baby's on fire

1.1K 149 182
                                    

arkadaşlar bazen tartışabilir, böyle zamanlarda sessizliği koruyup sakin kalarak aradaki soğukluğu kademeli olarak geçirmeye çalışmak en doğru çözümdür... bazıları için.
belli ki ne yuta ne de jaemin böyle düşünmüyordu.
iki genç sessizce patenlerini giyerken, cephe aldıkları arkadaşları hiçbir şey yapmıyor olmasına rağmen onların öfkesinden nasibini alıyordu. öncelikle na yuta, patenlerle ayağa kalkmak için arkadaşından yardım istemiş ardından zavallı jaehyun fazlaca beceriksiz olduğundan ikisinin de tökezlemesine sebep olunca öfkeli ses tonuyla azarlamıştı, "makarna gibi salmasana kendini jaehyun, dik dur biraz."

"üzgünüm, deniyorum."

onları izleyen ve jaehyun'un yeterince acı çekmediğinde karar kılan jaemin hemen araya girmişti, "işte o dediğin biraz imkânsız yuta çünkü hyun sevdiği adam başka kızlarla karşısına geçtiğinde bile dik duramayan birisi, seni taşıyabileceğini sanmak hata olurdu."

jaehyun sessizce yuta'ya destek olmaya devam etmiş ardından da buz pistini temizlemek için paspasa benzeyen aleti almak üzere müştemilata gitmişti.
onun yine de kendisini duyabileceğini bilen çocuk, japon arkadaşına göz kırpıp söylenmeye başladı, "baksana sence de jaehyun son zamanlarda çok oyun bozan olmadı mı?"

"umrumda değil, artık antrenmana başlayabilir miyiz?"

garip bir şekilde yuta, biricik arkadaşına öfkeliydi. her zaman jaehyun'un bir numaralı destekçisi ve koruması gibi davrandığından jaemin aralarındaki problemin ne olduğunu merak etse de şimdilik görmezden gelebilirdi.
elinde paspasla beraber geri dönen arkadaşları ise sessizce piste girip buzları temizlemeye başlamıştı. yanaklarının kızıllığı ve suratsız ifadesi onları duyduğunu belli eder gibiydi.

antrenmanın başlamasına on dakika kaldığı için üç arkadaş da ateşli bir kavgaya tutuşmak yerine sessizliğe gömülmüş yeni takım oyuncularının gelmesini bekliyorlardı.
çok geçmeden spor salonunun devasa kapısı açılmış, içeriye mark girmişti. jaemin hayal kırıklığını gizlemeye çalışarak sordu, "hey, ne oldu?"

"takımda benim için de yeriniz var mı diye merak etmiştim."

"elbette var, katılmak mı istiyorsun?"

genç adam başını kararlı bir tavırla sallamakla yetinmiş ve jaemin yüzündeki geniş gülümsemeyle jaehyun'a dönmüştü, "jae gidip mark'a formalarını ver ve arka tarafı göster, yeni bir takım arkadaşımız var."

zaten oradan bir an önce kurtulmak için can atan hyun, hızla işini bırakıp arka tarafa doğru yürümeye başladığında mark yerinde kıpırdanıp gergin bir şekilde sordu,
"imza filan atmam gerekmiyor mu, veya bir başvuru formu doldurmam..?"

çoğu zaman olduğu gibi ters tarafından uyanmış olan yuta, kaşları çatık bir şekilde mırıldandı, "yemin töreni ve kabul senfonisi de ister misin?"

"hayır, yalnızca-"

"o halde neden soruyorsun, tanrı aşkına mark kıçı kırık bir artistik buz kayağı takımına katıldığından haberin var değil mi?
bu spor salonuna sokulup voltran oluşturduğumuzu filan mı düşünüyorsun bilmiyorum ama dünyayı kurtarmıyoruz. dar taytlar giyip saatlerce buzun üzerinde kayıyoruz o kadar."

zavallı çocuk, genişçe açtığı gözlerle etrafı süzmüş ardından basit bir baş selamı verip hızla jaehyun'un gittiği yöne doğru yürümeye başlamıştı ki jaemin anında arkadaşına döndü, "derdin ne senin yuta, haechan'ın mark'a zaafı olduğunu biliyorsun. onun bu takıma katılmak istiyor olması bizim için büyük şans, düzgün davranmaya başlamazsan büyük balığı kaçıracaksın."

"haechan'ın etrafındaki bütün erkeklere zaafı var zaten."

"hey, öyle olmadığını biliyorsun. johnny'den hoşlandığını sanıyor ama tek gördüğü onun vücudu ve yüzü. chan aslında mark'tan etkileniyordu."

burn book - nominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin