final|eylüller, okyanus ve balık

2.4K 203 256
                                    


song| erica jennings; it's a lovely day

teşekkür bölümünü okuyunuz🌸

Değişim.

Şuan hayatımı tanıtabilecek en kapsamlı kelime bu olurdu şüphesiz. Değişim, değişmek, değişebilmek. Üç ek ilede açıklaması buydu hayatımın.

Değişimdi bu bendeki, değişmiştim. Değişmiştik. Yolun başındaki halimizden eser yoktu, yolun başı hâla aynıdı, değişen yolun ilerleyen kısımlarıydı. Yavaş yavaş değişmişti, değişmiştik. Değişmiştim, çünkü her ne kadar başta korkup, deli gibi bundan kaçmaya çalışsam da başaramanıştım.

Çünkü istemiştim. Değişmeyi, olduğum sınırlardan uzaklaşmayı istemiştim. İlk defa, belki de gerçekten ilkti, kendime döndüm. Sırtımı duvarlara, sınırlara dayadım ve kendime baktım. Kendimden, en önemlisi olmak istediklerimden kaçmadım, ilk defa kendimi buldum. İlerlemek istediğim yolu kendim seçtim, o yol nasıl olursa olsun.

Taşlı, zorlu, yokuşlu, bunaltan ve en önemlisi vazgeçirmeye meyilli olan. Önemli değildi bu. İşin aslı; benim kendi irademi kullanabilmemdi. Sınırdan çıkmamdı.

Değişmekten korkarken, değişebilmemdi. Alışıyordum, gerçekten en başından beri bir çok yeniliğe, eksikliğe ve sorunlara alışabiliyorum. Sabredip, geçmesini, yoluna girmesini istediğim çok şey vardı. Bunun başında ise ben değişirken, ne yazıkki içinde bulunduğum algıların değişmemiş, stabil kalmasıydı.

Hayatımı değiştirirken bunu anlamayanların, en önemlisi bir türlü kabul etmeyenlerin olduğu yer, tam manasıyla evimdi. Mahallem, okulum. Ailemdi.

Değişmek, basma kalıpların dışına çıkmak, onlara göre uçuk ve kabul edilemez yenilikler, yeni ahlaklar fazlaca huzur bozan, sadece tad kaçıran küçük iğneler gibiydi. Ve o iğnelerin yönü kesinlikle aileme dokunuyordu. Benim değişimim onlara göre sadece zararlıydı.

Yanlıştı. Bir kere bana bile sahte ve uyumsuzdu. Değişimi kabullenmek benim için bile başta zorken, ailem için kabul edilinemezdi.

Kabul edeceklerdi. Etmelilerdi! Zamanı geriye alamazdık, olan olmuştu. Ben değişmiştim, şimdi olduğum kişiden beni eski halime geri götürmeye çalışmaları da zaten değişim değil miydi? Kabul etmeleri lazımdı, ailemin anlaması şarttı. Değişim hayatın parçasıydı, hatta hayattı.

Benim hayatımdı.


Ve benim hayatımda, söz sahibi olmam en doğal hakkımdı. Daha en başından korumam, benimsenmem gereken hakkımı zamanında arasaydım belki de, şimdi olduğu gibi zorluklar çıkmazdı karşıma.

En azından evde ruhsuz iki kişi gibi dolaşmazdık annemle. Aramızdaki ilişkimiz eskisi gibi olurdu, anlaşabilirdik. Değişime ve yeniliklere alışabilir, en önemlisi kabul ederdik.

Yorulmuştum. Tek kelime etmememe rağmen annemle bu şekilde yabancılar gibi yaşamak beni psikolojik olarak yoruyordu. Haftalardır, eylül ayının bitmesine çok az kalmıştı. Jimin'le bizi gördüğü günden beri, tartışmamızdan bu yana değişen bir şey yoktu. Susuyordu bana, gözlerini dikse de gülümsemiyordu. Sanki ben onun oğlu değilim, hayatındaki enerjiyi sömüren bir uğursuz gibiydim.

Bana hissettirdiği buydu. Acımasızdı, geçmesini istiyordum. eski annemi istiyordum. fakat bu isteğim, galiba benim eski halime dönmemle gerçekleşirdi. İkilemde kalmıştım, bazı şeyler bıçak gibi keskin ve net olsa da, bulanıktı. Alacağım kararların getirisi ne olacaktı?

Sillage | jikookWhere stories live. Discover now