5. Bölüm

1.3K 109 66
                                    

Hagrid'in Evinde

Hagrid'in o garip kurabiyeleri önümüzdeyken ne kadar iyiysek o kadar iyiyiz. Bunu nasıl yiyorlar aklım almıyor...

Hagrid'e gelme amacımız için minik bir dikkat toplama çabasıyla ayağa kalktım "Hagrid 3. kat koridorundaki 3 başlı köpekle bir alakan var mı söyler misin?" Dediğimde şaşıran adam "Onun adı Fluffy-" sözünü kesen şöminedeki kazanın sallanmasıydı. Hagrid hemen oraya koştu ve içinden bir yumurta çıkardı, kocamandı...

O kadar büyüktü ki Hagrid'in eline zor sığıyordu. Hermione ufak bir çığlık attı nedeni belliydi yumurta çatlama aşamasındaydı. "Bu yumurta da ne Hagrid!" diye sordum. Ron "Bu bir ejderha yumurtası ağabeyim Charlie (karıştırmış olabilirim) onlarla ilgileniyor." Dediği zaman anlamıştım. "Bunu nerden buldun?!" Diye sorup ona döndüm. Bana "Onu kazandım! Bir yabancı bunu isteyip istemediğimi sordu bende elbette 'evet' dedim. Fluffy'den sonra bir ejderha hiç fena olmazdı." Dediğinde hırsla "Ona Fluffy'den mi bahsettin?! İlgilendi mi yani?!" Dedim bana olumlu cevap verircesine başını salladı ama ejderha yumurtadan çıktığında konuşmamız yarım kaldı.

  Bizde o ilgilensin diye binalarımıza döndük. Daha doğrusu dönemedik. Malfoy bizi ispiyonlamış. Bu sebeple Mcgonnagal (böyle yazılmıyormuş gibi gösteriliyor ama bana bu şekli daha hoş geldiğinden yazıyorum) bize ceza verdi. Yasak ormanda devriye gezecektik. Ben ve Harry kendimizi korurduk ama ya Ron, Hermione ve Malfoy?! Hagrid dev olabilirdi ama bir o kadar da aptal diyebileceğimiz türden bir melezdi.

  Ormanın yarısına kadar birlikte ilerledik ardından Hagrid bize "Siz sol taraftan gidin Harry, Daisy ve Malfoy. Hadi ne duruyorsunuz?!" Dedi ben tam önüme dönmüştüm ki Malfoy konuştu."İyi ama köpeği de alırım!" Hagrid umursamazca "O en küçük tehlikede korkup kaçacaktır yani bir işe yaramaz ama sen bilirsin" dedi.

  Gülümseyerek en önden ilerlemeye başladım ben Harry'e birkaç aydır büyü öğretiyordum ve o bunları sanki hep yapıyormuşçasına birkaç denemede başarıyordu. Onun bu gücü beni fevkalade cezbediyordu kardeşim olmasa yürürdüm, GERÇEKTEN! Farketmeden bir dala bastığımda Draco sanki bunu bekliyormuşçasına çığlık attı. Onu susturduğumda etrafı sürekli dikkatle izlemeye başlayan Malfoy ile gözlerimi devirdim.

  Önüme döndüğümde Malfoy'un korkuları yüzünden sürekli titremesi ile geçen birkaç dakikanın ardından duraksadım. Birisi karşımda Unicorn kanı içiyordu! Anında asama davrandım ve dördümüze bir Hayalbozan büyüsü yaptım. Ardından da bir Silencio ile Malfoy'un ses çıkarmasını engelledim. Adama yaklaşmaya başladım.

  Birkaç adım arkasında durduğumda üzerimden sessizlik büyüsünü kaldırdım "Hey sen! Unicorn kanı içmek yasaktır! Burada ne yapıyorsun!" Şeklinde bağırdım. Malfoy'un çığlıklarla etrafı doldurmasını sağlayabilecek derecede korktuğunu Harry'nin ise benim için endişelendiğini hissetttim. Sanki, sanki zihin okuyormuş gibi.ben bir Zihnifendar mıydım? Peki ya Zihnibendar? (Nasıl yazıldığından emin değilim) Garipti hemde çok bunu karşımdaki adama da uygulamaya çalıştım.

  Adam zihnini öyle koruyordu ki Çin Seddi kalınlığında zihin duvarları vardı. Ama ben orada bir delik açmak yerine kapısından geçtim. Zorlanmadan hemde. İçeride daha çok kapı vardı. Üzerlerine baktım. Tom  Marvolo Riddle diğer taraftaki kapılara gittim onlarda ise Voldemort yazıyordu. Bu adam, ailemizi öldüren adamdı! Hayır şok olmaz şok geçirirsen burada kapana kısılabilirsin. Hadi Daisy nefes al, ver. Tamam şimdi geri dön. Önce ışıklar kapandı,, ardından ise sanki tekrar açıldı. Bu sefer ormanda ayakta duruyordum.

  Tom konuşmaya başladı. "Zihnime girmeye cüret edebilen bir zihinfendar, fazla güçlüsün... Kimsin sen! Ah hadi ama buralarda köpek kokusu var. Ne yani korkup köpeğe mi sığınacaksınız?" Dediğinde hakaret yemişçesine " Kes sesini Tom ya da Voldemort mu demeliydim? Ah buldum! Sen, benim gözümde Morgana'nın düşmanı Merlin'den farksızsın. Benim düşmanım sensin Voldemort! Anılarında Tom yazıyordu değil mi? Zihnine kolaylıkla girebildiğime göre anılarını da ele geçirmem zor olmaz. Morgana'nın en sevdiği acı çektirme nasıl biliyorsun. Anılarına sız, delirt ve altın vuruş yalvart ölüm için yalvartarak zarar vermek. Eh sen de çok kullanırdın. Bence sen güçsüzken bunu yapmak en mantıklısı? Ha, ne dersin?" Harry ve Malfoy söylediklerim karşısında şokla bakıyor olmalılardı.

  Göremiyor olmak sıkıcı ama kim karşısında Voldemort varken kim olduğunu gösterir ki? "Gerçekten güçlüsün. Senin duvarların benim duvarlarımdan daha dayanıklı, sağlam ve güçlü. Benim duvarlarımdan nasıl içeri girdin bilmiyorum ama ben senin zihnine girmekte zorlanmayacağım. Hem biliyorsun delirmek için uzun yıllarım var. Ama bu senin de olduğu anlamına gelmez! Crusio!" Bağıran Ruhun Voldemort'a sahip olduğu gerçeği aklıma  gelir gelmez güçlü bir Protego Maxima yaptım ve üçümüzü kalkanımın içine aldım.

  Harry debelendi ve sağ elindeki asasını kaldırdı. Aynı büyüyü o da yaptı ve kalkan güçlendi. Draco da debelendiğinde "Biz bu büyüleri daha önce yaptık sen yapmamışsındır bu sebeple  yapmanı önermem güçlendirmek yerine kırabilirsin." Dedim o altta kalmayarak "Lucius Malfoy'un oğluna daha önceden eğitim vermiş olduğunu düşünmedin mi?" Dedi, saçmalık. "Lucius Malfoy'un oğluna bir kalkan büyüsü öğreteceğini sanmam. Yinede arka tarafımıza doğru yaklaşan 2 yılan var onların işini hallet öldürme sadece sersemletmeni istiyorum." Dedim ve dikkatimi tekrar Voldemort'a verdim.

  O da yılanlarını farkettiğimi anlayıp. "Aferin çocuğum aferin. Dumbledore'un oyuncaklarından biri olmasaydın seni  ölüm yiyen konseyinde bir sandalyeye oturtabilirdim. Bir öğrenci olduğunu varsayıyorum, peki ama hangi öğrenci bu kadar güçlü olabilir. Birinci, ikinci ve üçüncü sınıflara gidiyor olduğunu sanmıyorum. Bir altıncı sınıf yada yedinci sınıf olmalısın." Dediğinde gülümsedim ama o sırada Fang korkudan kaçmaya başladı.

  "Bir yedinci sınıf olmak için fazla küçüğüm, bir altıncı sınıf olmak için fazla zekiyim, bir beşinci sınıf olmak için fazla bilgiliyim, bir dördüncü sınıfa fazla yakınım. Ben bir birinci sınıfım, 11 yaşında bir Cadıyım. En az senin kadar başarılıyım. Sen benim yaşımdayken insanlara zarar verirdin ben sana vereceğim" ve o anda bir büyü fırlattım."Zihnifendet!"

 









İveeeeet yeni bölüm! 843 kelime çünkü çok çabuk 8 vote geldi. Bende dedim ki. Artık 10 vote olsun biraz düşünmem lazım tabi ki. Ayrıca aslında biraz daha uzun yazacaktım ama sonrasında ne olacağını ben bile bilmiyorum. Aklımda bulunan sahneleri bir köşeye sıkıştırmak dışında yaptığım hiçbir şey yok!

Daisy'nin Voldemort'u tehdit etmesini tahmin etmiş miydiniz? Şahsen benim için bile bu bir sürpriz oldu. Galiba ben anlık olarak aklıma geleni yazdığım için böyle.

Daisy  ve Harry'nin birlikte  yaptığı kalkanı Voldemort bile kıramadı. Bu ikili fazla güçlü yahu.

Voldemort'un Daisy'yi kendi tarafına çekmek istemesini haklı buldunuz mu?

Daisy bu kadar güçlü ve cesurken neden Gryffindor'a gitmemiş olabilir? Voldemort'a bile asasını ters tutturacak zekasına hayranım.

Mükemmel bir yazardan mükemmel bir bölüm kısaydı çünkü benim bile tıkandığım noktadayız. Aslında tıkanmadım hemen şimdi aklıma yeni bir fikir akın etti! Herneyse YAZARINIZ KARANTİNA ALTINA ALINAN BİR KÖYDE! Eğer ölürsem 2 ay bölüm yazmam ardından Helena gibi hortlarım haberiniz olsun.

Ben tercihlerimi yapacağım gün yanımda meğersem 2 gün sonra koronavirüs testi pozitif çıkan biri oturuyormuş. Ve ben anneme uyup maskemi çıkartmıştım. Yani gerçekten riskteyim...

O kadar uzattım ki 1024 kelimeye ulaştı! Hadi Selametle...

Nox

Daisy Lily Potter| Harry Potter İkiz Fanfiction [ASKIDA] Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt