(11) Sanrı Hengâmesi

727 23 48
                                    

Selam, nasılsınız?

Sol alt köşedeki yıldızı parlatarak destek olabilirsiniz.

Saat 05.16 uyku tutmayınca bu saatte atıyorum kesinlikle işsiz değilim.

Keyifli okumalar..





SANRI HENGÂMESİ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

SANRI HENGÂMESİ



...


"Çıkarın beni buradan!" diye bağırdım, akan göz yaşlarım yüzümün yanmasına sebep olurken bir canavardan kaçarmış gibi kapıya yapışmış tüm gücümle yumrukluyordum.

"Lütfen, lütfen çıkarın beni buradan!" diye bağırmaya devam ederken korkuyla kapattığım gözlerimi açarsam ölecekmişim gibi hissediyordum.

"Yapmayacağım, dediğiniz dışında hiçbir şey yapmayacağım." kısılan sesime rağmen bağırmaya sesimi duyurmaya çalışıyordum. Söylediklerime ben bile inanmazken bana inansınlar diye çırpınıyordum adeta.

"Nefes alamıyorum burada, beni öldürmek mi istiyorsunuz!?" ağlamam şiddetlenirken konuşmaya devam ettim. "Öldürün o zaman, kurtarın beni yalvarırım."

Karanlık odanın içinde yankılanan sesim dışarı çıkmıyordu sanki. Kimse yaşam belirtisi vermiyordu, kimse bana mısın demiyordu.

"Köse!" diye bağırdım, hiddetle ve nefretle çıkan sesim duvarları yıkacakmış gibi yüksek çıkmıştı.

"Çıkar beni yapmayacağım diyorum!"

Tüm korkularımın endişelerimin toplandığı bu odada bir salise bile kalamazken, saatlerdir kilitli tutluyordum. Olduğum yerde yere çöküp dizlerimi kendime çektim ve kendime engel olamayarak sallanmaya başladım.

Hiçbir şey göremiyordum, bir mahzenden farksız olan bu odanın duvarları üstüme üstüme geliyordu. Birkaç saniyeliğine açtığım gözlerim, zifiri karanlığa rağmen var olmayan silüetler görüp beni dehşete düşürüyordu.

Açtığım gözlerimi hızla kapatırken korkuyla çığlık attım. Savunmasız bir çocuktan farkım yoktu. Bir çocuğun endişe ve korkuyla annesinin eteklerine tutunması gibi, içime gömülen cesaretime ulaşmaya ve sıkı sıkı tutunmaya çalışıyordum.

Bu oda en büyük korkularımı, yüzleşemediklerimi ve kaçtıklarımı ısıtıp ısıtıp önüme koyarak bana cehennemi yaşatıyordu.

Cehennemde pişen, ıstırap verici bir şekilde yanık kokan yaşanmışlıklar, damağımda acı bir tat bırakıyordu.

Köse de bu yaşanmışlıkları bizzat kendi ısıtarak ağzımın yanması için bir cehennem zebanisine dönüşüyordu.

Benim zayıf noktalarımı biliyor bu şekilde beni bastırmaya çalışıyordu. Ona karşı çıktığım gibi beni cezalandırıyor, yalvardığımı ve aciz düştüğümü görene kadar da işkencesine devam ediyordu.

MELÂLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin