4.5

3K 215 127
                                    

Selam!

Bölüm sınırı yine geç geçildi. Yazar 1 2 bölümdür üsgün :(

Şaka maka noluyor yaw jgbfngdbjjj

Neyse sınır yine bir tık düştü.

Daha fazla tutmayacağım çünkü bence bölümü çok beğeneceksiniz ve bu bölümle beraber taşlar yavaş yavaş yerlerine oturacak!

Sınır: 42 oy 90 yorum🌼

Medya: Alper💕

Go go!
















Lunaparkta geçirdiğimiz akşamın sonunda bizim evimize gelmiş ve film izleyip sohbet etmiştik. Film bittikten sonra saat biraz geç olunca annem, Ege ile Alper'i bırakmamıştı ve ailelerini arayıp bizde kalacaklarını haber vermelerini istemişti. Bu annemin belirgin huylarından biriydi. Saat geç olduktan sonra dışarıda olabileceklerden korkar ve misafirlerini evimizde ağırlardı. Açıkçası bu benim ve Koray'ın çoğu zaman işine gelirdi. 

Annem Ege ve Alper'e misafir odasını hazırladığı sırada, bizde Koray'ın odasında Ege ve Koray'ın pijama seçme konusundaki tartışmasını izliyorduk. Şebnem arada sırada bizde kaldığı için benim dolabımda birkaç parça eşyası vardı ama Ege ve Alper ilk defa bizdeydi ve mecburen Koray'ın dolabından giyeceklerdi. Onların tartışmasına bizim karışmadığımızı gören annemin olaya el atması ve Koray'ın yanağından gözdağı vererek makas almasıyla tartışma son bulmuştu ve herkes uyumaya geçmişti.

Herkes yattıktan yaklaşık 2 3 saat sonra uyuyamadığımdan dolayı mutfağa inip su almaya karar verdim. O lanet geceden beri hala uyku sorunlarım vardı, sadece alışmıştım ve belli etmemiştim.

Kimseyi uyandırmamaya çalışarak sessizce mutfağa indim. Işıkları açmadan bahçe lambasından gelen hafif aydınlıkta sürahiden bir bardak su doldurdum ve kafama diktim. Aniden açılan mutfağın ışığıyla irkilip bardaktaki suyun bir kısmını çenemden aşağı döktüm.

"Ayh!"

"Ela, ne yapıyorsun bu saatte?"

"Asıl sen ne yapıyorsun bu saatte burada Alper? Ödümü kopardın!" diye Alper'e sitem ederken boynumdaki suyu temizledim. Yüzüne baktığımda gülmesini tuttuğunu gördüm.

"Niye gülüyorsun?"

Boğazını temizledi ve gülmediğini söyleyerek yanımdan sürahiyi aldı ve su doldurdu. Kısa sessizlikten sonra ilk konuşan Alper oldu.

"Ela. Sana bir şey soracağım ama bana dürüst cevap vermeni istiyorum." başımla onayladıktan sonra soracağı soruyu bekledim.

"Ne saklıyorsun?" sorusuyla kaşlarımı çattım. Öğrenmiş olamazdı değil mi?

"Bir şey saklamıyorum ki ben. Hem kimden ne saklayacağım?" daha açık konuşacağını belirten bir şekilde iç çekti.

"Koray'dan, Şebnem'den tahminimce annenden." 

Ben iyice gerildiğim sırada 1 saniye durdu ve devam etti.

"Ela, vücudunla ilgili bir rahatsızlığın olduğunun farkındayım. Sadece ilk yardım bilmem bunu anlamam için yeterli. Üstelik lunaparktaki rahatsızlığını saklama çabandan da kimseyle rahatsızlığını paylaşmadığını anlayabiliyorum."

İşte şimdi s*çmıştım.

Gerginliğimi gizlerken zaman kazanmak adına bir bardak daha su içtim ama herhangi bir yalan bulmam için bu kadar az bir süre yeterli değildi.

Köşeye sıkışmıştım.

Belki de biri bilmeliydi. Evet, E biliyordu ama o yanımda değildi ve bazı anlarda bana yardımcı olamaya biliyordu.

Belki de Alper zaten yemek yemediğimi anlamıştı. Sadece ilk yardım ve gözlem ile o kadarını anlayabilir miydi ki?

Yapacak bir şeyim yoktu. Söylemek zorundaydım. Yoksa diğerlerine söyleme ihtimali vardı. Duruşumu düzelttim ve çekinerek de olsa anlattım.

"Alper... Önce bana burada konuşulanları kimseye anlatmayacağına dair söz vermelisin." başını salladıktan sonra boğazımı temizledim ve devam ettim.

"Alper ben, uzun bir süredir çok fazla yemek yemiyorum." Neredeyse hiç yemiyorum.

"Ne? Nasıl yani? Neden?" galiba sadece bir sıkıntım olduğunu anlamıştı.

"Nedenini boşver. Sadece yemek yemiyorum."

"Nasıl ama? Kimse fark etmedi mi?"

"Aslında başta diyetteyim diye biliyorlardı. Bir kere neredeyse hastaneye götüreceklerdi ama tekrar yemek yiyeceğimi söyleyerek engelledim. Şuan da da göstermelik yemem yeterli oluyor."

"Ela, bana kalırsa bu sağlığın için çok tehlikeli. En kısa zamanda hastaneye git-"

"Yo!" diyerek sözünü kestim.

"Bak Alper bunları sana güvenerek anlattım ve bil ki ne hastaneye giderim ne de zorla yemek yerim. Sakın o tür şeylerle uğraşma. Ayrıca söz verdin, kimseye belli edemezsin." 

"İyi de bu delilik!" dedi ve kollarını birbirine bağladı. 

"Bak sadece az da olsa yemek yersen kimseye söylemem. Tamam hastaneye gitme ama yemek ye en azından." derince bir nefes aldım ve yüzüne baktım.

"Tamam deneyeceğim ama sende kimseye belli etmeyeceksin." başını salladı ve o sırada içeri giren Ege ile konu havada uçup gitmişti.

"Alper'cim, hani benim suyum? Bana su getirmeni istemiştim."

"Bende sana kalk kendin al demiştim." onlar ufak ufak atışırken hafifçe kıkırdamamla bana döndüler ve Ege'nin kahkahasıyla anlam veremeyerek sessiz olmasını işaret ettim. Birkaç saniye sonra hafiften sakinleşmişti.

"Bana bakın beni gören gülüyor, ne o yüzümde bir şey mi var?" ikisi de birbirine döndü ve kısa bir bakışmadan sonra Ege cevap verdi.

"Hiç," dedi i'leri uzatarak, "sadece ayıcıklı pijamaların ve kurbağalı terliklerin çok yakışmış." dedi ve ikiside sessizce güldü.

Üstüme baktığımda salaş, ayıcık desenli pijamalarım ve yeşil, dili dışarı da kurbağalı terliklerimi görünce ellerimle yüzümü kapattım.

Rezil olmuştum!

Daha sonrası belli, dalga geçmelerinin arasında kat arasında ayrıldık ve birbirimize iyi geceler diyerek odalarımıza geçtik. Saat 4'e yaklaştığı sıralarda bende zor da olsa uyuyabilmiş ve bu dolu dolu günü bitirebilmiştim.




















Vee sonunda E dışında biri öğrendi!😱

Aralarından Ela'nın durumunu en iyi farkedebilecek olan belki de Alper'di. Geçen bölümlerden zaten ilk yardım bildiğini biliyorduk. Nasıl bu kadar iyi gözlem yapabildiğini de ileri de açıklayacağım ama gelecekte istediği meslekle ilgili olduğunu söylemem de bir sakınca yok.😊

-Sizce Alper'in öğrenmesi iyi mi oldu? Ela'nın düşündüğü gibi ona saklamasında yardım edecek mi?

-Ela'nın pijama ve terliklerine ne diyorsunuz kfmgkmbmgh?

Yorum yazalım, okuyacağım.💕

Bb.💙

ERİYORSUN | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin