"

Durup yüzüne bakan Seungmin'in yakasını tutan ellerini ittirip ona arkasını döndü. Jisung'a arkasından bakıp nefesini verdi

"Peki..."

Kırılmış kalbi ile kalktı yataktan. Odadan çıkarken kapıyı kapattı. Tek başına olduğuna kanaat getirdiğinde kapalı göz kapaklarının arasından kaçan bir damlaya mani olamadı, Jisung. Yüzünü yastığa gömüp sessizce ağladı genç. Çaresizce sarsılan göğsü ve yaşamaya çabalar gibi içine çektiği oksijen canını yakıyordu sanki

Gerçekleri kabullenmişti Jisung

O bir katildi

__________________

Jisung uykuya daldıktan bir saat sonra tekrar odaya gelmişti Seungmin. Ikisi oda arkadaşıydı. Hyunjin ve Jeongin'i yatırdıktan sonra biraz beklemiş ve daha fazla dayanamayacağını anlayınca uyumak için odaya gelmişti. İçeri girerken sessiz olmaya özen gösterdi. Kapıyı kapatıp kendi yatağına ilerledi

Kare şeklindeki odada yataklarını bitişik iki duvar boyunca konumlandırmıșlardı. Jisung'un yatağı pencerenin önündeydi. Ay ışığı kahverengi tutamları aydınlatırken ona bakarak kendi yatağına uzandı Seungmin. Yastığı kolları arasına alıp çenesini yasladı ve Jisung'un yavaşça hareket eden bedenine baktı

Aynı anda Seungmin onu göremiyor olsa bile Jisung'un yanında oturuyordu Lee Minho. Aşağılayıcı bakışlarını Seungmin üzerinde gezdirdi

Bu çocuk küçüklüklerinden beri Jisung'a hikayeler anlatıyordu. Ona Minho'nun hikayesini bile anlatmıştı. Bu tür konularda bilgisi vardı ve Jisung'un aklına da girebilirdi

Kurtulması gereken bir numaralı kişi oydu yani

Yüzüne gülümsemesi yerleşirken parmaklarını Jisung'un saçlarında gezdirdi

Neyseki miniği sadece Minho'yu dinliyordu. Dinlemeye de devam edecekti. Onunla anlaşmışlardı. Jisung artık uslu bir çocuk olacaktı

Minho ona kimi öldürmesini söylerse öldürecekti

Jisung'un çenesinden tutup kaldırdı. Uyuyan yüzünü kendini beğenmiş bir ifade ile süzdü

Artık Jisung tamamen ona aitti

99 Souls & 1 Murder [Minsung]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin