13|bir yanım cehennemde yanarken, sana cenneti vermemi bekleme

2.5K 286 307
                                    

song|smnm - everything

Gitmek istemediğim okyanusumdan ayrılıp, Yoongi ile şubeye gidip, evimin yeni anahtarını aldığımda aklımda Jimin vardı.

Bana bozulmasından korkuyordum, haftalardır birbirimizle savaşırken, ben kaçıp o hep benim aklımı meşgul ederken onu üzmek, onun kalbini kırmak istemiyordum.

Artık farklı bir bakış açısı yaratmıştı bende. Haftalar öncesinde benim için sadece yan komşuyken şimdi daha fazlasıydı. Bunu en başından bilemezdim elbet ama başından beri ortaya çıkmak isteyen bir ışık vardı bende, onun evini ve kalbini aydınlatacak. Çünkü Jimin bana öyle söylemişti, yıllardır huzur girmeyen evine gelen huzur bendim.

Benim yeni keşfettiğim huzurum da oydu. Yanından ayrıldığımda huzursuzlaşmamın sebebi buydu. Huzurumu, okyanusumu özlemiştim. En az bir saat öncesine kadar deli gibi öptüğüm o yumuşak, dolgun dudakları özlemiştim.

Tenimde gezen ellerini, parmak uçlarının sıcaklığını, beni öperken kapanan gözlerini özlemiştim. Böyle basit bir özlem değildi, geçecek türden değildi. Onunlayken bana yaşattığı hisleri, etkileri vücudumdan atamıyordum. Silinecek dediğim her bir iz, bir kez daha kanayarak daha da yerleşiyordu ruhuma.

Park Jimin artık ruhuma bırakmıştı izleri, okyanusu kanatmıştı her bir yerimi ve kanayan yerleri de ancak o sarmasını bilirdi. Hastalığım da ve tedavim de ondaydı.

Ona fena halde tutulmuştum ve bu basit bir hoşlantı ile aynı kefeye konulacak kadar basit değildi. Aşık olmak nedir bilmiyordum ama sanki onunlayken hissettiklerim aşktı. Gerçek nefes almak ne hissediyordum. Daha düne kadar tek isteğim huzurlu bir uykuyken, derslerime daha da odaklanmakken şimdi onun koynuna sokulmak, dudaklarına biraz daha yumuşak öpücükler vermek, onu tanımak istiyordum.

Sadece Park Jimin'le yaşayıp, Park Jimin'i yaşamak istiyordum.

Yeni anahtarımla her ne kadar Jimin'in evine geri dönmek istesemde, gitmememin yanımdan ayrılmayan arkadaşım buna en büyük engeldi. Yol boyunca ne şubede, ne de eve dönerken ona Jimin'le aramızda geçenlerden bahsedememiştim.

Zaten bu konular öyle ayak üstünde konuşulacak konular değildi. Bunun için ihtiyacım olan zamandı.

Evime geri döndüğümde, arkadaşım Yoongi direk olarak salona geçmişti. Bense evimin anahtarını alıp, kendi evime nihayet geldiğim için huzurlu değildim. Gelmek istediğim ev tam anlamıyla yan daireydi.

Kendimi durduramıyordum. Her saatim, her dakikam ve saniyem Jimin'i düşünmekle geçiyordu. Yoongi gittikten sonra kesinlikle onun yanına uğrayacaktım.

Eşyalarımı odama bırakmak ve temiz bir duş almak için odama gideceğim zaman rahatça koltuğa yayılan arkadaşıma kısa bir bakış attım. Onu suçlamıyordum. Yoongi hep aynıydı, benim yakın arkadaşımdı. Yanımda oluşundan dolayı ona kızacak değildim. Jimin'le aramda geçenleri ona anlattığım zaman beni anlayacaktı.

"Ben duş alacağım, istersen bir şeyler ye, televizyonu aç. Evin gibi takıl." dedim, Yoongi'ye doğru kısa bir bakış attıp yorgun adımlarla odama geçmeden önce arkamdan rahat bir tavırla koltuğa uzanıp, umursamazca konuşmasını duydum.

"Tabi ki öyle yapacağım, sen rahat ol asıl."

Gülümsedim. Bildiğimiz Yoongi'ydi. Odama girdiğimde ister istemez mutlu olmuştum. İnsanın odası gibi yoktu. Üzerimdeki okul kıyafetimi çıkarıp kirli sepetine koydum. Acaba Jimin'in bana verdiği kıyafetler ne alemdeydi? Kıyafetleri yanıma almayı çok istemiştim ama Yoongi'nin ani gelişi elimi ayağıma dolaştırmışken bu ayrıntı aklımdan çıkmıştı.

Sillage | jikookNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ