5.0

2.9K 218 497
                                    

Selam!

Ne yazsam gerçekten bilmiyorum, kitabı yazmaya başlarken en çok yazmak istediğim bölümlerden biri bu bölümdü ve şuan yazıyorum!

İlk defa bir bölüm yazarken bu kadar heyecanlıyım galiba bjfjbfvıjcdlckdcdc

Medya: Ela :)

Sınır: 50 oy 100 yorum (hadi bu bölüme özel patlatalım oyları yorumları.)

Neyse haydi bölüme!










Dün E ile konuştuktan sonra söylediği yere gidip gitmemek arasında kalmış ve gece hiç uyumadan sabaha kadar kafayı yemiştim. Sabah saat 7 gibi gitmeye karar verip odamdan çıkmış ve vücudumu biraz da olsa güçlendirmek için duşa girmiştim. Her ne kadar duş almak, vücudumda gram etki yaratmamış olsa da umursamayıp üstümü değiştirip erkenden söylediği parka gitmiştim.

4 saattir ise kapüşonumu kapatmış, parktaki en köşede olan banklardan birine oturmuş kendimle savaş veriyordum. Bugün yeyip içmeyi tamamen kesmemin 4. günüydü. Sadece su içip arada bir de kendimi tuzlu su ile kusturtuyordum. Vücudum da belli bölgelerde uyuşma vardı. Kendime bile itiraf edemesem de bedenimin beni taşıyacak gücü fazla yoktu. Ama halimden memnundum çünkü kafamdaki sesler 4 gündür, şuana kadar ki en az seviyedeydi ve bu benim için çok iyi bir şeydi. Ancak sesler beni bırakmaya hala pek niyetli değildi. Parka geldiğimden beri beynimin içindeki sesler beni geri götürmek için ikna etmeye çalışıyordu ve her saniye daha çok artıyordu. Saat öğlen olmak üzereydi, E her an gelebilirdi ama aynı şekilde bende her an gidebilirdim.

Git Ela, E seni yemek yemeye zorlayacak!

Kaç! Durma burada!

Sen onun için sadece bir takıntısın, onun amacı sadece senin yemek yemeni sağlamak. Sonra seni bırakıp gidecek!

Yanlış kişiye aşık oldun Ela!

Sesler dayanılmaz hala geldiğinde kafamı öne eğdim ve öne arkaya sallanarak susturmayı denedim.

"Yeter! Artık gerçekten yeter!" Titreyen bacaklarımı umursamadan ayağa kalkıp titreyen avuçlarımın içindeki saçalra baktım. Bunu bana yaptırandan nefret ettim. Güçsüz bedenimden, bir şeyleri gizlemeye çalışmaktan, hatta aşık olup içimde tutmak zorunda olduğum E'den bile nefret ettim.

Avucumun içindeki saç yumağının üstüne düşen gözyaşıyla kendime gelip elimdeki saçları savurdum.

Ben Ela Akbulut'tum, yaşadığım onca şeye karşı güçlü durmuştum. Şimdi de bedenim bu oyunu kaybetmek üzere olsa da ruhumu güçlü tutmalıydım. Dayanmak zorundaydım.

Parkın çıkışına doğru adımlamaya başladım. Bomboş parkta 4 saattir bekliyor ve tam E'nin söylediği saatte çocuk gibi kaçıyordum ama o gün bugün değildi.

"Beni görmeden nereye kaçıyorsun Ela'm?"

Arkamdan gelen tanıdık sesle olduğum yere çakıldım. Kimin sesi olduğunu çıkaramıyordum ama E olduğunu anladığım için cesaret edip arkamı da dönemiyordum.

"Ela'm, ben buradayım tam arkanda. Bakmayacak mısın bana?"

Zangır zangır titreyen bacaklarım haricinde hiçbir yerimi hissedemiyordum. Arkama dönecek güçte bende yoktu.

"Peki, sen ne zaman kendini hazır hissedersen. Gerekirse akşama kadar, burada bekleyeceğim. Söz veriyorum."

Sadece 1 dakika sonra yanıldığımı farkettim. Şuan dönmeli ve aşık olduğum kişinin kim olduğunu öğrenmeliydim. Az önce yanılmıştım, O gün bugündü.

Titreyen bacaklarıma ve akan gözyaşlarıma inat bir anda dönüverdim arkama ve çok yakından tanıdığım yüze baktım.

"Ama sen..."

"Evet ben Ela'm." Dedi hafif titreyen sesiyle.

Anın şokuyla bacaklarımın daha fazla dayanamadığını hissettim ve gözlerimi E'den çekmeyerek soluma doğru bıraktım vücudumu. Bana doğru koşup son anda belimden yakalamasına rağmen benimle birlikte kontrollü bir şekilde yere düşen E'yi çok umursayamadım bile.

"Benden her şeyi gizledin! İkili oynadın sen! Bana yalan söyledin E!"

"Özür dilerim ama başka çarem yoktu Ela'm." Dedi omuzuna yaslandığım bedenimi sararken.

"Ben sana sırlarımı söyledim, sen bana yalan söyledin!"

"Beni kandırdın!" Sustu.

"Beni kandırdın E!"

Bedenim tamamen serbest kaldı en sonunda, gözlerim kısılıp gücümün tükendiğini hissederken.

"Ela'm! Ela'm! İyi misin?" Dedi E dizine düşen başımı hafifçe sarsarak.

Gözlerimi daha fazla açık tutamayacağımı hissettiğimde son gücümle tekrar ettim.

"Beni kandırdın... Alper." Alper'in beni uyanık tutma çabasıyla birlikte kendimi hiçliğe bıraktım. Hiçlik. Ben bir hiçtim çünkü. Beni bir hiçmişim gibi kandırmıştı. Son hissettiğim şey olduğum yerden havalanışım olmuştu.

Ben Ela Akbulut, bir hiçmişim gibi hissederken hissettiğim şeye dönüşmüş ve güçlü duramamıştım. Dayanmak zorunda olduğum bir savaşta dayanamamıştım ve şuan bu savaşta yenik düşmüştüm.













Özür dilerim, size başından beri planladığım kişinin E çıkacağını söylemiştim ve çoğunuz aynı kişiyi tahmin etmiştiniz ama başından beri planladığım kişi o değildi. :(

Bana küfretmeyin lütfen alışkın değilim hjfgjyjhghgjhfjfgkjh

Hadi bana, tam buraya E'nin kim olduğunu öğrendiğinizde nasıl bir tepki verdiğinizi, nasıl hissettiğinizi yazın. Etkisi Ela gibi sizide çarpmış mı bakalım cfnmfnkfmncdcnkf

Kusura bakmayın ama başından beri tahminlerinizi falan okumak bana çok eğlenceli geliyordu hala da öyle fkkvfmckvkf

-Yiyeceğin küfürlerin etkisi mi bu sevgili yazacığım, ne gülüyorsun? Dediğinizi duyar gibiyim ama inanın bende bilmiyorum ckcmdfm.

Beni linçlemeyin arkadaşlar valla suçum yok, Burhan da çıkabilirdi iyi tarafından bakalım. :D

Bu arada E istediği karakter çıkmadı diye kitabı okumayı bırakmayı düşünenler, kitaptan bir anda nefret etmeye başlayacaklar varsa şimdiden söylüyorum: O ÇOK SEVDİĞİMİZ, NAİF, KOMİK, ŞİRİN E, YİNE AYNI E. SADECE ÇOĞUNUZUN TAHMİN ETMEDİĞİ BİRİSİ, OKEYY?

O naif, ruhu güzel çocuk Alper'di arkadaşlar ve inanın Alper aşık olunası bir karakter sadece önyargılarınızı kırın ;)

Bir sonraki bölümde umarım hepiniz hala burada olursunuz

-Unf'cular, küfürcüler ve linç tayfadan korkan yazarınız :)

ERİYORSUN | TextingWhere stories live. Discover now