4.2

3.3K 218 161
                                    

Merhaba!

Biraz uzun bir süre geçti farkındayım ama tercih döneminde olduğumdan bölüm yazmaya çok vakit ayıramadım. Kusura bakmayın.🙏🏻

Bölüm lunaparkta geçiyor.

Sınır: 45 oy 90 yorum💙

Medya: Ela💕

Bölüme geçelim!



















5-10 dakikalık bekleyişin ardından lunaparka girebilmiştik. Alper jetonları almaya gitmişti ve onu beklerken bile Koray ve Ege'nin atışmasını dinliyorduk.

"Ayh, yeter be!" diye çıkışan Şebnem'e baktık.

"Sizin atışmanız sıkmaya başladı. Bundan sonra ne zaman hangi alete binileceğine ben karar veriyorum. Sorusu olan?" deyip ses çıkmadığı görünce sinsice sırıttı.

Birkaç dakika sonra gelen Alper'den jetonları almış ve Şebnem'in isteği üzerine iddianın sonlanması için ilk olarak Big Shot'a gitmiştik. Hepsi binmek üzere jetonlarını hazırlarken binmeyeceğimi, eşyalarını bana verebileceklerini söyledim. Son zamanlar da kafamdaki sesler ve baş ağrılarıma üşümenin de eklenmesiyle kusmam artmıştı. Kusmamın artmasından dolayı midem iyice hassaslaşmıştı. Böyle bir alete binmem büyük ihtimalle sallanırken kusmam demekti. Başta ısrar etseler de sonradan onlarda bana karışmamaya karar verip alete binmişlerdi.

Onların inmesini beklerken E ile mesajlaşmanın en iyisi olacağı kanaatine vardım ve E'ye mesaj attım.

Ela: E! (18:37)

Ela: Nasılsın? :) 

Ela: Niye cevap vermiyorsun? (18:39)

Ela: Daha doğrusu neden mesajları görmüyorsun?

Ela: Galiba telefonun sessizde. (18:40)

Ela: Görünce bana yaz.

"Ne yapıyorsun Boncuğum?" gelen ses ile telefonumu kapattım; bana seslenen Şebnem ve arkasındaki asık suratlı Ege, ağzında askı var gibi gülen Koray ve gülmesini bastırmaya çalışan Alper'e baktım.

"E'ye mesaj atıyordum Şebo. Cevap vermedi ama." kısa bir sessizlikten sonra Şebnem'den cevap alabildim.

"İşi vardır belkide Boncuğum. Takma sen, yazar elbet." dedi son cümlesini bastırarak.

"Umarım. Siz söyleyin asıl, kim kazandı iddiayı?" derken Şebnem koluma girdi ve erkekler arkamızdayken dönme dolaba doğru ilerlemeye başladık.

"Şaşıracaksın ama Koray kazandı." derken Koray'ın arkamızdan gururla sırıttığını hissettim. "Gerçi belli olmaz. Hala altına yapabilir sonuçta!" diye cümlesini devam ettirdiğinde arkamızdan gelen kahkahalarla gülmemi bastırmaya çalıştım.

"Sen geç bakalım şöyle Ela." diyerek Koray'ın beni Ege ve Alper'in yanına çekip Şebnem'in ağzını kapatarak söylenmesiyle hafifçe güldüm. Gülerken üzerimde bir bakış hissetmiştim ama umursamamaya çalışarak yürümeye devam ettim.

***

Dönme dolaba binerken Koray'ın "Bu kızın bana verecek hesabı var." diyerek bizi diğer vagona atması üzerine ekstradan jeton vermek zorunda kalmıştık. Bindiğimizden beri yaklaşık 15-20 metre yükselmiştik. Alper ve Ege karşımda oturmuş sohbet ederken, bende dışarıyı izliyordum. Dakikalar sonra üşümem artmıştı ama hava karardığından dolayı olmalıydı. 

Yerden yaklaşık 30 metre yükseldiğimizde üşümem titremeye geçince Ege ve Alper'de aynı durumdalar mı diye göz ucuyla baktım. İkisi de gayet rahat gözüküyordu. O zaman ben neden bu kadar çok üşüyordum?

Kimsenin keyfini kaçırmaya gerek yoktu. Zaten birkaç dakika sonra en tepede olacaktık. İnene kadar titrememi kessem yeterdi.

"Ela?" diyen Ege'ye baktım. Anlamaz şekilde bana bakıyordu. Hemen yanındaki Alper'e baktığımda çatık kaşlarla beni izlediğini gördüm.

"Efendim Ege."

"İyi misin? Betin benzin atmış."

"Titriyorsun ayrıca." diyerek Ege'nin cümlesini tamamladı Alper.

"İyiyim. Sadece üşüdüm biraz."

"Ceketimi ve-" derken sözünü kestim Ege'nin.

"Gerek yok. İyiyim ben, abartmayın. Bakın en tepedeyiz zaten. Beni boşverin de manzaranın tadını çıkarın." dedikten birkaç saniye sonra konuşmalarına geri döndüler.

Kollarımı sıvazlarken karşımdaki şehrin ışıklarına baktım. Küçük bir dönme dolap olmasına rağmen şehir ayaklarınızın altında gibi hissetmenize yetiyordu.

Yavaş yavaş aşağı inmeye başladığımız sırada kısa bir an gözüm karardı ve arkasından başım dönmeye başladı. Nasıl olsa geçer düşüncesiyle biraz gözlerimi kırpıştırdım ve geçmesini bekledim.

Geçmeyi bırak, daha çok artan baş dönmem ile gözlerimi kapatıp seslice nefes alıp vermeye başladım. Kendimi sakinleştirmem daha çok işime yarayabilirdi.

"Ela!"

"Ela, iyi misin?"

Odaklarını bana çeviren Ege ve Alper ile dönen başıma rağmen gözlerimi açtım.

"İyiyim. Başım döndü biraz sadece." dedim ağır ağır.

Onlar iki kolumdan beni tutmuş nasıl olduğumu anlamaya çalışırken, baş dönmemle birlikte gözüm karardı ve dayanamayıp oturduğum yerde öne doğru düştüm. Ege ve Alper'in kollarımdan beni tutmasıyla yere yumuşak bir iniş yapsam da bağırışların arasında gözlerimi kapatmadan önce kulağımın dibindeki tek bir fısıltılı cümleyi seçebilmiştim.

"Merak etme Ela'm, iyi olacaksın."





















Bu saatte bölüm atıyorum ama okunmamasından korkmuyorum da değil fknrcerghvg

SİZCE E KİM?

Yorum yazalım, okuyacağım.💙

Bb💕

ERİYORSUN | TextingWhere stories live. Discover now