-32- We Can't Be

10.4K 1.4K 2.1K
                                    

-32. Bölüm-

150 bin olacakken şu an sadece 15 bin olan İnternity adına bölümü salıyorum :")

Öncelikle bölüm ismi için 1 dakikalık saygı duruşu, TAEKOOK 8589203749 yıl sonra selca attı bunun şerefine hadi yardıralım kfmgöIrısPuLarRrışnzjdmföf

Azmin zaferini kutluyoruz şerefe

🍷🍷🍷

***

Her şey işte tam da burada başlamıştı.

İlk geldiğimde ıslak kürk kokusu aldığım için midemi bulandıran o ağır aromaya sahip revirin, şimdi aylar sonra uğrayıp da sığındığım bir yer haline geleceğini, kim bilebilirdi?

Burada uyandığım ilk sahne, dünyaya gözlerimi yeniden açtığım ikinci başlangıcımdı hayatımın. İkiye ayrılmıştı bedenim, burada uyanmadan öncesi ve de sonrası...

Karşımda beliren pembe saçlı o nazik çocuğun, "Adın ne yabancı?" Sorusunu duyduğum an zihnimde oluşan o kara boşlukla karşılaştığımda ne kadar da korkmuş, koca evrende yapayalnız hissetmiştim, çaresizdim.

O gün, künyesinde yazan harflerde söylenene göre Kim Taehyung olarak uyanmıştım ancak, sahiden kimdim ben?

Şimdi yine aynı sedyeden bozma o rahatsız yatağın üzerinde dizlerimi karnıma doğru çekmiş otururken, düşünceler birbirini kovalıyor ve yaklaşık 9-10 aylık serüvenimi geçiriyordum süzgecimden.

Çok sonradan hatırladıklarıma göre, Kuzey Kore Tiranlığına karşı savaşan Güney Kore Bağımsızlar Birliği ordusundan savaş pilotu Kim Taehyung'tu geçmiş kimliğim.

Şimdilerde kanımı donduran ve yaşadığım tüm acıların baş mimarı ise ruh hastası eski sevgilim Kim Seokjin'den başkası değildi. Kahrolası bedenimde bıraktığı o acımasız imzalarla beynimi ve kalbimi delik deşik etmiş, gecelerce dokunduğu kavruk teni bir çuval yığını gibi buraya atmıştı.

Amacını önceleri anlayamamıştım, zihnimi ele geçirmesi, hatırladıklarımın tekrar tekrar sürekli silinmesi ile benimle resmen basit bir oyuncak gibi oynamış, onu hedeflerine ulaştıracak bir kukla olarak görmüştü beni ve bu yüzden daha acınası bir halde olamazdım diye düşünmekten alı koyamıyordum o zamanlarda kendimi.

Ama, yanılmıştım.

Birilerinin yönettiği bir kukla olmanın aslında işin 'en kötüsü' olmadığını, beni bir de şimdilerde sevdiğim adamın sonunu hazırlayacak bir proje olmaya maruz bıraktığında anlamıştım, işte en büyük acı buydu, mührüm sızladı.

Bir şeyler yapmalıydım. O beni nasıl kurtardıysa, ben de onu kavuşturmalıydım özgürlüğüne. Onun için bir risk faktörü olmak, en son isteyeceğim şey dahi değildi.

Hayatı boyunca acı çekmiş ve kırılmış bir adamdı o. Ve ben, onun üzülmesine sebep olacak o kervana katılmayı asla düşünmüyordum.

Kendime bir sebep bulduğumu söylemiştim ya hani bir süre önce? Ah evet, onun mutluluğu için, üzülmekten çekinmeyecektim asla.

Omzundaki ağırlığı paylaşıp sırtlamak istiyordum ancak bu, yani onun artık yüzünün gülme vakti gelmesi eğer beraber geçeceğimiz bir yolda olmayacaksa, buna da bile sanırım kabuldum.

Günler geçti bu paslanmış revirde. Her şeyin iç hesaplaşmasını yaşayıp birbiriyle bağlantı kurduğum ve kendimi arındırmaya çalıştığım süreçte, yaşadığımız kavga yüzünden olayın sıcağı sıcağına önce ona sinirli olsam da daha sonra kapıyı çarpıp gitmeden önceki bakışlarında yatan o yorgunluğun nedenini anlamıştım şimdi.

Internity を Taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin