bölüm 23

6.7K 254 43
                                    

Bırakmayı öğren. Mutluluğun anahtarı budur.
BUDDHA

Ahsen tatilden döndükten sonra Emir ile daha iyi anlaşır olmuştu. Tabi birkaç gündür Emir'in yüzme dersi diye kafasını ütülemesini saymazsak. Ahsen ne zaman Emir ile karşılaşsa ki aynı odada kaldıklarından bu karşılaşmalar çok sık oluyordu, Emir hemen yüzme dersi konusunu açıyordu. Ahsen de çareyi kaçmakta buluyordu. O iki günü hatırlayınca hala yüzü kızarıyordu. Havuzda Emir'in çıplak vücuduna sımsıkı sarıldığını hatırladıkça yanakları al al oluyordu. Bugün Ahsen'in okulda dersi vardı. Emir uyanmadan evden çıkmak istedi. Yavaşça yataktan kalkıp hızlı hareketlerle hazırlandı. Sonrasında Rıfat Bey onu okula bıraktı.

Ahsen birkaç gündür derslerden iyice kopmuştu. Derste farkına varmadan başka şeyler düşünüyordu. Bugün ki düşünme menüsünde ise Emir vardı. Acaba Emir ve onun kafasına taktı mı bir türlü istediğini almadan vazgeçmediği şu inadından nasıl kurtulacaktı. Emir kafasına takmıştı. O yüzme dersini aldırmadan durmayacaktı.

Ahsen sabahtan öğleye kadar derslerine girdi. Öğleden sonra ise boştu. Mert ısrarla ona bir sürprizinin olduğunu söyleyip peşinden sürükledi.

Şimdi ikisi birlikte bir kafeye gelmişlerdi. Sıla hasta olduğundan birkaç gündür yoktu. Bu süreçte Ahsen, Mert ile daha fazla zaman geçirir olmuştu.

Ahsen
_______

Mert elimden tutup beni zorla peşinden sürükledi. Bir sürprizi varmış. Aklımdan binbir türlü şey geçti. Acaba geçende hastanede yarım kalan konuşmamızı tamamlayacak olabilir mi? Ayy bir anda beni heyecan bastı. Yalnız bir sıkıntı var. Mert şimdi eğer beni sevdiğini itiraf ederse ve biz sevgili olursak devamında ne olacak? Benim biran önce Emir'den boşanmam lazım. Sonrasında Mert'e uygun bir dille her şeyi anlatırım. Umarım beni anlar. Bu boşanma işini en yakın zamanda Cansu ablayla konuşsam iyi olur. Şuan çalışmasada Cansu abla çok başarılı bir boşanma avukatıdır. Bana en azından yol gösterir. Ben karmaşık düşüncelerle boğuşurken Mert'in beni bir kafeye getirdiğini fark ettim. Kafeye gelince cam kenarında bir masaya oturduk. Mert heyecanlı bir şekilde yüzüme bakıyordu.

"Mert beni niye buraya getirdin?"

"Sana bir sürprizim var demiştim onun için geldik mavişim. Hatırlıyor musun? Geçende hastanede sana bir şeyden bahsetmiştim. Hani sevdiğim kızı anlatmıştım sana işte o kız..."

Mert konuşmasını bitiremeden garson önüme kalpli bir pasta koydu. Pastanın üzerinde iyi ki doğdun sevgilim yazıyordu. Biran dondum kaldım. Bugün cidden benim doğum günümdü. Geçen sene bu zamanlar biz daha arkadaş değildik ve benim doğum günümü kutlamamışlardı. Şimdi bunu nereden bildiğini merak ettim. Sonra daha önemli bir ayrıntı dikkatimi çekti. Pastanın üzerinde yazan şey neydi öyle? Sevgilim mi yazıyordu orada? Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atmaya başladı. Mert sonunda bana karşı olan hislerini açıklıyordu ve bunu benin doğum günümde yaptı. Ama bundan sonra ne olacak? Benim hemen Emir'den boşanmam lazım.

Ben içimden düşünürken Mert'in donuk yüzü dikkatimi çekti. Garsona ters ters baktı.

"Ben size, ben işaret edince getirmenizi söylemiştim. Sürpriz yapacağım kişi henüz gelmedi. Acele edip pastayı geri götürün de kız arkadaşım gelip görmesin ki sürprizim bozulmasın."

"Kusura bakmayın, ben bu pasta hanımefendi için sanmıştım."

"Sanma kardeşim sanma. Hanımefendi benim sadece arkadaşım."

Mert'in söyledikleriyle şoka girdim. Ne yani sevdiği kişi ben değil miyim? Peki o zaman benim burada ne işim var? Mert şuan bana kesin bir oyun oynuyor. Beni kandırıyor olmalı değil mi? Bu bir şaka ve az sonra şaka yaptım deyip bana sarılacak. Çok saçma değil mi? Sevdiği kız benim gibi mavi gözlü ve doğum günü benimle aynı gün. Bu kadar tesadüf biraz fazla zorlama değil mi? Kesin benimle oyun oynuyor.

Ahsen- bir sessiz çığlık [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now