12

6.2K 860 256
                                    

15 Eylül 2020

"Soju almaya gidiyorum, geliyor musun?"

Başına siyah şapkasını geçirirken sordu Changbin. Jisung yatakta uzanmış tavanla bakışıyordu ki ayağa kalkıp "Olur" dedi. Normalde olduğundan daha durgun görünüyordu ama takmadı Changbin. Eski bir ruh olarak Jisung'un geçtiği evreleri çok iyi biliyordu, büyük ihtimal Minho yine bir şeyler yapmıştı çocuğa. Öyleydi de zaten. Sadece birkaç saat önce saat henüz gece yarısını geçmemişken zevk noktasına ulaştırmıștı onu.

Jisung maskesini takarken motelden çıktılar ve dar yollardan geçip ana yola gittiler. Saat geç olduğu için yollar bomboştu ve dışarıda olan bir iki kişi de pek tekin kişiler değildi. Jisung ve Changbin'in tekin oldukları da söylenemezdi zaten

Ana yol üzerinde gezindiler ama Changbin'in bilmediği bir yerdeydiler. Normalde bu saatte açık dükkan bulabilecek birisiydi ama bölgeyi bilmediği için sadece etrafta gezindiler. Açık yer bulamayınca bara gitme kararı aldılar ve ilk bulduklarına girdiler hemen

Manyak particilerin dağıldı saatler olduğu için şükürler ediyordu Changbin. Girdikleri yer temiz ve sakindi. Slow bir müzik çalıyordu ve barmen haricinda en fazla 10 kişi vardı, onlar da çoğunlukla içmekten sızan tiplerdi

Taburelere geçip soju istediler. Az sonra önlerine konan siparişlerini yudumlayıp sohbet ettiler

"Yeni bir teklif geldi"

Baygın bakışları boşlukta gezinirken "Mal mı, adam mı?" diye sordu Jisung

"Bu sefer adam"

Tanrıya şükretti. Aslında çok yersizdi bu hareketi, tanrı onu sevmiyordu zaten. Bir katili kim severdi ki? Hem de birisini öldürmeye fırsat bulduğu için kendisine şükreden bir katili?

"Ne kadar verecekler?"

"Öldürürsek 20bin, cesedini götürürsek 50bin"

Sadece başını salladı Jisung. Teklifi kafasında ölçütüğü falan yoktu, bu Changbin'in işiydi sonuçta. Jisung'un ilgilendiği tek şey birisini öldürüp öldüremeyeceğiydi

Bitirince hem kendisinin hem de abisinin bardağını yeniledi. Yanında oturup içmese bile, en az içkiye düşkün olan Changbin'in şu anda aldığı haz kadar eğlenen birisinin varlığından haberdardı Jisung. O kişi olduğunu biliyordu. Onun varlığını Changbin de sezebiliyordu ama çok uçuktu

Changbin sarhoş olmaya doğru giderken içmeyi bırakmıştı Jisung. Öylece boşluğa bakıyordu, başka bir şey yapmaya ihtiyacı yoktu çünkü zihnindeki denizden çıkmak yeterince yorucuydu

Birkaç saat önce zihnine yerleşen düşünceler aklını kurcalıyordu

7 yıl önce Changbin ile tanışmıştı. Hayatında hiçbir amacı olmayan ve nereye gittiğini bile bilmeyen Jisung'a bir iş vermişti o. Adam öldürmek. Mükemmel bir iş sayılmazdı ve Jisung'un o zamanki halini düşününce hangi akla hizmet onu kiralık katile dönüştürmeye çalışmıştı bilmiyordu Jisung

Changbin'in onu yanına alması mantıksızdı aslında. O kimseyle çalışmayan birisiydi aslında ama son 7 yılda değişmişti bu. Öncesinde herkesten uzakta yaşayıp tek işi öldürmek olan birisiydi. Sürekli ağlayan, gecelerce nöbet geçiren ve bütün benliğiyle kendisini reddeden bir çocuğu yanına alması saçmaydı. Öncesinde de ona güzel davranmamıș ama Jisung'un onunla kalacağı kesinleștikten sonra birden korumacı bir abiye dönmüştü

Çok fazla düşünüyorsun Jisung

Haklıydı. Aşırı derecede fazla düşünüyordu ama düşünmeden durmak da imkansız geliyordu. Changbin ona yıllarca sahip çıkmış, her şeyi öğretmiş, onu hayata kazandırmıș ve korumuştu. Insanlardan nefret eden Changbin bir insanı kendisine kardeş bellemişti

Ama Changbin'den daha uzun süredir onu koruyan birisi vardı ve onun Changbin'den daha az güven verdiğini itiraf etmesi gerekirdi

Daha güvenilir olan kişi onu korumaya çalışıyor, daha az güvenilir olansa kendisini koruyan kişinin bir yalancı olduğunu söylüyordu. Bu noktadaki en mantıksız şey Jisung'un güvenilir olmayanın sözünü dinlemekten kendisini alamamasıydı

Saçmalamayı bırak.

Aniden başına giren ağrıyla inledi Jisung. Changbin süzülmüş gözleriyle ona döndü ama tepki vermesine izin vermeden ayağa kalktı Jisung. Başının ağrısından gözlerini sıkıca yummuștu ve az daha zorlarsa ağlayabilirdi

"Ha-hava almaya gidiyorum"

Elini saçlarının arasına daldırıp çekiştirirken hemen bardan dışarı attı kendisini. Barın arka kapısından çıkmıştı ve başka bir ara yoldaydı şu an. Sırtını duvara yaslayıp yere çöktü ve başını tuttu

Salak düşünceleri bırak Jisung

Iki yüzlü bir insan için sempati duyma

Changbin'in istediği tek şey aradığı kişiyi öldürmek

Seni eğitti çünkü güçlü olacağını biliyordu

O adamı öldürmek için güçlü birisine ihtiyacı vardı

Onu öldürdükten sonra sana da ihtiyacı kalmayacak

Sonrasında ne yapacağını sanıyorsun? Tabiki de seni de öldürecek!

O sadece kan istiyor!

"Lütfen sus!"

Ses kesildi ama başını ağrısı daha çok arttı. Kulaklarını çınlamalar doldurmaya başladı. Göz yaşları yanaklarından süzülüp inleyiși dar sokağı doldururken birisi beynimi patlatmaya çalışıyor! diye düşündü Jisung. Bu kadar keskin bir ağrının başka sebebi olamazdı

Gözleri kararmaya başladı, nefesi kesildi. Dünya ile bağı kesiliyordu sanki. Başındaki ağrıyı bile unuttu ve kulaklarındaki çınlama yok olup yerini sessizliğe bıraktı

Duyamıyordu, göremiyordu, hissedemiyordu ve düşünemiyordu

Bedeni yavaşça yana kayıp yere serilirken hiçbir şeyin farkında değildi. Fiziksel dünyadaki hiçbir şeyi algılamıyordu ve zihni kararmıștı

Ama sonra saçlarına daldırılan parmakları hissetti

Uyu Jisung

Ses öyle yakınındaydı ki dokunabileceğini hissetti Jisung

Uyu

Sinirliydi karşısındaki. Sesi şefkatli ve nazikti ama bastırılmıș bir öfkenin de tınısı vardı

Gözlerini kapat

Açık mıydı ki gözleri? Göremediği için gözlerinin açık olup olmadığını bile anlayamadı ama az sonra yanağına bastırılan dudaklar ve aferin sesi ile gözlerini kapattığını anladı

Bulanık zihni iyice karışırken daha iyi hissediyordu. Nazik eller yüzünde gezinip tatlı bir karıncalanmaya sebep oluyordu ve sanki birisinin dizlerine koymuștu başını Jisung. Gözleri hala kapalıyken yanağını sürtüp başının altındakinin ne olduğunu anlamaya çalıştı ama anlayamadan uykuya daldı

Bayılmıştı

Nefesini verdi Minho. Kucağındaki Jisung'un saçlarını okşarken fazlasıyla sinirliydi aslında. Jisung onun sözünden çıkmaya başlıyordu ve yeni bir etkiye ihtiyacı vardı. Bilinç altına öyle bir korku yerleştirmesi gerekiyordu ki Minho'nun bir daha asla sözünden çıkmasın

Ve bilinç altının bir yansıması olan rüyalar, bir fikri yerleştirmenin en kolay yoluydu

__________________

Önceki bölümün tarihine hic kimse dikkat etmemiş... Jisung'un doğum günüydü dkdmdmdc

99 Souls & 1 Murder [Minsung]Onde histórias criam vida. Descubra agora