6.5

2.1K 153 195
                                    

Yeni bölüm ile merhaba!

Bu bir stok bölüm o yüzden bir önceki bölümdeki tepkileri pek tahmin edemiyorum. Olumlu olmasını umuyorum.

Gelelim yeni bölüme

Medya: Ela

Sınır: 58 oy 150 yorum

Go go!














2 Hafta Sonrası (Aralık Başları)

Alper'i engellememin üstünden iki hafta geçmişti ve bu iki haftalık süreçte pek iyi bir şey olmamıştı.

Alper'i engelledikten birkaç saat sonra kapıya kadar gelmiş ve benim iyi olup olup olmadığımı öğrenmek istemişti. Ama benim sinirim hala tazeydi ve ben Alper ile konuşmayı reddetmiştim. Normalde Alper'e sinirli olsam dayanamayıp konuşurdum ama bu kez sinirim kendimeydi ve kendime olan sinirimi dindirmek çok daha zordu. 

Alper, onunla konuşmayı reddetmeme rağmen Koray'ı bir şekilde ikna edip iyi olup olmadığımı kendi gözleriyle görmek için odama kadar gelmişti. Tabi ki ben sinirimi daha fazla içimde tutamayıp bir kısmını Alper'den çıkarmıştım ve ona onunla konuşmak istemediğimi söylemiştim. Alper ise defalarca özür dilemiş olması yetmiyormuş gibi bir kez daha özür dileyip dolu gözlerinden anladığım kadarıyla kendini sıkarak evden çıkmıştı. Ve onu bu hale getirmiş olmam kendime olan sinirimi daha çok arttırmıştı.

Koray ve Şebnem iki haftadır hala barışamamışlardı. Mümkün olduğunca yan yana gelmemeye çalışıyorlardı ve mecburiyetten yan yana geldiklerinde bile aralarındaki ilişki bir birlerine kaçamak bakışlar atmayı geçmiyordu.

"Ela, hadi anneciğim. En azından peynirini bitir." diyerek çatalı ağzıma yaklaştırdığında daldığım yere bakmayı bırakıp anneme döndüm.

"İstemiyorum anne." Annemin üzgün bakışlar ile geri çekilmesiyle annemin de bu iki haftalık süreçte ne kadar yorulduğunun bir kez daha farkına vardım. Psikoloğumun durumumun daha fazla kötüye gitmesini önlemek için şiddetle okula gitmemi ve dinlenmemi tavsiye etmesiyle bende artık okula gitmemin bir mantığı olmayacağını düşünüp kabul etmiştim. Ve bu iki haftalık süreçte annem tamamen benim yemek yememe ve verilen ilaçları içmeme odaklanmıştı. 

"Anneciğim, lütfen. Benim için ye bari. Diyetisyenin daha dün ilerleme kaydedemediğimizi, verdiği listeye harfi harfine uymamız gerektiğini söyledi." Annemin üzgün bakışlarına dayanamayıp yorgun vücudumu umursamadan elinde tuttuğu çatala uzandım. Son zamanlarda yorgun olmam, dökülen saçlarım, baş ağrılarım, kalp çarpıntım umurumda değildi. Zaten ben bunları hak ediyordum. 

Çatalın ucundaki peyniri ağzıma atmamla güçlükle çiğnemeye başladım. Sıra yutma aşamasına geldiğinde vücudum yine yiyemeyeceğimin sinyalini vermişti.

"Yiyemiyorum!" dedim yanlışlıkla annemin hazırladığı kahvaltı masasındakileri devirirken. Annem anın şokuyla ayağa fırladığı sırada ben çoktan peyniri çıkartmıştım.

"Esma, Ela neler oluyor?" diyerek mutfağa giren babam ve arkasındaki Koray'ın gözleri yerdeki tabak çanağa kaymıştı. Kısa bir olayı anlama çalışmasının ardından annem yan tarafımdaki sandalyeye oturup şakaklarını ovmaya başlamıştı bile.

"Baba annemi götürsene." diyen Koray'ın ardından babam annemi mutfaktan çıkarmıştı. Bu sefer yan tarafımdaki sandalyeye oturan Koray'dı.

"Ela, bak." dedi ve yutkundu. "Şu son iki haftadır herkesin temennisi senin iyileşmeye dair bir belirti göstermen. Kendin için yiyemiyorsan da en azından bizim için yesen?"

"Ben yemek yemeyi hak etmiyorum." dedim soğuk bir sesle, masanın üzerine bomboş bakarken.

"Ela saçmalama, tabiki de hak ediyorsun. Hak etmeyeceğini düşündüren bir şey mi oldu? Bak Burhan falan bir şe-"

"Olmadı." dedim sözünü keserek. Burhan'ın hastanede beni sıkıştırışı, bileklerimi sıkışı, bağırışı hatta tokat atışı ve son iki haftadır olanlar yetmezmiş gibi yazdığı mesajlar aklıma gelse de yutkunup devam ettim. "Ben zaten başından beri hak etmiyordum."

Koray derin bir şekilde nefesini bırakırken bir yandan da saçlarını karıştırdığı sırada yüzüne kaçamak bir bakış attım. Tekrar bana döndüğünde ona baktığımı anlamaması için bakışlarımı çektim.

"Abiciğim, sen her ne kadar hak etmediğini düşünsen de yemek yemeyi en çok hak eden insanlardan biri sensin. Alper ile olanlardan mı, Şebnem ile benim aramda geçen kavgadan mı, okuldaki bir grup salağın dediklerinden mi yoksa Miray veya Burhan'dan mı bilmiyorum." Durdu ve çok hızlı konuştuğundan bir saniye nefes aldı. "Son iki haftadır hangi sebep yüzünden bu haldesin hala çözemedim. Belki hepsidir, hatta belki de hiç aklıma gelmeyen farklı bir sebeptir bilemiyorum." dedi ve masanın altındaki elimi tutup baş parmağıyla okşadı.

"Ama hiçbirinin seni amacımızdan uzaklaştırmasına izin vermeni istemiyorum. Şimdi odana gidebilirsin, ben kahvaltı konusunda annemle konuşurum ama bu son atladığın öğün olsun. Okuldan geldiğimde annemin 'Ela bugün öğle yemeğini yedi, ilacını da içti.' demesini istiyorum tamam mı? En azından dene." cevap vermediğimi görünce hafifçe omuzları düşse de saçlarımın arasına ufak bir öpücük bırakıp mutfaktan çıktı.

Onun arkasından bende kendi odama geçtim ve annem ilaçlar için beni çağırana kadar odamın tavanını izlemek üzere sırtüstü yatağıma uzandım.












Bu bölümde böyle olsun.

Bölümde daha önceki bölümlerde öğrenmediğimiz küçük bir ayrıntı vardı. Bu bölümde de açık bir şekilde anlaşılmadı ama yine de tahmini olan varsa buraya yazabilir, doğruysa cevap vereceğim. Değilse kimse O ayrıntı ne diye kafa patlatmasın, bir sonraki bölüm öğreneceğiz zaten fgbhjngfdsfghn

Benden bu kadar, bölümü tamamlayıp yatmaya geçeceğim.

Sonraki Bölüm görüşürüz, oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. <3

ERİYORSUN | TextingWhere stories live. Discover now