"Sen ve ben muhtemelen bir olamazdık." diye fısıldadı ve bana doğru eğildi, dudakları dudaklarıma değiyordu. "Ama seninle geçirdiğim her saniyeyi salisesine kadar seviyorum." titreyen dudaklarım söyledikleriyle biraz daha azıyordu ve ben kontrol alt...
Başlamadan önce sol alt köşedeki yıldızı parlatarak destek olabilirsiniz.
Keyifli okumalar.
⏳
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
ISKAYA GİDEN YEM
FEZA ZEVAHİR.
Ağrı şakaklarımdan yola çıkarak hücrelerimi tek tek ziyaret ederken, patlayacakmış gibi sızlayan başımın feryatlarını hiçe sayarak saatlerdir uyumamış, dinlenmemiştim.
"Neyi bekliyoruz abi, ne zaman başlayacağız?" diyen Eren'e baktım, herkes ağzımdan çıkacak olan tek bir kelimeyle hareketlenmeye hazırdı.
"Zamanı gelince." diyip önüme döndüm, zekice davranmamız gerekiyordu. Zeka yetmezdi bunun yanında da sabırlı ve temkinli olmalıydık.
Saatlerdir yelkovanı kovalayan akreple olan anlamsız bakışmamız bir türlü bitmemişti. Zaman durmuş benim inadıma akmıyordu.
Damarlarımda akan asi kanı zar zor zapt ederken bunu Eren'e belli etmemeye çalışıyordum. Eğer ben sakinliğimi koruyup ona göre hareket etmezsem yanımda duran adamlardan da bunu isteyemezdim.
Gayeyi arkada bırakıp onu bu işe alet ettiğim düşüncesi beni yiyip bitirirken, kendi kendime doğru olanı yaptığımı söyleyerek plandan sapmıyordum.
Her şey istediğim gibiydi, herkes benim kurduğum oyunda bir piyondan ibaretti.
Ve herkes habersizce benim kurallarıma uyuyordu.
Bu düşünce içimdeki endişeyi bastırırken Gayeye karşı olan sorumluluğumu bir türlü bastıramıyordu.
Bu adamlara karşı beslediğim öfke olmasaydı bu oyunu kuramayacağımı bile düşünüyordum. Fakat Tanrıdan gelen işaretle çizdiğim yoldan sapmamış ona rağmen yol katetmiştim.
Aklıma gelen ve gözümün önünde canlanan görüntülerle yumruk yaptığım elimi, kemiklerimi kırmak istercesine sıktım.
İhanet bir annenin doğum sancısından farksızdı. Sinsi ve sessiz, hiç beklenmedik bir anda, hiç beklenmedik kişiler tarafından, acımasızca varlığını ortaya koyuyordu.
