bölüm 15

7.5K 255 47
                                    

"Sevmek, devam eden en güzel huyum."
                      CAHİT SITKI TARANCI

Gün vardır insana huzur verir, gün vardır insana hüzün verir. Belki de hüznün de huzurun da kaynağı seçimlerdir sadece. Biri sevmeyi seçip mutlu olur, diğeri ise sevgisizliği seçip üzgün olur.  Bugün ise iki insan vardı biri üzgün biri karmaşık.

Ahsen gözlerini yeni bir güne araladı. Hava çok sıcaktı. Ağustos sıcakları iyiden iyiye kendini hissettirmeye başlamıştı. Gözlerini açıp yatakta doğruldu. Elindeki alyansa bir süre baktı. Sonra avuç içine baktı. Dün gece kına gecesi yapılmıştı. Ve şuan elinde kına vardı. Bu kokuyu sevmezdi. Gelir gelmez ellerini yıkasada tamamıyla çıkaramamıştı. Ellerine bakarken avucunun içine bir damla yaş düştü. O ana kadar ağladığını fark etmemişti. Sonra damlalar sıklaştı. Bungun havada yağan yaz yağmuru gibiydi.

"Anne lütfen bana doğru yolu göster. Ben korkuyorum. Emir ile evlenmek beni korkutuyor. O iyi bir insan ama beni sevmiyor ve her fırsatta beni küçümsüyor. Ben babamla senin evliliğin gibi bir evlilik istemiyorum. Emir babamdan farklı ama yine de korkuyorum. Babamın seni incittiği gibi onun da beni incitmesini istemiyorum. Ve benim gibi sevgisiz büyüyen bir çocuğum olmasını istemiyorum. Anne bana bir yol göster ne yapmalıyım."

Ahsen bir süre ağladı. Ağlayınca içi rahatlamıştı. Zaten dün akşamdan beri ağlıyordu. Dün akşam annesinin de orada olmasını o kadar çok istemişti ki gerçekler yüzüne tokat gibi çarpmıştı. Annesi yoktu o daha beş yaşındayken onu bırakmıştı.

Ahsen güne hüzünle uyandı peki Emir?

Emir çalan alarmına saydıra saydıra gözlerini açtı. Mümkün olduğunca hiçbir düğüne gitmemeye çalışırdı şimdi mesele kendi düğünü olunca katılmaya mecburdu. Dün akşam ki müzik sesleri yüzünden şuan kafası davul gibiydi. Yatağından kalkıp Aysel hanımı aradı.

"Günaydın abla. Odama kahve gönderebilir misin?"

Emir genelde sabahları kahve ile güne başlardı. Bu da hastanede kazandığı bir alışkanlıktı. Nöbet tuttuğu günler 36 saat aralıksız çalışıyordu ve uyumamak içinde boş mideyle devamlı kahve içer olmuştu. Kahve gelene kadar bir süre balkona çıkmayı düşündü. Balkona azıcık huzuru soluklamak için çıkmıştı lakin her tarafta insan vardı ve aşağısı savaş alanı gibiydi. Kimi sağa kimi sola koşuyordu. Tabi birde akrabalarının oradan oraya koşan çocukları vardı. Dün akşamdan dolayı başı ağrıyordu birde bu sesler iyice sinirlerini gerdi. Odasına geri döndü. Kahvesi gelince sessizce yudumladı. Bu tat ona tüm yorgunluğunu unutturuyordu. Kahvesinin mis gibi kokusunu içine çeke çeke yudumladı. Hayat ne acayipti. Bugün evleniyordu. İçindeki duyguları çözemedi. Bir tarafı üzgün diğer tarafı ise mutluydu.  Bu duygu karmaşasının sebebini bilmiyordu. Kahvesi bitince üstüne keten şortunu ve mavi tişörtünü giyip odadan çıktı. Annesi az önce Aysel hanımla haber yollamıştı. Aşağıda bir sürü insan vardı ve aşağıya birlikte inmelerini istemişti. Usulca Ahsen'in kapısını çaldı. Ahsen ses vermiyordu. Dayanamayıp odaya girdi.

Ahsen o sırada dizlerini kendisine çekmiş ağlıyordu.

Emir Ahsen'in bu halini görünce huzursuzlandı. Yanına gidip yatağın kenarına oturdu. Ahsen yatağın kenarının çöktüğünü hissetsede kim geldi diye bakmadı çünkü bu kokuyu çok iyi tanıyordu. Bu koku ona huzur veriyordu. Belki de hergün bu kokuyu aldığı için öyle hissediyordu.

"Ahsen bir şey mi oldu?"

"Lütfen git. Yalnız kalmak istiyorum."

"Ne olduğunu anlatmazsan gitmem."

Ahsen- bir sessiz çığlık [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now