2.3

4.1K 238 151
                                    

Medya: Burhan

Sınır: 20 oy 30 yorum 💕

"Anne ben çıkıyorum, bir arkadaşımla buluşacağım, hemen gelirim. Yemeğe beklemeyin beni!" diye mutfaktaki anneme seslendim ayakkabılarımı giyerken. Tam kapıyı çekip çıkacakken karşı bir kuvvetle kapı tamamen açıldı ve bilin bakalım kim?

"E denen değişikle mi buluşacaksın?"

"Birincisi bu seni ilgilendirmez ama yinede cevaplayayım, hayır. İkincisi o senden daha akıllı mantıklı en azından Koray'cım. Kapıya kadar gediğine göre," cümlemi yarıda kesip iki yanağından öptüm ve devam ettim "sen arkamdan kapatırsın. Ela kaçar!" deyip cevap vermesine izin vermeyerek evden çıktım.

Sokağın başına geldiğimde 20:30'a 4 dakika vardı. Tabi ki de onun her dediğini yapacak değildim, beni tehditle çağırıyorsa erken gelmeme bir şey diyemezdi. Zaten onda olan şeyin çokta önemli bir şey olacağını zannetmiyordum. 

"Vay vay vay! Ela hanım, tekrardan selamlar." arkamdan gelen iğrenç sesi tanımak tabi ki de zor değildi. Kollarımı bağlamış şekilde arkamı döndüğüm sırada yanağımdan makas almak üzere kalkan ele küçük bir tokat yapıştırdım.

"Dokunma bana. Hadi ne söyleyeceksen söyle de gideyim."

"Önce bir yere oturalım. Çok az ileride güzel bir kafe var."

"Burhan uzatma. Kafe falan yok. Söyle ne söyleyeceksen." ellerini eşofmanının cebine yerleştirerek önümden ağır ağır yürümeye başladı.

"Pekala, ben de Miray'a gideyim o zaman."

"Tamam dur, geleceğim." deyip yanında ilerlemeye başladım. Başka şansım yoktu. Elindeki kozun çokta önemli olduğunu düşünmesem de risk almaya değmezdi. Bir şeyi Miray'ın öğrenmesi tüm uzayın öğrenmesiyle eşdeğerdi.

Küçük bir kafeye geldiğimizde bulduğum ilk boş masaya hızla oturdum ve Burhan'ın garsonu çağırmasını ve sipariş vermesini bekledim. Sanki onunla özlem gidermek için buradayım!

"Benim lavaboya gitmem lazım. Kaçma sakın." deyip göz kırptı ve masadan kalktı. 

E: Neler yapıyorsun Ela'm.

Ela: Eski bir arkadaşımla buluştum. Sen neler yapıyorsun?

Tabi ki de E'ye Burhan ile buluştuğumu söylemeyecektim. Kimsenin haberi olmamalıydı. Kendim halledebilirdim.

E: Anladım.

E: Ben tutmayayım o zaman seni.

E: İyi sohbetler ;)

Ela: Teşekkür ederim.

"Geldim. Konuşmamıza başlayabiliriz artık." diyerek yerine geçen Burhan'ı görüp telefonu bıraktım ve diyeceklerini dikkatle beklemeye başladım.

"Seninde çok net hatırladığını düşündüğüm sebeplerden dolayı 1 sene önce ayrıl-"

"Birkaç ay sonra 1.5 yıl olacak." sözünü keserek düzelttim.

"1.5 sene önce ayrıldık. Ve inan ki sen gerçekten her şeyi çok yanlış anladın." dedi ve tereddüt etmeden elimi tuttu. Kaynar suya değmişcesine yanan elimi hışımla çektim ve yaklaşıp sessiz bir sinirle cevap verdim.

"Neyi yanlış anladım Burhan? Neyi yanlış anladım? Seni onunla bastığı-" düğümlenen boğazım ve dolan gözlerimle geri çekildim. Yutkundum ve zar zor cümlemi tamamlamaya çalıştım.

"Onunla birlikte, benim doğum günümde, benim odamda, benimle sevgiliyken sizi gördüğümü mü yanlış anladım? O yüzsüz kızın söylediklerini mi yanlış anladım?" cevap vermeyip içeceğinin pipetiyle oynadığında etrafımızdakileri umursamayarak masaya bir yumruk attım ve bağırdım.

"O kızdan yüzüme yediğim tokadı mı yanlış anladım Burhan?" 

Dikkatini çekebilmiştim en azından. Oturduğum yerde ağlamamak için kıvranırken dolan gözlerim ve karıncalanan burnum bana ihanet ediyordu.

"Ya sen beni neden çağırdın buraya! Geçmiş gitmiş konuları tekrar açıp canımı yakmak için mi?" arkasına yaslanıp telefonunu kurcaladı ve bir fotoğraf açıp telefonunu önüme bıraktı.

"Hayır, bunun için geldim." titreyen ellerimle telefonu alıp fotoğrafa baktım.

"Eğer benim tekrar yanımda sevgilim olarak dolaşmazsan bu ve bunun gibi vücudunun fazla açık olduğu fotoğrafları Miray'a kalmadan okulun sitesinde yayınlarım, yaşayacağın baskıyla tekrardan başlamadığımıza lanet edersin." diyerek elimden telefonunu aldı.

"Bunları nereden buldun?" dedim burnumu çekerek.

"Telefonunu hacklemek çok zor olmadı." 

"Bunu bana neden yapıyorsun?" dedim sesimin titremesini engelleyemeyerek.

"Üzümü ye bağını sorma demişler. 3 günün var. Üç gün içinde bana kararını söylemezsen ne olacağını biliyorsun. Şimdi istediğin yere gidebilirsin. Özgürsün." dediğini duyar duymaz eşyalarımı apar topar alıp kafeden çıktım ve nereye gittiğimi bilmeden insanların arasından koşmaya başladım.

Koştukça acım azalacakmış gibi hissettim. Hislerim arttıkça daha hızlı koştum. Hayal kırıklığım geçsin istedim. O anı unutmak istediğimden koştum belkide. Bilmediğim caddelerde; karanlık, yıldızsız gökyüzüyle beraber ağlayarak; saniyelerce, dakikalarca koştum. Sadece koştum, unutmak için.

















Sizi de bekletmeden bölümü yayınlayıp yorumlarınızı okumaya geçiyorum. 💙

Şimdiden iyi geceler Koray'ın askerleri fvvjdfkjvafdv

💕

ERİYORSUN | TextingWhere stories live. Discover now