38|Süpriz Hazır

159 10 1
                                    

Bölüm 38|Süpriz Hazır

-Jeonikook iyi okumalar diler...

"Hani öpersen geçerdi."


"Tamamdır. Cho Hee artık keman çalıyorsun tatlım."

"Babama süpriz yapacağım şarkıyı çalabiliyorum değil mi?"

"Hm,hm."

El çırptım. İstediğimiz süpriz olmuştu. Yani babama süpriz yapabilecektim.

"Ne zaman yapıcaz?"

"1 Eylül' de."

"Neden 1 Eylül."

"Benim o zamana kadar benim işim var o yüzden."

Kafa salladım. Önemli değildi. Sonuçta yapacaktık.

"O zaman ben gidiyorum abla. Görüşürüz."

"Görüşürüz."

Odadan çıkıp, merdivenlerden inmeye başladım. Yavaş yavaş.

Babam sabah kahvaltı yapacağını söylemişti. Bence ordadır.

Merdivenler niye bu kadar uzundu ki?!

"Ahhh!!"

●●●

"Eeee! Artık tatile de az kaldı."

"Şükür."

"Gene de güzeldi."

"Zaten en çok bizim için güzeldi. Yeğenimiz olduğunu öğrendik lan!"

Güldüm. Tae hyung haklıydı. Bizim için mükemmel bir dönemdi. Özellikle benim için.

"Gerçekten! Jun-"

Telefonumun çalmasıyla elimi cebime atıp, arayanın kim olduğuna baktım.

"Kim?"

"Yemekhane görevlisi."

"Alo."

"Jungkook hemen 2 kat aşağa gel! Hemen!!"

Ayağa kalktım.

"Neden?"

"Cho Hee merdivenlerden düşmüş."

"NEE?!!"

Telefonu hızlıca kapatıp, merdivenlere koştum. Arkadan bağıra bağıran gelen hyunglarımı umursamıyordum.

Benim miniğim düşmüştü. Kimseyi umursayamazdım.

Katın giriş kısmına gelince, miniğimin ağlama seslerini duydum.

Tanrım...

Alana yaklaşırken, beni gören miniğim bana doğru gelmeye başladı.

Tabi yanında ki görevliler engel olmuştu.

Hızlıca yanına gidip, çömeldim.

"Baba!"

"Miniğim." Gözlerimi yarasına gezdirdiğimde: derisinin soyulduğunu, bazı yerlerin ise kanadığı görmüştüm.

Kim bilir ne kadar canı yanıyordur.

"Ba-ba. Çok acı-yor." Ağlamaktan konuşamıyordu bile.

"Biliyorum miniğim. Biliyorum." Diyerek, yarasına dokundurmadan, kucağıma aldım.

Kendim temizleyecektim yarasını.

"Ba-ba!"

"Miniğim. Şşşttt! Ağlama birtanem. Ağlama. Sakin ol tamam mı? Ben yarana bakıcam. Ağlama."

"Ama a-acıyor."

"Biliyorum miniğim. Biliyorum. Ama geçecek. Sen bana güven tamam mı?"

Odaya gelince, direk yatağa otuturup, ilk yardım kutusunu açtım. Batikon ve pamuğu çıkartım.

"O ne?"

Nefesleri düzene girmişti.

"İlaç birtanem. İlaç."

"Hani öpersen geçerdi. Neden öpmüyorsun?"

"Öperim birtanem ama yaran mikrop kapar. Bu ilaçla temizliyim öpücem. Olur mu?"

"Acıcak mı?"

"Azıcık. Çok az birtanem."

Batikonu, pamuğa döküp, şişenin kapağını kapattım.

Yarasına üfleyerek bastırsam da çığlık atmıştı.

"Geçti. Geçti miniğim. "

Bende onun yanına oturup, bedenini kucakladım.

"Hâlâ acıyor mu miniğim?"

"Hm,hm."

Ben sana kıyamam...

"Neden aşağı indin miniğim? Neden beni beklemedin?"

"Kahvaltı yapıcam demiştin ya, belki ordasındır diye."

"Sabah işime gittiğime pişman ediyorsun ama! Şükür ki kafanı çarpmamışsın."

"Hâlâ öpmedin?!"

Dediğine güldüm.

"Öpmemi mi istiyorsun miniğim?"

"Öpmez misin?"

Gülerek bacağına eğilip, yarasının olduğu yere öpücük kondurdum. Canı yanmasın diye de naif öpücükler konduruyorum.

"Oldu mu miniğim?"

Kafa sallayarak gülümsedi.

"Artık dışarı çıkmak yok. Ben senin elini tutmadığım sürece bina içinde gezmek yok anlaştık mı minik fare? "

"Ama sıkılırsam?"

"Sıkılırsan beni arayacaksın ve ben hemen gelicem. Anlaştık?"

"Anlaştık."











30.05.2020

01.36

-Jeonikook

SingularityDove le storie prendono vita. Scoprilo ora